Tutunamayanlar Şehri

Bu liste yüzümüzü kızarttı. Merkezi İngiltere'nin başkenti Londra'da bulunan, ekonomi ve iş alanlarında araştırmalar yapan "Economist Intelligence Unit", yıllık olarak yayımladığı "Dünyanın en yaşanabilir şehirleri" listesini açıkladı. Yaşam şartları, siyasi ve sosyal istikrar, suç oranı, sağlık hizmeti, kültürel aktiviteler, çevre, eğitim ve altyapı gibi konular dikkate alınarak yapılan sıralamada,  İstanbul 109. sırada yer aldı.

Kimse kızmasın ama maalesef İstanbul tutunamayanlar cenneti oldu. Bayramın ilk günü ablamı ziyarete gittim araçları çalınmış ve 9 bin tl lik kredisi hala devam ediyor. Ne hazindir ki aracın otoyol kartı hala kullanılıyor ve aracın sahibi eski polis emeklisi. İstanbul’da otobüsler felaket ötesi, yolları anlatmamıza gerek yok, bayramda 20 dakikada gittiğim işyeri normal günlerde 1 saat 20 dakika oluveriyor. Planlama sıfır. Kültürel miras talan olmuş. Vakıflar Genel Müdürlüğüne çağrıda bulunuyorum, vakıf mallarına sahip çıkın! Talan ediyorlar talan!

Gecekonducular devlet arazisinden zengin oldu. Öğretmen bir çiftin ömür boyu biriktirip, ziynet eşyalarını satıp sahip olmadığı evlere gecekonducular bir günde sahip oldular. Şimdi bu gecekonduların yerine milyon dolarlık inşaatlar yükseliyor. İşte bu memleketin adaleti de böyle. Şimdi bunu yazdığım için bir çok insan fakir fukara edebiyatı yapacak ya da halk dalkavukluğu!

Devletin kuralı Sarıyer’de, Tekirdağ’da ne ise Beytüşşebap’ta da o olmalı.  Kurallar var ama bölgelere göre farklı. Ben hazırım 9 köyden kovulmaya. Bu şehri çöplüğe çevirdik maalesef kendi ellerimizle. Başımız göğe ersin! Ben şunu söylerim, devletin eli demirden olmalı kuralı bozan silleyi bütün şiddeti ile ensesinde hissetmeli yoksa iş mazlum edebiyatına dönerse işte klasik şark kurnazı, kendi çıkarını toplum çıkarından üstün gören acayip bir topluma dönersiniz! Bugün İstanbulluların birçoğu sıradan bir köylünün sahip olduğu erdeme bile sahip değil!

Bir de çekip gideceğim bu ülkeden yaşanmaz oldu diyenler var. Gitmediğin hata! Uğruna mücadele etmeyi düşünmediğin vatanın olarak içselleştiremediğin bu topraklar sana fazla aziz dostum. Git büyük çıkarların nerede ise orası senin vatanın olsun! Haneperet gönlün nerede şense buyur git! Ben kalıp sevdiğim şehre, milletime faydalı olmaya çalışacağım.


Not: Bu gravürü neden kullandım? Bir güzelliği yaşamak için illa içinde yemek mi yememiz lazım! Onu lokantaya mı çevirmek mi gerekir? Şimdi, bu gravüre bakın ve bir de restore edilmiş Kızkulesi lokantasına bakın. İçinde yahni yediğiniz Kızkulesi lokantası çok daha romantik mi oluyor acaba?

Yorumlar

Begonvilli Ev dedi ki…
Üzücü....

Maalesef Antalya da öyle. Sabahları yol kenarlarında uyuyan onlarca evsiz görüyorum.. Suç oranı da oldukça yüksek.
Blogger Bolat dedi ki…
Antalya için de üzüldüm, bize zihniyet devrimi gerekiyor.
Sparrow dedi ki…
bizim milletimiz mum yakmayı değil, karanlıktan küfrederek kaçmayı bilir anca. böylelerine de dediğin gibi bu topraklar fazla!
Blogger Bolat dedi ki…
Kesinlikle Sparrow fazla!
bossa nova dedi ki…
İstanbul sadece işin görünen yüzü. Daha nice iller ne halde. Gecekondularla ilgili söylediklerine katılıyorum. Çalışmak nedir bilmeyenler toprak zengini oluyor. Kentsel dönüşüm projeleri evet, mantıklı fakat arazilerin şahıslara verilmesi abesle iştigal.
Joujou dedi ki…
"Giden, gider; kalan sağlar bizimdir!" sevgili Bolat ;) Lafınızı çok beğendim: Hani "Gitmediğin hata!" demişsiniz. Bundan böyle etliye sütlüye karışmayıp, sadece şikayet edenlere böyle söyleyelim!
Müstehzi dedi ki…
Bu akşam tv de Ahmet Ümit ten Beyoğlu sokaklarının tarihini dinlerken davulun sesi oldukça güzel gelmişti kulağıma...
Blogger Bolat dedi ki…
Bossa Nova, Ben de kentsel dönüşüme evet diyorum.
Blogger Bolat dedi ki…
Joujou mücadeleye üretmeye devam :) misafiri değiliz bu ülkenin.
Blogger Bolat dedi ki…
Müstehzi, Ahmet Mit'in kabahati yok burada :) programı izlemeye devam maalesef gülün dikenlerini görmeye çalıştık bu blog postta.
Mutlu Eller dedi ki…
Of ne doğru tespitler...Benim sözüm de doğru düzgün bırakın kitabı, gazete bile okumayan, oy kullanmayan, bencil, çevresini çöp olarak gören, hiçbir kural tanımayan, kendinden olmayana tahammülü olmayan vs. tüm sözde 'milliyetçi' geçinenlere...Bu kadar doğal güzelliği, zengin kültürü olup, bu kadar da perişan, sefil olmuş başka ülke yoktur sanırım dünya üzerinde:(
Blogger Bolat dedi ki…
Semi, bu sorunları yine bizler mücadele ederek çözecegiz, kırmadan dökmeden.
Darwin Bruno dedi ki…
Gracias por dejar tus huellas en mi espacio.Un placer visitarte y seguirte.Te envío un cordial saludo deseándote un buen inicio de semana.Dios te bendiga amigo
Blogger Bolat dedi ki…
Greatings from Istanbul.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hadımköy, İstanbul'un en tuhaf köyü

Beylikdüzü'nde Yaşamak Nasıldır?

Vatoz Balığı Yaptım Evde İsyan Çıktı