Kayıtlar

Mayıs, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Blogger Bolat'la İstanbul'u tanıyalım

Resim
İstanbul'un en büyük ilçesi, İstanbul'un en kalabalık ilçesi hangisidir? Nüfus olarak düşündüğümüzde TÜİK'in verilerine göre: İstanbul'un en büyük ilçesi Bağcılar olmuş. Bağcılar ilçemizin nufusu 738 bin 809 . İstanbul'un en kalabalık nüfusa sahip ilçesi  Bağcılar. Peki ikinci sırada kim var dersiniz? 645.248 kişinin yaşadığı Asya yakasından Ümraniye ilçesi var. Yüzölçümü açısından yani en çok toprağa sahip İstanbul ilçesi Bunu bende yeni öğreniyorum İstanbul'un yüzölçümü en büyük ilçesi Çatalca . İyi de Çatalca'nın İstanbul'la ilgisi ne! Tekirdağ'a bağlı olması gerekmiyor mu? Maymun iştahlı İstanbul işte! İstanbul'un en büyük gölü hangisidir? İstanbul'un üç büyük gölü var. Terkos gölü İstanbul'un en büyük gölüdür. Büyükçekmece Gölü'nün aksine Küçükçekmece Gölü daha büyük bir göldür. Ayrıca Küçükçekmece lagündür yani denize bağlantısı olan bir göldür. Tuzla'daki Kamilabduş gölü de lagündür. İstanbul'un dağl

Ey Kürt Gençliği Vatan Sana Emanet!

Resim
Genel seçime giderken İstanbul siyaseti Malum şu aralar 2015 Haziran Genel Seçimlerine doğru giriyoruz. İstanbul'da seçim çalışmaları çok yoğun. İstanbul'un bir çok ilçesinde bu seçim çalışmalarını gözlemleme imkânım oldu. Şöyle düşündüm onca blog post yazdım suya sabuna dokunmayan! Bari şimdi zülfü-yare dokunalım! Yoksa yazının konusu gibi olacağım Gözlerinin feri kaçmış dedelerle ninelerle siyaset yapmak İstanbul'da yapılan siyassetle ilgili İlk gözlemim şudur, partiler 50 yaş ve üzeri insanlarla çalışıyor. Bazen o kadar yaşlı teyzeleri orada görüyorum ki ayağa kalkmaya mecalleri yok! Sadece HDP için bunu söyleyemeyiz. Siyasi çalışmanın hakkını sadece onlar veriyor! Yaşlılar siyaset yapmamalı sonucu çıkarılmasın buradan. Ateş gibi parlayan HDP gençliği Fikirlerinden pek hoşlandığımı söyleyemeyeceğim HDP’yi takdir ediyorum. Çünkü HDP gençliği sokakta. Ateş gibi çalışıyorlar. Broşür dağıtırken gözünüzün içine bakıyorlar. Belli ki çok politize olmuşlar. Ne yap

Sarıyer Edebiyat Günleri ve İbrahim Balcı

Resim
Sarıyer Edebiyat Günleri Sarıyer Edebiyat Günleri ve Sarıyerli Yazarlar Dün Saryer'de değerli dostlarımın da yer aldığı Sariyer Edebiyat günlerindeydim. İbrahim Balcı hiç değişmemiş. Her ilçeye böyle bir insan gerek. İbrahim Balcı Sarıyer’in yazarıdır. Kültür tarihçisidir. Tarihçi olmasa da Sarıyer'in gelmişini geçmişini yazan insandır. Osmanlıca bilmediği halde tek tek Sarıyer çeşmelerinin fotoğrafını çekip onları günümüz Türkçesiyle yazan insandır. Kaçımız oturduğumuz ilçeye bunu yaptık ya da yapmayı amaçladık! Sarıyer Belediyesi İbrahim Balcı için özel bir ödül töreni düzenliyor. Var olasın İbrahim Balcı sizler gibi insanlar sayesinde İstanbul'un yerel tarihi yaşayacak ve gelecek nesillere aktarılacak. İbrahim Balcı Sarıyer'in kültürel mirasıdır Elleri öpülesi bir büyüğümüzdür. Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç 'e teşekkür ediyorum böyle bir etkinlik gerçekleştirdiği ve Sarıyerli yazarları unutmadığı için. Diğer belediyelere örnek olsun. Ne yazık ki

Bulgar Kahin Baba Vanga'nın İstanbul Kehaneti

Bulgar Kahin Baba Vanga yani Vangeliya Pandeva Çok acayip bir kadın. Apokalipsis gerçekleşecek henüz Suriye düşmedi diyerek Blogger Bolat'ı şoka uğratan herbalist mi diyem, kahin mi diyem, şaman mı diyem ne diyeyim bilemedim. Hayatı mitlere konu olacak kadar tuhaf. Nostradamus'a kitabı tersinden okutacak kadar paranormal bir insan. Vanga Nine Baba Vanga'nın ilginç hikayesi Bulgar kahin  Baba Vanga yani Vangeliya Pandeva, 31 Ocak 1911'de bugün Makedonya topraklarında bulunan Strumitza köyünde dünyaya geldi. Prematüre doğmuştu yaşayıp yaşamayacağı bile belli değildi. Daha 5 yaşındayken hortum sırasında 100 metre havaya kalkıp yere çakıldı. Gözleri kum dolmuş kanlar akıyordu ve küçük Vanga kör olmuştu. Ailesi onu engellilerin gittiği özel bir okula gönderdi. Baba Vanga, bu tarihten sonra Orta Çağın ünlü kahini Nostradamus gibi, sonradan gerçek olan kehanetlerde bulunarak, uluslararası üne kavuştu. Baba Vanga kendisini ziyarete gelen bedbaht adamla evlendi. Ünü Avrupa'y

Paha biçilemez İstanbul hikayeleri ve lezzetleri

Resim
İstanbul Galata Kulesi İstanbul Hikayeleri Masalları ve Mitleri İstanbul deyince bizde akan sular duruyor. İstanbul bir hazine keşfetmeye ömür yetmez, kendi kendine şehri keşfedebilirsin bu biraz zaman alır. Ara sıra bir etkinlik eklemek lazım araya. Bugünkü blog yazımda size bir projeden bahsetmek istiyorum. Blogger Arkadaşlara Öneriyorum "Paha Bi çilemez İstanbul" Etkinlikleri Duydunuz mu "Paha Bilemez İstanbul"  diye bir proje var . Londra, Tokyo, New York gibi şehirlerin ardından şimdi de İstanbul için aynı projeyi yapıyorlar. MasterCard'ın b ir projesi, proje kapsamında hikâyeli semt turları ve " Paha Biçilemez İstanbul Lezzet Turları " yla devam ediyorlar. Şirketin dünyanın sayılı yıldız şehirlerinde hayata geçirdiği uluslararası " Paha Biçilemez Şehirler " Projesi nde , şimdi sıra " Paha Biçilemez İstanbul " İstanbul'u farklı bir gözle görmenizi sağlayacak bir etkinlik. İstanbul ' un paha biçileme

İstanbul Kütüphanesi Sahibinden Satılık

Resim
İstanbul Şehir Kütüphanesi Ayasofya taraflarını gezenler görmüştür. Ayasofya’nın hemen arkasında tarihi Soğukçeşme sokağında restore edilmiş Osmanlı tipi bir ev vardı. Bu ev 1990 yılından beri İstanbul Kitaplığı olarak hizmet veren bir kütüphanedir. Üzülerek öğreniyorum ki bu İstanbul Şehir Kütüphanesi yok olma savaşı veriyor! Nasıl? Şöyle ki, İstanbul kitapları, gravürler, seyahatnameler, sefaretnameler, haritalar, fotoğraflar gibi danışma eserlerini toplayan bu kütüphaneye yazık olacak! İstanbul Aşığı Çelik Gülersoy'un Ruhuna Yapılacak En Büyük Eziyet Biz istemesek de dediğim dedik çaldığım düdük diyen insanlar yüzünden. Hükümet mi yapıyor? Hayır! Belediye mi yapıyor? Hayır. İstanbullulara bu kötü haberi Çelik Gülersoy Vakfı veriyor! Yazamadığım çok şey var ülkede "hukuk" var diyerekten İstanbul’a dair 10 bine yakın yayının yer aldığı bu kütüphaneyi korumak kollamak yerine 49 yıllığına 20 bin liradan kiraya veriyorlar! Size çok şey demek istiyorum a

İstanbul İstanbul Olali Böyle Olay Görmedi

Resim
istanbul gravür İstanbul İstanbul Olalı neler oldu neler? 17. Yüzyılın başlarıydı hadi en hafif ibareyi biz kullanalım Sultan İbrahim deli değil biraz asabiydi. Sinir hastasıydı. Nasıl sinir hastası olmasın, kardeşin kardeşi boğduğu bir dönemdi. Hatta derler ki kardeşi Dördüncü Murat sağolsun bütün kardeşlerini öldürttüğü için başka şehzade kalmamıştı. IV.Murat 28 yaşında ölünce yerine şehzade İbrahim’i çağırmışlar. Padişah olmamak için direten şehzade! Şehzade İbrahim durumdan tırsmış, "ulen şimdi beni da astırır bu Murat" diye düşünmüş olmalı ki kendisine padişahım seslenen Kızlarağası'na kapının süngüsünü yüzüne şaaak diye kapatarak: " İstemem tahtta mahtta gzöüm yok , ben Sultan kardeşim Sultan Mura t ’dan razıyım aga ” diye ayak diretmiş ama sonunda onu zar zor ikna etmişler, tahta oturmuş. Padisah İstanbul'a araba girişini yasakladı Neyse işte, Sultan İbrahim'i İstanbul bozmuş. Sinirleri gerilmiş padişahın. İstanbul'a gündüzleri

Bir Gün Amasyalı Olacaksınız!

Resim
Amasya Manzarası Beni tanıyanlar bilir hemşeciliği ön planda tutmayı sevmem. Bu davranışı primitif milliyetçilik olarak görürüm. Ama bu doğduğum toprakları sevmediğim, aynı toprağın insanlarına yakınlık duymadığım anlamına da gelmez. Bir toplantı vesilesiyle tanıştığım arkadaş bana memleketini o kadar hararetli o kadar sevgi dolu ve coşkulu anlattı ki ben kendimden utandım.  Oysa ben 15 yıl sonra geçen yıl gittim baba toprağım Amasya'ya. İstanbul'da Yaşayan Herkes Amasyalı Olacak İstanbul'da yaşadığım için kendimi İstanbullu olarak görüyorum ama baba toprağıma da bir güzelleme yapayım istedim. Ama öyle bir güzelleme olsun ki toplantıda tanıştığım arkadaşın memleket sevdasından aşağı kalmasın.  Buyrun Blogger Bolat'ın Baba Toprağı Amasya Güzellemesi Şaka değil gerçek. Bir gün herkes Amasyalı olacak.  "Haydaa! Bolat sen kafayı yedin herhalde" dediğini duyar gibiyim. Deme öyle!