Adam'ı seviyoruz Çünkü
Polonyalıların Namık Kemal’i diyebiliriz. Adam Mickiewicz, talan edilmiş, işgal edilmiş Polonya topraklarında doğdu. Esarete, baskıya isyan eden şiirler yazdı, hapsedildi, çarlık polisi tarafından yakalanıp Sibirya’ya sürüldü. Sürgünden kurtulup Paris, Roma üzerinden 1855 yılında Istanbul`a geldi. Türk Rus harbi olan Kırım Savaşı`nda, Türk hizmetinde çalışan Polonyalılarla ilişkileri arttırmak, vatandaşlarına ezeli düşman Ruslara karşı cesaretlendirmek istiyordu
Savaş sırasında yaralananların kaldığı Kurtuluş sırtlarında kurulan, çadırlardaki hastaları ziyareti esnasında kaptığı koleradan Beyoğlu Tatlı Badem Sokak’taki evde öldü. Aslında şair bile bile ölüme gitmişti. Kolera hastalığı sırasında başucunda bulunan arkadaşı Polonyalı kökenli İskender Paşa'ya son sözler, şu oldu:
"İstanbul’da, koleradan öleceğimi bilseydim, yine buraya gelirdim. Çünkü bu benim görevimdi. Ben, Fransa'da bir ilim akademisinin umumi kâtibi olmaktansa, bir Türk taburunun kâtibi olmayı tercih ederim."
Polonya Büyükelçiliğinde sitesinde şunlar yazılıdır “Polonya'nın, komşu düşmanlar tarafından ezilmesine hiçbir devletin ses çıkarmadığı günlerde, tek dostumuz Türkler olmuştur. Biz Türker’i düşmanımızın önünde eğilmediği ve Polonya’nın işgalini kabul etmediği için, üstün bir millet olarak severiz.”
Adam Mickiewicz evi vefatının 100. yıldönümünde açıldı. Aynı zaman binanın mahzeninde şairin sembolik kabri bulunuyor. Şairin Cansız bedeni üç farklı şehirde, üç farklı toprağa karışmıştır İstanbul, Paris ve Krakow.
Abstract
Adam Mickiewicz was born in 1798, as son of an impoverished family of the old nobility. Mickiewicz was active in the struggle to achieve independence for his homeland, then part of the Russian Empire. He went to Rome, Paris. He arrived 22 September 1855 in Istanbul to organize Polish forces to be used in the war against Russia. He had most probably contracted cholera in Beyoglu. His housea museum now in Istanbul…more informatin.
Yorumlar
Yorum Gönder