Yanık hastanesi ve yanık ünitesi olmayan İstanbul'u neyleyelim!
Hepimiz potansiyel olarak yanık hastasıyız
Söze nasıl başlayacağımı bilemedim. Evet, bugün size bir ihmalkar baba olarak yazıyorum. 14 ayını doldurmuş bir kızım var ismi Zeynep Öykü.
Allah isteyen herkese çocuk kısmet etsin, her dileyene versin.
Gebze Darıca Farabi Devlet Hastanesi |
Çocuk: En olmadık zamanda en olmadık işleri yapan, hayret edilecek varlık!
Çayımdan bir yudum aldım, mutfağa bisküvi almaya giden eşimin çığlıkları
ile fırladım. Kızım masanın üzerinde duran çay bardağının kulpunu çekiyor ve
bütün o sıcak çay yanağından göğsüne doğru dökülüyor. Cam bardak paramparça!
Feryadı figanı telaşımızdan duyamıyoruz, hemen elbisesini çıkarıp banyoda
soğuk suyun altına tutuyorum. Kahretsin! Gördüğüm manzara soğukkanlı
beni bile telaşlandırıyor. Çünkü suyu tuttuğumda çocuğun derisi naylon
poşet gibi kabarıp soyuluyor!
Şortum, terliğim ve kucağımda Öykü ile arabayla 7-8 dakika mesafadeki özel
hastanedeyiz. Arabada hayatta öğrendiği ve telaffuz edebildiği ilk ve tek kelimeyle ağlıyor "baba babaaa" dayanılacak
gibi değil!
Hastanede yanık hastalarına nasıl müdahale ediliyor?
Acilden içeri giriyoruz hemen bir enfeksiyonları önleyici sıvı ve beyaz merhem ile bandajlanıyor o minik vücut. İki hastaneden sonra, plastik cerrahın olduğu Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ndeyiz,
Acilden içeri giriyoruz, plastik cerrah çocuğa müdahale ediyor. Eski bir yanık
uzmanı olması içimizi rahatlatıyor. 1 saat önce yapılmış bandajlar kalkıyor
yerine yenisi geliyor. Müşahade odasındadayız çocuk rahatladı ağlaması kesildi stres atmak için parmağını emiyor!
Doktor "112 haber verdim, çocuğu bir yanık ünitesine almamız lazım haber
bekleyelim" diyor. O gece hastanedeyiz. telaşımızdan oğlumuzu nereye emanet edeceğimizi bilememişiz komşuyu arıyoruz.
Yanık hastalarını bekleyen en büyük tehlike su kaybı
Öykü'ye serum takılıyor, çünkü yanıkta insan vücudu su kaybediyor bu kayıp
ölümlere neden oluyormuş. Sakın olaki çocuğunuz çayla, çorba ile sıcak su ile
yandığında aman evde merhem süreriz geçer demeyin! Yanık işi ciddi.
Devlet baba kaza kusur affetmiyor! Polis ensenizde!
Öykü rahatlıyor, kır saçlı orta yaşlı bir adam etrafımda, çocuğa ne oldu
beyfendi gibi sorular. Sonradan anlıyorum ki bu sıradan bir vatandaş değil
Polis. Kitabına uygun olarak size bazı belgeleri imzalamanız gerektiğini
kibarca söylüyorlar. Nasıl yani oluyorsunuz. Elinizdeki kağıda bakınca, bu
gerekçenin doktordan geldiğini anlıyorsunuz. Raporda şunlar yazıyor "Ev
ahalisinin dikkatsizliği sonucu yanık, yaralanma" yani o çocuğa bir şey
olursa devlet baba tepenizde!
Bir gece Bağcılar Devlet Hastanesi Acil Bölümü müşahade odasındayız. Eşim
bedenen direnemiyor kızın yanına kıvrılıp uyudular. Sabah oldu ama biz hala açık yanık ünitesi bekliyoruz. Aklıma takılıyor bu
kalabalıkta nasıl bulacak bizi bu plastik cerrah eve gitmeden yakalayayım ne
yapacağımızı bize söylesin!
Doktorların çalışma saatleri çok yüksek!
Doktoru yine hasta başında buluyorum sakince
dinliyor: "Merak etmeyin merkezi bir sistemle çalışıyoruz 112 boşalan ilk yanık odasına çocuğu alacak!" Doktorluk zor meslek bir önceki gece saat 22:00'de gördüğün doktor ertesi gün saat 15:te hala hasta muayene ediyordu! Eşyaları almak için eve dönüyorum semtin polis merkezinden arıyorlar, geçmiş olsun çocuğun durumu nasıl..!
Resim yazısı ekle |
Ambulansla Darıca Farabi Hastanesi'ne Gidiyoruz
Nihayet 112 geliyor İstanbul'da boş yer yokmuş bizi ya helikopter ambulansla
ya da normal ambulansla Gebze Darıca Farabi Devlet Hastanesi Yanık Ünitesi'ne
gönderecekler. Anne çocuk 122 ambulansta ben arkalarından Darıca'ya gidiyorum.
Yanık ünitesine ziyaretçi
kabulu yasak, enfeksiyon riski var. Hasta yakını refekatçiler dahi dışarı
çıkamıyor. Rahat bir yer, banyosu, odası,
yemeği, hijyen şartları iyi diyor eşim.
Tam 1 hafta Darıca Devlet Hastanesi'ndeyiz ve Öykü taburcu oluyor. Değişen
bir şey yok. Kızım helikopter gibi ayaklarını vura vura yine koşuyor, yürümeye
abisine saldırmaya ya da babaya sırnaşmaya devam. Hayat kaldığı yerden devam
ediyor!
Şimdi su soruyu Sayın Sağlık Bakanımıza soruyorum:
Koskoca İstanbul'da Kartal dışında neden yanık ünitesi olmaz? Efenim, sürekli ihtiyaç olmuyormuş! Eee ordumuza da sürekli ihtiyaç yok ama memleket
bütçesinin üçte birini orduya ayırıyoruz! Çünkü biliyoruz ki o orduyu 1 kez
kullanacağız işte o zaman ya Saddamın ordusu gibi olursun ülken yerle yeksan olur ya da Türk ordusu gibi olursun kaya gibi bu coğrafyaya memleketim demeye
devam edersin tersi bir durumda haymatlos olursun!
Neden İstanbul'da yeterince yanık ünitesi yok! Beklenen o depremde binlerce insan doğalgaz nedeniyle yanarsa ne yapacaksınız soğutmak için denize mi atacaksınız?
Neden İstanbul'da 1 hastane dışında yanık ünitesi yok? Bağcılar Devlet
Hastanesi'nde varmış kapanmış! Neden? Bulduğu boş saksıya bile konut diken devlet bir yanık hastanesi mi yapamayacak!
Neden yok sorusuyla ilgili mini bir araştırma yaptım ve insanlığımdan utandım! Siz de utanacaksınız!
Eğer, doğru ise yanık tedavisi uzun ve
maliyetli bir süreç olduğu için döner sermayeciliğe ve performans sistemine
uygun değilmiş. O yüzden performans sistemi nedeniyle kimse yanıkçı olmak
istemiyor çünkü bir hasta uzun süreli yatıyor ve hasta sürümü yok. Sürümden
kazanamıyorsunuz!!!
İstanbul'da neden yanık ünitesi yeterli değil, yok seviyesinde?
Sevgili İstanbullular, sakın ola ki yanmayın! Kızım 2 gün içinde yer bulduğu için şanslıymış,
mazallah ateşler içinde yandığınız halde sağlık sisteminin bu absürt uygulaması
ile yeniden ateşler içinde beklerken yanarsınız!
Sağlık sisteminde hiç mi iyi bir şey yok!
Var. 1 hafta hastane hastane dolaşan biz, yeminle söylüyorum 5 lira dahi ödemedik! Adamlar yapmış ama eksikleri söylemek bizden ki daha güzel şeyler olsun memleketimizde!
Doktorlar çok çalışmaktan bitap bir de psikolojisi bozulmuş hasta yakınları, işleri zor!
Daha ağır ve sitem dolu bir yazı yazacaktım! Dedim ki kendi kendime Blogger Bolat senin kızının yanağı ve vucudu yanışmış olabilir!
Ama kahpe kurşunlara vatan savunması için göğüs geren aslan parçaları askerlerimiz yandı!
O lanetli teröristler şehitlerimizin annelerini, babalarını,
kardeşlerinin ciğerini yaktı!
Senin acın hafif be Bolat!
Yunus'un dediği gibi:
Bu dünyada bir nesneye
Yanar içim göynür özüm
Yiğit iken ölenlere
Gök ekini biçmiş gibi
Şehitlerimize rahmet diliyorum, ailelerine başsağlığı!
Vatan eğer uğrunda ölen varsa vatandır!
Ruhunuz şad olsun kahraman çocuklarımız!
Yorumlar
Yorum Gönder