Kayıtlar

Ekim, 2011 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Museum Pass İstanbul

Resim
Müzekart, Kültür Bakanlığının güzel uygulamalarından biri . Maalesef Müzekart’ımın tarihi doldu. İstanbul Müzekart yetkilileri ile iyi bir diyaloğumuz olmuştu bu yıl da toplu kart alımı yaparız diye umuyorum. Bakanlık yetkilileri çok güzel bir hizmet daha başlatmışlar , bu hizmetin adı ''Museum Pass İstanbul”   72 saat boyunca kullanılabiliyor ve fiyatı 72 TL . Turistler için güzel bir uygulama. Bu bedel karşılığında Musseum Pass İstanbul'u Topkapı Sarayı Müzesi, İstanbul Ayasofya Müzesi, Kariye Müzesi ve İstanbul Arkeoloji Müzeleri gişelerinden, hatta bazı büyük otellerin lobisinden temin edebiliyorlar. Böylece gişe önünde bekleme zorunluluğu da ortadan kalkıyor. 

Bugün benim doğum günüm

Resim
  Dostlar, bugün benim doğum günüm Teoman’ın dediği gibi “Nasıl oluyor vakit bir türlü geçmezken, Yıllar hayatlar geçiyor, kayıp bir bavul gibiyim hava alanında…” hakikaten bu ruh halindeyim. Hiç bu saatlerde blog post yazdığım olmamıştı, saat şuan için 09:50 kahvaltı bile yapmadım. Binalardan sarkan bayraklarımızı görünce gözlerim doldu. Yaşlanıyor muyum? Bir büyüğüm derdi ki, 18 yaşına kadar yıllar hiç geçmez günleri sayarız 18 gireyim de araba kullanayım, kahveye gideyim hür olayım köşe bucak gezeyim. Sonra 20’li yaşlar gelir yıllar ikişer ikişer geçer, 27 yaşına geldiğinde kendini 22 olarak görürsün, sonra 30’lu yaşlar üçer üçer  geçer, sen kendini 27’de görürsün, 40’lı yaşlarda dörder dörder geçer yıllar, 50’leri düşünemiyorum bile. Ama her yaşın güzelliği bir başka! Ne şanslıyım k i Cumhuriyetin kuruluş gününde doğmuşum! Bir büyüğümün dediği gibi “gençler bilebilseydi, yaşlılar yapabilseydi” sözündeki ortalamayı tutturmak dileğiyle! Hepinizin Cumhuriyet Bayramanı kutluyoru

Okçular Kemankeşler Tekkesi

Resim
Sultan II. Bayezid zamanında inşa edilen ve Okmeydanı  gecekondularının   hışmına uğrayan  Okçular Kemankeşler Tekkesi  yeniden doğuyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Beyoğlu Belediyesi’nin işbirliği ile restore edilmeye hatta deyim yerindeyse  yeniden yapılmaya başlandı. Proje için İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ve  Mimar Sinan Genim’i alkışlıyorum . Kültürel ve tarihi mirasımız için umut verici bir çalışma inşaat bitsin gidip göreceğim bu eski devir spor kulübünü.

Büyükçekmeceli Jean Claude Van Damme

Resim
Aksiyon filmlerinin ünlü aktörü Jean Claude Van Damme Büyükçekmece Belediyesi’nin davetlisi olarak İstanbul’a geldi. Film platosu için uygun yer arayan ünlü aktör, Büyükçekmece’yi çok beğenmiş ‘’Bu ilçeden bir de ev alarak ben de Büyükçekmeceli olacağım ’’ demiş. O zaman Büyükçekmeceli hemşerimiz Jean Claude Van Damme’a(arkadaş fiyakalı ama ne uzun isimdir bu böyle) trafiğimizi de hatırlatalım. Söylemesi bizden! Tek kelime İngilizce bilmeden   Los Angeles’a yerleş... Bu dili öğrenebilmek için televizyonda çizgi film izle, geçimini sağlamak için taksi şoförlüğü, pizzacılık , bodyguard’lık yap! E, çalışınca oluyor demek ki ama kendine çalışacaksın başkasına çalışınca rüyanda görürsün!

Geçmiş olsun!

Resim
Dün tam anlamıyla boyutlarını bilemediğimiz depremin yol açtığı zarar, ziyan ve yıkımı öğrendiğimizde biz de yıkıldık. Sabah Nihat Sırdar sağolsun İstabulluları organize eden ilk insanlardan biri oldu. Biz de kendi çapımızda elimizden geleni  yapıyoruz.  Yaralı vatandaşlarımıza   acil şifalar , yakınlarını kaybedenlere başsağlığı dilerim. Allah yardımcınız olsun! Elimizden ne geliyorsa yapıyoruz, yapmaya çalışıyoruz! Bazı arkadaşlarım sabah erkenden  İstanbul Esenler'deki otogara gidip hazırladıkları yardım paketlerini otobüslere vermişler, hiç aklıma gelmedi doğrusu. Vallahi bravo yani!

Ortak mirasımız İstanbul

İstanbul Lüfer Bayramı Bu günlerde bayramdan bayrama koşarken Fikir Sahibi Damaklar hareketi tarafından bu yıl ilan edilen geçmiş bir bayramı hatırlatmak istedim. FSD “Bundan böyle her yıl Ekim ayının 3. Cumartesi'si, İstanbul'un Lüfer Bayramı! Zira; Ortak Mirasımız İstanbul” şeklinde yerinde bir çıkışla yeni bir bayram ilan etti.  Kendini İstanbullu hisseden herkesin bu bayramı bilmesi, kutlaması ve içselleştirmesi gerekir! Geçmiş Lüfer Bayramınız kutlu olsun.  Bu bayramı kutlarken lütfen şu feryada bir kulak verelim! “… 15 milyona dayanmış nüfusu, çılgınca yayılan ve her an biraz daha yükselen binaları, yokolan memba suları, fıstık çamları ve balığıyla, eğer bir durup bakmaz, ona sahip çıkmazsak, geçmişin fotoğraflarında sararan bir anı olmak üzere, bugünlerde...”  İstanbul lüfere hasret kalmasın...

Bunu yapma Farid Ferjad!

Resim
İran asıllı Amerikalı keman virtüözü, Türkiye vatandaşı (ne tufaf bir tanımlama) ‘Kemanı ağlatan adam’ Farid Farjad, İstanbul’daki son konserinde ülkesiyle ilgili söylediklerine karşı çıkan bir grup İranlı’ya kızıp sahneyi terk etti. Bir grup İran’lı her platformda kendi ülkesini karalayan Farid Farjad’a “Sallama Farjad efendi” diye tepki gösterince sanatçı bu durumu içine sindiremedi sahneyi terk etti. Kendi ülkesine düşman bir adama benim saygı duymam zorlaşacak. Her şartta insan kendi ülkesini sevmeli, gerekirse inandığı değerler uğruna can vermeli. Gerçek vatan sevgisi budur! Kendisinden  hiç hazzetmediğim Kaddafi bile ülkesinde mücadele edip can vermiş ve saygımı kazanmıştır. Farid Ferjat ülkesini çok seviyorsa İran’a gitsin Türk topraklarında ölmesinin benim için anlamı yok! Sanatçı olarak kendisini seviyorum, tekrar ediyorum müziğini seviyorum bize politika yapmasın lütfen, sadece müzik dinlemek istiyoruz!

Sakallı İBB

Resim
Son Evliya Çelebi yazımdan sonra şunu öğrenmiştim, Evliya Çelebi köseydi . Ben bunu Kanat Atkaya sayesinde fark ettim lakin İstanbul Büyükşehir Belediyesinin Kültür Sanat Dergisi 1453 buna inat sakallı Çelebi resmi kullanmış. Bu konuyla ilgili eski blog yazım İlginenlere linki verelim. Neyse son olarak öğrenmiş bulunuyorum ki 2011 UNESCO Evliya Çelebi Yılı nedeniyle Vatikan Cancelleria Rönesans Sarayı’nda  ‘Evliya Çelebi’nin İzinde’ adlı bir açık oturum ve ‘Evliya Çelebi-Dere Tepe Düz’ adlı resim sergisi açılmış. İstanbul Devlet Türk müziği Araştırma ve Uygulama Topluluğu da mini bir klasik müzik konseri vermiş. Etkinlikleri düzenleyen Türk Dil Kurum u ve Türkiye’nin Vatikan Büyükelçiliği’ne teşekkür ediyoruz. Ayasofya Müzesi Müdürü Doç Dr. Haluk Dursun ’un konuşmasını doğrusu dinlemek isterdim ki Haluk Dursun önemli bir İstanbul araştırmacısıdır. İstanbul severlerin Haluk Dursun’un kitaplarını okumalarını tavsiye ederim .

Vatan sağolsun

Çok dayanılmaz oldu bu acılar! İstanbul'un havası zift kadar ağır. Yalnız şuna dikkat etmek lazım. Kardeşi kardeşe kırdırtmak pek demode değildir bu topraklarda! Aman dikkat! Ülkemizi seviyoruz!  Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır Toprak, eğer uğrunda ölen varsa vatandır.                       (bugün için söyleyenin önemi yok, ben, sen,o)

Kurbağa güzellemesi

Resim
Bugün İstanbul'da kışı tüm benliğimde hissettim, rüzgar fiyuvvvvvv diye esti kaloriferin derecesini yükselttim. Ayamama deresi üzerinden geçerken, birden aklıma kurbağalar geldi. Masalda prenses tarafından öpülünce prense dönüşen kurbağalar kış gelince nereye gider? Neredeydi acaba o yazın vırak vırak vıraklayan kurbağalar, Hepsi donup kaldı mı? Kış uykusuna mı yattılar. Hayal meyal hatırladığım çocukluk günlerimin anısıdır kurbağalar bir de ateş böcekleri cırıldayan çekirgeler. İşte bu ruh haliyle bloğuma Ata Demirer ’den bir kurbağa güzellemesi ekledim. Hayırlı olsun! Yazın gelişini müjdeleyen vırak vırak seslerini özleyeceğiz.

İmam bunu yaparsa!

Resim
İstanbul’un şirin ilçesi Şile’de Orman İşletme Müdürlüğü ormanın içine ormanı kesip sahil manzaralı  işletme binası, lojman, misafirhane yapıyor, birkaç bina yani! Beş yada altı bina olabilir. Bu yetmez gibi bir de binaların etrafını taş duvarlarla çeviriyor . Kimi kimden  koruyorsunuz? İnşaatlar iki ay önce başladı. Şimdi ormanlarımızı korumakla görevli olan birim bunları yaparsa biz kime ne diyelim! Hala bıkmadık mı denize nazır misafirhane, lojman  inşa etmekten. Özellikle burası neden seçildi ağaçlar kesilmek zorunda mıydı? Kumbaba tepesi özel bir alandır. Kıyıya nazır  inşaat yapıyoruz. Devletin imkanlarıyla manzara seyretmek midir amaçlanan? Bu mudur hedeflenen! Her şeyimiz tamam da lojmanımız, misafirhanemiz midir eksik kalan. Devlet malıyla tatil yapacak olanların vicdanı hiç sızlamaz mı? Siz bunu kılıfına uydurup özel yasalardan yararlanarak kıyıya inşaat yaparsanız, insanlar neler yapabilir hiç düşündünüz mü? Adı misafirhane, lojman olsa da buraya biz otel diyebiliriz.

Yok Deve

Resim
Atatürk Havalimanı'ndayım. Uçakların biri iniyor biri kalkıyor. Birden apronda deve kesen müdürü hatırladım. Acaba, bu müdür birazdan yazacağım develerin kıymetini mi biliyordu? Neden ayıplamıştık olayı … Gerçekleşmesi mümkün olmayan, bizi çok şaşırtan ya da olamayacağına inandığımız işler için “Yok deve,  Yok devenin nalı” deyimlerini kullanırız. Devlet malını çalan hırsızlara “deve etmek, deveyi havuduyla götürmek” terimlerini kullanırız. Hatta çok para peşinde koşarken kaza yapanlara da olayı özetlemek için “Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur” deyimini uygun görürüz. Zor anlayanlar için “sana bunu anlatmaktansa deveye hendek atlatmak yeğdir” diyerek kabaca karşımızdakine ‘aptal’ demiş oluruz. İnsani zaafımız mıdır bilemiyorum ama bize faydası olan onlarca hayvanı aşağılıyoruz. Vahşi hayvanlara neredeyse tapıyoruz. Aslansın, kaplansın dediğimizde şişen göğsümüze karşın, neden “inek” dendiğinde sinirleniyoruz. Hâlbuki etinden, sütünden, yavrusundan, yağından, derisinden hat

Vakit hovardası

Resim
Belki de hepimizin izlediği bir televizyon dizisi vardır. Bu dizileri izlemek insana hiçbir şey vermiyor. Eğer vaktim bol, yapacak daha iyi bir şeyim de yok diyorsanız bilemem. Hepimiz dizi izlerken afyon almış gibi kendinden geçip çocuğunu unutan anneleri, ödev yapamayan öğrencileri, işten yorgun argın eve gelip dinlenemeyen babaları, prostatını zorlayan dedeleri, toplantıya hazırlanamayan ya da sabah işe geç kalan aile üyelerine şahit oluyoruz. Eğer televizyon izlemekle bir şeyler öğrenileceğine inanabiliyorsak söyleyecek sözüm yok. Hafta sonu bile her meşrebe göre programların olduğu kanalların var olduğunu düşünecek olursak, işimiz zor. Televizyonların yaratacağı vakit kaybı, enerji israfının haddi hesabı yok. Kitap okuyamıyoruz çünkü televizyon seyrediyoruz. Kendimizi geliştiremiyoruz çünkü her gün iş çıkışı bir dizi evde bizi bekliyor. Sokağa çıkalım, hiçbir şey yapamasak temiz hava almış oluruz. Belki de 10 yıldır gitmediğimiz bir kütüphaneye gidelim. Aptal bir kutunun tüm ha

Nedir derdim arkadaş?

Resim
Bloğumun konusu İstanbul’dur. Başıma bir iş gelmediği sürece haftada 4 gün yazmaya çalışırım. Bloğum şehirlidir ve ben şehirlileşmeyi savunurum. İstanbullulaşmayı savunurum. Vaktim müsait ise davet edilen lansmanlara katılmaya çalışırım. Ticari amaçla sipariş usulü yazmam, markalarla organik bağlantı kurmam. Övülmesi gerekenleri över, eleştirilmesi gerekenleri eleştiririm. Kültürel ve coğrafi mirasa karşı duyarlıyım. İstanbul’u öğrenir, öğrendiklerimi insanlarla paylaşırım. Gelişigüzel yazmamaya çalışırım. Takipte olduğum yazarları mümkün olursa okumaya çalışırım. Kendime göre İstanbul kitaplığım vardır. İstanbul harici kaynak olmayan her kitabı en yakın devlet okulunun kütüphanesine bağışlarım. Bloğumda İstanbul’a verilmiş tüm isimleri kullanırım bu konuda keyfimin kâhyasıyım. Küfür, hakaret, aşağılama, hedef gösterme, nefret,  ırkçılık gibi algılanacak yazılar yayınlamam. Yanlışım varsa özür dilemesini bilirim. Dil, din, milliyet ve cinsiyet ayrımı yapmam. Eleştirilere tahammül göste

Yunan Kahvesi

Resim
Bugün hava pek bozuk biraz soğuk, isli, puslu ve yağışlı. Yemekten sonra rehavet bastı, gittim kendime şekerli kahve aldım . İşte budur! Derhal  dimağı açtı, gözler fel fecir okudu. Suriyeli bir tüccarın heybesinde Yemen Valisi Özdemir Paşa ’nın hediyesi olarak İstanbul sarayına keyifler getiren o minicik kahve fincanı bugün de benim gönlümü şenlendirdi. Evet, artık o sıkışık Taht-ul Kalenin (Tahtakale) ara sokaklarında kahve koklamaya son. Yeni kahve markaları geldi. Bunlardan birisi “Kahve Dünyası” sakızlı Türk Kahvesini ben beğenerek içiyorum, yanında da çikolata. Dost toplantılarımızın, hararetli meclislerin, fütüristlerin, falcıların en gözde içeceği Türk Kahvesi’ne Yunanlılar Yunan Kahvesi diyorlar. Birkaç yabancı arkadaştan da duyunca! Konuyu ciddiye alıp “Allah Allah bu nedir böyle” dedim. Bir araştıram soruşturam bari. Anladım ki “Yunan Kahvesi” terimi bir öç alma meselesi olmuş. Yunan Kahvesi deyişi ‘Kıbrıs olayları’ndan sonra ortaya çıkmış. Yoksa bildiğin Yunanistan’da da

Yeni bir performans merkezi Clinic Live Music Club

Resim
Geçen Cuma akşamı yeni açılan Clinic Live Music Club performans merkezine konser için gittik. Mekân açılalı üç hafta oluyor ama hemen belirteyim hiç de fena değil 6 ayı atlatırsa yeni bir Babylon’umuz daha olacak. Gece bizim için erken başladı konser için 9.30’da dediler. Olmaz öle şey, o saatte olmaz dedim ama dinletemedim,  gittik Birsen Tezer konseri saat 11:00’de başladı. Birsen Tezer,  İ.T.Ü Türk Musikisi Devlet Konservatuarı mezunu, Bülent Ortaçgil, İlhan Şeşen, Gürol Ağırbaş gibi sanatçılarla çalışmıştır. Yalnız o gecenin bonusu bana göre Akın Eldes ’ti bu adamı kesinlikle dinleyin olmaz böyle bir şey. O gece rocker olduk, caz da yaptık hicaz da var olasın Birsen Tezer. Clinic’in ambiansı son derece güzel , kalabalık ama insanı boğmuyor, ferah, fiyatlar makul, biraz ses sistemi sorunlu gibi ama olsun 3 haftalık bir performans merkezi için böyle şeyler normal. Kısacası kesinlikle öneririm. Peki, nerede bu performans merkezi? İstanbul, Beyoğlu, Hüseyin Ağa Mah. Atıf Yılmaz

Şarj Olalım

Resim
İki gün boyunca İstanbul Swissotel’de yapılan Yeşil İş Konferansı'nı izledim . Öncelikle uyarılarımı ileteyim. Program son güne kadar netleşmedi. Moderatörler değişti , Örneğin Greenpeace CEO’su Uygar Özesmi, Türkiye Çevre Koruma Kurumu Yönetim Kurulu Başkanı Prof Dr Barbaros Gönençgil gibi isimlerin programlarında kaymalar oldu. Bu programı izleyen bizler için önemli bir kusur hatta hataydı! Odak Kurumsal bu konuda kendini sorgulamalı. Konferanstan benim çıkarımlarım şunlar oldu: Çevrecilik romantik bir algı değil hayatın ta gerçeğidir. İ stanbul için sürdürülebilir şehircili k önemlidir ama TÜSİAD’ dan Okşan Atilla Sanön 2050 Vizyon Raporu’nda der ki; sürdürülebilir şehirciliği İstanbul’dan başlatmak gerekir zira böyle giderse 2050’de Türkiye Nüfusunun %80 İstanbul’da yaşayacak! Schneider Electrik uyardı, artık hayatımızın vazgeçilmezi “şarj olmak” terimine alışalım yakında elektrikli araçlar hayatımıza girecek. Enerji tüketim ihtiyacımız artacak fakat temiz enerji kaynakların

Gecekondu turizmi

Resim
İstanbul'da Gecekondu Trurizmi Yeni bir turizm çeşidi sürprizlerle dolu gecekondu mahalleleri, karmaşık yapılar, milyon dolarlık villalarla iç içe geçmiş iğreti yapılar. İnsanın yüzüne buz gibi çarpan yoksulluk ve yoksunluk. Köşedeki çöpten fırlayan kedi, yolun ortasında çift kale maç yapan yeni yetmeler. Halı yıkayan kadınlar, boya kutusundan saksılar, gıcır gıcır yıkanmış Şahin, Doğan marka araçlar.  İstanbul’un gecekondu mahallelerine yönelik bir turizm rotası hazırlamam istenseydi şöyle bir rota çizerdim. Maslak Parkorman’ı hemen geçince başlayan Sariyer  Derbet Mahallesi, oradan Armutlu , geç Kağıthane Sanayi Mahallesi ’ne, sonra Bağcılar, Esenler Karabayır , Küçükçekmece Altınşehir ya da Başakşehir, sonra Esenyurt , Kıraç , Arnavutköy ’de biterdi rota. Şehrin bu geri kalmış bölgelerini ziyaretler edebilirsiniz. Örneğin fotoğraf sanatçıları, sosyologlar ,  antropologlar için, belgeselciler , şehirciler, mimarlar , gazeteciler için çok faydalı olabilir. Bu turlar h