B logger Bolat'ın Azman İstavritle bayramlaşması Blogger Bolat Azman İstavriti Balık mevsimindeyiz, İstanbul tezgahları Kerbela'ya dönmüş arkadaş. Canım çok sıtkın! Geçen balıkçımı arayıp bir kucak ağlayınca adam bana dedi ki : "ne vereyim abime!" Dedim ki abi, tezgahta hamsi istavrit, don muş uskumru, çipura, levrek dışında balık görmek istiyorum. Serçe parmağımdan küçük barbun avlayan balıkçı Aradan iki gün geçti aradı : "Blogger Bolat, tezgah canlandı gel!" Üşenmeden giyindim çıktım, vardım bizim balıkçıya! Abi, yine aynı balıklar, hamsi, istavrit, çip ura, levrek, somun, üstüne bir de barbun gelmiş ama barbun denmez ona başka bir ülkede avlasan cinayetten tutuklarlar adamı! Serçe par mağımdan küçük, garibimin üzerinde pul bile oluşmamış düşünün denizi nasıl trollediyse ahlaksız balıkçılar! Daha fazla bozmayayım ağzımı! Balıkçı'nın Blogger Bolat'a sürprizi Lafı uzatmayalım, ortada büyük bir fecaat var. Bıraksam bir kaç kelam
Yorumlar
gittigim sehirlerde sokakta yurumeyi cok severim ben
ve her sehrin bir ruhu olduguna inanirim :) o ruhunda o sehirde yasayan insanlari etkiledigini dusunurum
O durumda kartpostaldan ne farkı olacak çektiğim fotoğrafın? Kartpostal istersem zaten satın alırım. Mühim olan, sonra o fotoğrafa baktığımda kendimi kartpostalın içerisinde görmem:)Ben böyle düşünüyorum. İçinde kendimin olmadığı tatil fotoğraflarını sevmiyorum ben:)
Gittiğim yerlerde ilk dikkatimi çeken mimari özellikler başta olmak üzere yaşamın her alanında özgünlük olup olmadığıdır. Bununla ilgili sürekli gözlem yapar, yerel tatlara, el sanatlarına vs ulaşmaya çalışırım. Bir otelin havuz başında ya da akşam diskoda zaman geçirmek bana göre değil.
Yorum Gönder