Kayıtlar

Ocak, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir Tatlı Huzur Almaya Geldim

Resim
İstanbul'u Sevmezse Gönül Geçen gün bir toplantı için Fenerbahçe’ye gittim. Aslında buranın eski adının Kalamış olduğunu biliyorsunuzdur. Kadıköy’de şimdi Fenerbahçe olarak bildiğimiz Kalamış semti Rumca Kalamissia kökünden gelir yani kamışlık, sazlık demektir. Peki buraya neden Fenerbahçe denmiş. Çünkü Kalamış’a 16. yüzyılda bir deniz feneri yapılmış ve buranın adı artık Fener ve bahçe adlarının birleşimi olan Fenerbahçe olmuştur. Ah bu etimoloji merakıma! Kalamış'ın Geçmişi Son yapılan kazılarda bolca mezara rastlanması burası bir nekropol mu acaba dedirtmiyor da değil yani. İstanbul’un en yaşanılası semtlerinden biridir, tabii ki bana göre. Marinaya in, sahilde yürü, istersen koş. Bir dadlı huzuru yaşamak için Kalamış’ta vakit geçirmek gerek. Gidince ooohh hayat bana güzel diyeceksiniz. Kalamış ve Münir Nurettin Selçuk Yoğun onca iş arasında hızlıca yazdığım bu postu bitirirken, Kalamış deyipte Münir Nurettin Selçuk’u anmak olmazdı ama onu da videoya sakla

Hayatımız Patates Olmuş

Resim
Artan Patates Fiyatları İşin kolayına kaçtığım sanılmasın ama Patates fiyatlarını Migros'da görünce acayip duygulandım ve size Patates ile ilgili 2012 yılında yazmış olduğum patates güzellemesini tekrar hatırlatayım istedim.  Papalık tarafından yasaklanan ancak hayvan yemi olarak kullanılan patates Yedi Yıl Şavaşları'nda hayvan yerine konulan Fransız askelere verildi. Antoine-Augustin de Parmentier  işte bu esir askerlerden biriydi ve  patates  yiyerek hayatta kaldı. Ömrünü  patatesi  tanıtmaya adadı. Tarihi Kişilik  Bu Otuz Yıl Savaşları’nda yakılmadık yıkılmadık yer kalmadı Avrupayı kıtlık sardı. İşte bu savaşlar sırasında Kastilyalı(Endülüs) askerlerin at yemi olarak kullandıkları hatta ve zorunlu hallerde yedikleri patatesi sefil Westfalyalı köylüler hart hurt kart kurt elma gibi çiğ çiğ yediler, gaz ve hazım problemi yaşadıkları için patatesi veba ve koleranın kaynağı olarak gördüler. Postun devamını merak edenler için link

Zaman Akıp Gidiyor

Resim
Zaman Nedir? Her halde "zaman" kelimesi kadar sihirli ve insan hayatına dokunan başka bir kelime yoktur. Şarkılarda,  şiirlerde hep o vardır.  O akıp gidendir,  durdurulamayandır , geriye getiremediğimiz, yerine koyamadığımızdır.  O hayatın ta kendisidir. Her şey onunla sınırlıdır. Hayatımız, eşyalar, ağaçlar, kuşlar hatta evrenin ömrü dahi onunla sınırlı! Zaman Kelimesi'nin Etimolojisi Kökeni "Zaman" kelimesi Arapça'dan dilimize geçmiştir, Arapçaya ise Aramiceden onlara da Akadca'dan geçtiği söylenmektedir.   Kelime içinden geçtiğimiz, geçmekte olduğu ya da geçeceğimiz süredir idafe etmek için kullanılır. İstesek de istemesek de o kendi yolunda akıp gidiyor. Dur diyemiyoruz, geçmişe ya da geleceğe gidemiyoruz. Geçmişe sarılıp avunmak ya da geçmişten nedamet geçirmek yerine. Umudumuzu kaybetmeden geleceği inşa etmeye çalışmamız gerekir. İyi günler, kötü günler, acılar, hoşluklar hep zamanın eseri. Bir Zamanlar  İstanbul Sevgi