Kayıtlar

Nisan, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Remzi Kitabevi

Resim
İstanbul’un en önemli kitapevlerinden biri Remzi Kitabevi’dir.  Yayınevi, Remzi Bengi tarafından 1927 yılında kurulmuştur. Kitabevi  Beyazıt’ta açtığı bir dükkânla faaliyete başlar, basılan ilk kitabı Ömer Seyfettin’in “Yüksek Ökçeler” adlı eseridir. En beğendiğim şubelerinden biri Nişantaşı’nda Cadde üzerinde bulunmaktadır. Edebiyat dünyasının en önde gelen yazarlarının kitapları bu yayınevinden çıkar. Bir nevi prestijdir yani ismi. Remzi Kitabevi yayın hayatımız için çok önemli bir kazanımdır. AVM'lerdeki kitap mağazalarını da çok kullanışlı bulurum. Yaşasın var olsun Remzi Kitabevi diyorum başka bir şey demiyorum.

İstanbul neden Boğazın güneyinde kuruldu?

İstanbul'un yerleşimi İstanbul’un, Boğazın Güneyinde kurulmasının en büyük nedeni Haliçtir. Çünkü Haliç’in ağzı bütün rüzgârlara kapalıdır. Bu durum Haliç’i korunaklı, kuytu bir liman haline getirmiştir. Eskiden Akdeniz hayalleri ile yanıp tutuşan kavimler İstanbul Boğazını dolayısıyla İstanbul’u ele geçirmek istemişlerdir. İstanbul'un iklimi Yaz ayları  sıcak ve nemli, kış ayları ise bol yağışlıdır. Küresel ısınmanın etkileri İstanbul ikliminde de hissedilmektedir. İstanbul'un iklimi Akdeniz iklimi ile paralellik göstermektedir. Bosphorus Bizans döneminde M.S 401 yılında donmuştur. Rivayet odur ki yine Bizans döneminde 739 ve 755 yıllarında yine donmuştur. Osmanlı döneminde 1621'deİstanbul Boğazı donmuş ve halk yürüyerek Üsküdara Boğaz üzerinden geçmiştir. İstanbul Boğazı 1921'de yine 1954'te ayrıca donmuştur. Haliç'de de sık sık don olayına rastanmış, don olayının yaşandığı yıllarda İstanbul çeşmeleri de donduğu için halk susuzluk çekmiştir. Gün

Bende seni öpüyorum Aslan parçası

Resim
Her yıl büyük bir keyifle izlediğimiz TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliğinde TRT’yi bu yıl beğenmedim. İstanbul'un havasından mı, TRT'nin havasından mı anlayamadım. Hâlbuki sunucular da çok iyiydi. Sanki bir şey eksikti ama ne bilemiyorum! 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı haftasında, 1979 yılından beri her yıl Türkiye Radyo Televizyon Kurumu tarafından düzenlenen şenliklerle kutlanır. Her biri dünyanın bir tarafından gelen 8–14 yaşları arasındaki çocuklar, çocuklu gönüllü Türk aileler tarafından evlerinde ağırlanır. UNICEF tarafından da tanınan 23 Nisan Çocuk Bayramı 1979’dan bu yana ülkeler arası düzeyde kutlanıyor. 23 Nisan Çocuklar arasındaki kardeşlik, sevgi, dostluk bağlarını geliştirerek barış içinde yasayacakları bir dünya kurulması amacıyla düzenlenmektedir. 23 Nisan Bayramımız Kutlu olsun, Atamızı saygıyla anıyoruz, sayesinde her yıl çocuklar gibi şen oluyoruz. Biz de en az bu çoğumuz kadar onu seviyoruz. Videoyu izleyince duygulanmamak

İstanbul'a Yeni Bahçe Marketi

Resim
İstanbul Büyük Şehir Belediyesi Bahçeyle ilgili her şeyin yer aldığı Türkiye’nin en bahçe marketini Alibeyköy’de açtı. İBB Ağaç A.Ş. tarafından işletilecek olan market bahçeye meraklı olanların ilgisini çekmeye çalışacak. Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ın açılışını yaptığı market 3000 metrekare üzerine kurulmuş. E, hayırlı uğurlu olsun diyelim. İstanbul çiçek gibi şehir ama maalesef yapılaşmanın da kurbanı oluyor. Bu yapılaşmaya izin veren insanlar gün gelecek pişman olacak ama iş işten geçmiş olacak. İşte bu nedenle İstanbul'un yerel yönetimleri görükleri her boş alana, her kamu alanına belediye meclisinde imar izni çıkarıp İstanbul'u gayya kuyusuna çevirmesin. Bu şehir şimdi buarada yaşayanların değil delecekte de buara yaşayacak olan İstanbulluların şehridir.

Saraya Küskün Heykel

Resim
Avusturya’lı heykeltıraş Heinrich Krippel tarafından Istanbul Sarayburnu'ndaki heykeli İstanbul-Ankara çekişmesinin ender örneklerinden biridir. Bu heykel için Atatürk der ki “Heykel durduğu yerle de bir şey anlatır. Heykelim orada olsun ki benden sonrakiler bu duruşu örnek alsın.” Sarayburnu'ndaki Atatürk heykeli bronzdan dökülmüş olup, Atatürk burada sivil giysileri ile tasvir edilmiştir. Sol elini beline dayamış, sağ elini de aşağıya doğru uzatmıştır. Heykelin kaidesinin önünde Hattat Kamil Akdik’in yazısı ile “tarihi ihtilas 1336” , arka yüzünde heykelin dikiliş tarihi 1926, yan tarafında Cumhuriyet’in ilân tarihi yazılıdır. İstanbul Belediyesi tarafından diktirilen heykelin açılışı sonrasında Belediye yetkilileri Atatürk’ten bir telgraf alır: “Muhterem İstanbul Halkının ilk defa heykelimi dikmek suretiyle gösterdiği yüksek kadirşinaslıktan ve resm-i küşat münasebetiyle hakkımda izhar buyurulan necip hissiyattan dolayı samimi teşekkürlerimi arzederim.” Bugün büyük k

Camiler Yatakhane

Resim
Türkler Balkanlarda bozguna uğrayınca insanlar akın akın gelen İstanbul'a gelir. Savaşa hazır tutulan erler de koleraya yakalanınca, İstanbul kolera cehennemine döner , Askerlerimiz Gülhane Parkı’nda üst üste yatırılır. Askerlerin bir kısmı daha sonra Belediye Başkanı Cemil (Topuzlu) Paşa’nın gayretleri ve Şeyhülislam Cemaleddin Efendi’nin desteğiyle İstanbul’daki bazı camilere yerleştirilir. Böylelikle İstanbul’un Ayasofya, Sultanahmet, Şehzadebaşı gibi büyük camileri belediyenin emrine geçer ve birer yatakhane haline gelir. Bugün güzel ülkemiz Türkiye'de güzel günler yaşıyoruz. Umarım ki Türkiye'de yaşayan hiç bir fert savaş görmez. İnsanın insanı öldürdüğü bir çatışma ne kadar hazin ne kadar katasrofik bir durumdur. Aman Allahım o günler ülkemizden Irak olsun. Ortadoğu cehennemini görüyorsunuz, kaypak bir zemin adeta kumul üstüne kurulmuş şehir gibi fıkır fıkır kaynıyor!

Şehir Yalnızlığı

Resim
Şehir dediğin envai türde insanın farklı çıkarlarla tek bir organizasyon içerisinde yaşadığı yerdir. İnsanlar şehirde, kasaba ya da köyde olduğu gibi birbirlerine yakın değildir. İstanbul’da da alışkın olduğu ortam gibi samimiyet bekleyen bir köylü yada kasabalının dünyası paramparça olur. Kişi kendini yalnız hisseder ve mutsuz hisseder. Eğer şehirli birey köyde olduğu gibi her tanıdığına aynı yakınlığı gösterse duygusal dünyası paramparça olur. Kendimizi korumak için bazen mesafelere ihtiyacımız vardır dostum. Bu mesafe bizim ruhsuzluğumuzdan değil kendimizi koruma güdümüzden kaynaklanmaktadır yanlış anlaşılmasın!

Bir Trakya Masalı

Resim
Batı Trakya İskeçe yöresinin pek sevdiceğim bir masalı vardır. Masalın adı “Kırk Kelle Koparan.” Bir gün yoksul bir köse bir kılıç yaptırır. Sivrisineklerin bol olduğu bir yerde kılıcını Şöyle bir savurunca bakar ki kılıcın üzerinde kırk tane sivrisinek kafası var. Hemen demirciye giderek kılıcın üzerine “Kırk kelle koparan” yazdırır. Gide gide kırk devin toplandığı bir meydanlığa varır. Köse kılıcını meydanlığın ortasına dikerek gölgesine yatar. O uyurken kılıçtaki “Kırk kelle koparan” yazısını okuyan kırk dev korkarak köseyle arkadaş olur. İşte tam ucuz kahramanlık çağındayız. İstanbul'da seçim çalışmaları başladı herkes başka bir kahramanlık peşinde.

İstanbul’un dünyanın gündeminde

Resim
Kiminle konuşsan İstanbul'un tanıtıma ihtiyacı var der. Be derim ki İstanbul dünyanın 3 büyük imparatorluğuna başkent olmuş bir şehir, İstanbul'u tanımayan cahilin önden gidenidir. İstanbul'un tanıtıma ihtiyacı yok. İstanbul'un yapılaşmamaya ihtiyacı var. İstanbul'un siluetinin korunmaya ihtiyacı var. İstanbul'un tarihi, kültürel ve coğrafi mirasının özene ihtiyacı var azizim! Son zamanlarda birçok yayın İstanbul'a geniş yer ayırıyor. İstanbul'u mutlaka görülmesi gereken şehirlerin arasında ilk sıralarda gösteriyorlar. New York Times, Die Welt, The Economist, Financial Times, Le Monde , Telegraph, The Times, gibi dünyanın en saygın gazete, dergileri İstanbul'un önemine dikkat çekecek yazılarla yayınlıyorlar. İşte onlardan biri. Fotoğraf hafta sonu misafirlerimden Jan tarafından çekilmiştir. Estanbul, İstambul, İstanbul ne dersen de nasıl ifade edersen et güzel şehir! Fakat bu güzel şehir yapılaşmanın vandallığı altında eziliyor! Sourc

Kurbağalıdere de değişen bir şey yok!

Resim
Bakın 1925 yılında çizilen bir İstanbul karikatüründe Kadıköy Kurbağalıdere nasıl anlatılıyor! Hacivat: Aferin Kadıköylüler, Şehremanetinden(belediye) ümidi kesince elleriyle temizlemeye başladılar. Karagöz: Emekleri var olsun, fakat korkarım ki Şehremaneti böyle çalıştıklarını görürse ruhsatiye almadınız diye yakalarına yapışmasın! Bildiğiniz üzere, Kurbağalı dere diğer adıyla Kuşdili Deresi kayışdağı eteklerinden topladığı Ümraniye'nin arka mahallerinden,Kalamış koyundan Marmara Denizi'ne dökülür. Bugün bu espriler bize primitif gelebilir amma velakin 85 yılda değişen herhangi bir şeyin olmaması insanı dehşet içinde bırakmaktadır. Zavallı bir işçi bu derenin taşması sonucu sele kapılarak öldü. Vapur'da Kadıköy'e geçerken kızın biri kikirdeyerek "b..klu dere" işte ne olacak gibi bir laf etti. Şimdi o kızı çevirip desen ki "çok haklısın bunun içine eden insan olduğuna göre, çok yerinde bir tespit yaptın, afferin al sana madalya" öy

Orada bir ada var uzakta

Resim
“İnsanları Mahvedenler şunlardır: İlkesiz siyaset, vicdansız sefahat, çalışmadan zengin olmak, bilgili ama karaktersiz insanlar, insan sevgisinden yoksun bilim, özveri içermeyen ibadet.” Mahatma Gandi Mahatma Gandi’den  bu alıntıyı Stella Aciman’ın son kitabı “ Orda bir ada var uzakta” adlı kitabın girişinden aldım. Kıbrıslı kadınların gözünden Kıbrıs'ı anlatan kitap son derece iyi hazırlanmış. İstanbullu kadınların mutlaka okumasını tavsiye ederim Girneli Lefkoşeli, Mağusalı, Güzelyurtlu, kadınların duygu ve akıl dünyasından Kıbrıs çok güzel anlatılmış. Kitap: Sibel Sibir, Anber Onar, Ayhatun Ateşin, Mine Balman, Şule Aker, Perihan Aziz, Filiz Besim, Dilek Birgen,Latife Birgen, Onur Borman, Gülsen Bozkurt, Havva Ramadan Cemil, Işın Ramadan Cemil, Fatma Ekenoğlu, Meral Ertürk, Melek Esendağlı, Nezire Gürkan, Süheyla Küçük, Nahide Merlen, Başak Önel, Minel Özen, Semra Galip Paşazade, Meltem Onurkan Samani, Dilek Tüccaroğlu, Selen Üstüner gibi Kıbrıs Türk Toplumunun ve KKTC’ni

Festival'in lüfer hatırlatması

Resim
İstanbul Film Festivali açılış törenini televizyondan seyrettik. Bizler de Emek Sineması için aynı kaygıları taşıyoruz. Bazı binaların ruhu vardır, yerine dünyanın en modern binasını diksenizde aynı tadı almanız mümkün değildir. Serra Yılmaz ve Mehmet Ali Alabora’nın “lüfer” hatırlatmasını çok sevdik. Festivalin  30. yıl sponsoru Akbank’a teşekkür etmek lazım. İstanbul Film Festivali ülkemizin yüzünü ağartan projelerden biri Eczacıbaşı ailesi bu anlamda deri bir teşekkürü hak ediyor. Kutlamak lazım. Daha nice güzel festivallere diyorum. Bir de belediyeler hatırlatma yapmadan geçmeyeyim! Kurban olayım yahu, bir çadır dikip içine üç beş masa atıp bilmem ne festivali deyip şu festival kelimesinin içini boşaltmayın ne olur!

Paşa attan düştü!

Resim
Kendisine büyükelçilik görevi teklif edilen Daron Acemoğlu kibarca görevi kabul etmedi. Basın olayı çok önemli buldu. Halbu ki biz, farklı milletleri asırlarca bir arada tutmayı başaran önemli bir devlet geleneğine sahip bir milletiz. Ermeni ve Rum vatandaşlarımız bu topraklarda çok önemli görevlerde bulunuyorlardı. Örneğin Türk kültürüyle yetişen ve Hünkâra bağlılığı ve sadakati ile meşhur Agop Paşa Maliye Nazırlığı, Hazine–i Hassa Nazırlığı yapmıştır. Bir gün Padişah ona sordu: “Paşa, saraydan çıktıktan sonra nereye gidersin, ne yaparsın anlat bakalım?” Paşa bekârdı,hiç evlenmemişti ve yaşlı annesiyle beraber Yeniköy’de II. Abdülhamit’in hediye ettiği bir yalıda oturuyordu. Agop Pasa: “Hünkârım Yeniköy'deki fakirhaneye gider, ata binerim” Paşanın bu zevkini öğrenen Sultan, ertesi gün kendisine saray ahırı (ıstabl–ı–amireden) bir at hediye edilmesini emretmiş, Agop Paşa bu duruma çok sevinmiştir. Bir gün at gezintisinde iken köşeden çıkan bir köpek yüzün