Kayıtlar

Kasım, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sanat sever Başbakan!

Resim
Başlığa bakıp "yürü git" dediğini duyar gibiyim. Deme! Önce bir oku sonra sinirlenirsin. Bugün size devlet adamlığında rol model olarak gördüğüm birini anlatmak istiyorum. Zira böyle devlet adamı yetiştirmekte sıkıntı yaşıyoruz artık. Sadrazam Ahmet Vefik Paşa Osmanlı’nın son dönem kabiliyetli, cibilliyeti, nitelikli, kaliteli hangi olumlu sıfatı yazsak hak edecek bir devlet adamıdır .  Her İstanbullunun imreneceği kişiliktir. Başbakandır, sadrazamdır, büyükelçidir, oyun yazarıdır, validir daha neler neler! Kitap sevgisi,  yazarlığı, lisan bilgisi ve nüktedanlığı ile meşhurdur. Molyer’in birçok eserini tiyaromuz için uyarlamış ve tiyatro yazarlığı da yapmıştır. Paşamızın fütursuzluğu dillere destandır.  Bir gün Fransa’da elçi iken bir opera binasının açılışına davet edilir. Malum 19. yüzyıl devletimiz kötü günler yaşıyor. Tören sırasında Ahmet Vefik Paşa, Napolyon'a en yakın locaya kurulmuş, artiz artiz etrafı seyredip, salona giren haşmetli Napoyon’u takmamıştır.

Ben senin...

Resim
Deniz Otobüsü ile Kadıköy'e geçerken yanımdaki  feribot yolcularından biri “bırak yahu onun cemaziyelevvelini iyi bilirim ben” dedi. Arka taraftaki kızlar bir türlü deyimi çözemediler ama deyimin ne anlama geldiğini biliyorlar. Belki onlar okumayacak ama ben bildiğimi okuyup satırlara dökeceğim belki öyküsü birilerinin işine yarar. “Cemaziyelevvelini iyi biliriz” demek sözü edilen kişinin hayatına dair önemli şeyleri biliyor olmak demektir. Hatta bilinen şeylerin çoğu negatiftir, deyim üstü kapalı bir şekilde küçümseme, kıskanma emareleri de taşır. Çoğu zaman deyime muhatap olan kişiye had bildirmek, utandırmak için de kullanılır. Deyimin öyküsü kısaca şöyledir.   Vakti zamanında Osmanlı çok sağlam arşiv yapardı bilirsiniz.   Hatta maalesef bu gün bile bu kadar teknolojiye rağmen arşiv alanında Osmanlı İmparatorluğu' nun gerisindeyiz. Tabi   henüz dosya icat olmadığından, her aya ait arşiv belgeleri, dokuma bezler içindeki çuvallarla   aylık olarak depolanır, ç

Hüzünlüyüz Estambul!

Resim
Cuma akşamı arkadaşım Oğuzla Beyoğlu’na gittik ne ne zamandır ağız tadıyla muhabbet etmemiştik. Caddede birkaç turdan sonra Asmalımecit’e kapağı attık. Sohbet muhabbet derken saat 12:00’yi vurdu kalktık eve döndük. Gece dikkatimi çeken caddenin gençliği ve güzelliği oldu, İstanbul son yıllarda dünyada çok gözde .  Sokak müzisyenleri ve istanbul Sokak müzisyenlerinden tar çalan bir İranlıya denk geldik İranlı turistler onu dinleyip dans etmeye başladı, sonra bir Moğol çalgısı dinledik ayaküstü, hani şu upuzun boruya benzeyen aleti öttürüyorlar ya “booom, bu booom,zuu” diye. Hey Estambul büyüksün. İstanbul'da 10 Kasım Bugün 10 Kasım yüreklerimizin yas bağladığı gün! Tüm milletimize sabır diliyorum. Sevgili Atam, kurduğun bu Cumhuriyeti yüceltmeye devam edeceğiz rahat uyu. Bu yüceltme nasıl olacak? Birbirimizi boğazlayarak, birbirimizi ezerek değil! Bilimde, fende, edebiyatta, sanatta hizmette yarışarak yapacağız.   Kendi içimizde mücadele edeceğiz ama bu mücadele hizmett

İki ülke bir millet bu kılıcın peşinde

Resim
Belki dikkatinizden kaçmıştır. Moldova ile vizeler kalktı Moldova Başbakanına bir kılıç hediye edildi. Peki bu kılıcın hikayesi nedir bilir misiniz? Kılıç iki ülke bir milletin peşinden koşturduğu kılıçtır. Bu kılıcın hikâyesini 12 yıl önce keşfetmiştim. Tenis Eskrim ve Dağcılık Kulübü(TED) hocalarından Boğdan Hocamla röportaj yaparken konuşmada geçmişti. Boğdan Hoca demişti ki biz Romenler ve Türkler iyi kılıç ustasıyızdır buna şaşırma" demişti. Ve orada anlatmıştı  bilir misin  T ürkiye’de bir kılıç vardır bizim için hac yapmakla eşittir o kılıç büyük Stefan’ın Topkapı  Sarayı'ndaki  kılıcıdır." Sonra İstanbul Kültür Sanat Dergisi için Topkapı Sarayı Silah Bölümü Uzmanı Ahmet Ayhan’a bir yazı sipariş etmiştik. Kısaca anlatacak olursak Romenler’in “Stefan Cel Mare”, Moldovalılar’ın ise “Büyük Etienne” dedikleri Voyvoda Stefan Fatih Döneminde Hadım Süleyman Paşa komutasında üzerine gönderilen seferden yeni dönmüş Osmanlı ordusunu yenince Papa Papa IV. Sixtus ona At

1500 Yıllık Göktürk Kurganı

Resim
Habertürk Televizyonu Tarihin Arka Odası adlı programıyla son yılların en nitelikli programını gerçekleştirdi. Moğolistan’da bir Göktürk hükümdarı için bundan 1500 yıl önce inşa edilen ve geçtiğimiz aylarda ortaya çıkartılan mezarın görüntüleri yayınladı. Programa konuk olarak eski Türk tarihi uzmanı Prof. Dr. Ahmet Taşağıl ile Göktürk mezarını bulan Kazak arkeolog Cantekin Karcaubay da katıldı. G öktürk hükümdarının kurganı 4.5 metrelik kurganını kazan  Moğol ve Kazak uzmanlar tarafından 11 metre derinlikte bulunmuş. Programı baştan sonu izledim resmen televizyon başında dondum kaldım.  Göktürk mezarında, Orta  Asya'nın  en büyük duvar resimleri, pars resimleri, birebir insan resimleri, panoromik heykeller, mezar bekçisi heykelleri, mitolojik heykeller, altın sikkeler, yüzükler, hükümdar tacı, ahşap kapı,  500'ün üzerinde kalıntı bulunmuş .  Hükümdarın iskeleti yok, çünkü yakılmış ve tabut içine kutu içinde küller konulmuş. Bu çalışmayı Çinli, Japon, Koreli, Kazak uzm

Çin kültürü ve Ahlak Dersleri

Resim
Alaycı bir başlıkla konuya girdik ama bu sadece ilginizi çeksin diye böyle. Yüksek bir tarih, felsefe, sanat ve spor kültürü oluşturmuş Çin ile dalga geçecek halim yok. Şu halimize bir bakın. Özgürlük, demokrasi cümlelerini paravan olarak kullanan insanlar okul yakıyor, üniversite basıyor, caddeleri savaş alanına çeviriyor. Bir ülkenin ortak değeri olan bayramlarda dahi insanlarımız bir araya gelemiyor, birlikte yaşamanın huzurunu, güvenini yitirdik. Küçük ve iğrenç grup, küme çıkarlarımız için milletimizin geleceğini tehlikeye atar hale geldik! Biz olma duygusunu kaybettik. İstanbul sokakları bir grup vandalın cirit attığı yer haline geldi.  Artık kimse cahilliği için üzülmüyor. Cehalete komedi diye gülüyoruz! Birey olarak ailesine ülkesine, mensup olduğu millete ve insanlığa fayda gösteremeyenler taşkınlığa, vurmaya, kırmaya başladılar, adalet deyince aklıma sadece Çağlayandaki büyük bina geliyor. Dünya nereye biz nereye! Daha ülkemizin kuruluş gününü bile birbirimize zehir ediy