Aciz İstanbul!

Ayağıma bastınız, hanfendi!”
“Basacak başka yer mi var beyfendi!”
Otobüslerin buhurlu camlarına yapışmış mutsuz yüzler!
İnsanın üstüne yürüyen araçlar!
Olmayan bisiklet yolları!
Olmayan olamayan alternatif yollar! Düşünülemeyen alternatif taşıma türleri!Trafiği bile çözemeyen kamu! İş yapmak yerine şikayet eden kamu! Yığınla vergi alan kamu! Ne işe yararsın?
Son noktayı Ulaştırma Bakanımız Binali Yıldırım koydu, “İstanbul’un trafik sorununu çözerim diyen populizm yapmış olur...” Eyvah eyvah! Kim çözecek bu Estambul'un trafik sorununu?

Yorumlar

HYPATİA dedi ki…
Gerçekten büyük bir sorun...insanların değerli saatleri trafikte boşa harcanıyor...toplu taşıma araçlarında mutsuz insanlar adeta birbirlerinin üzerine istiflenmiş balıklar gibiler..insan dışarı çıkmaya korkuyor trafik yüzünden...
12 Aralık 2011 23:34
Unknown dedi ki…
Ankara'da yaşadığımdan bazen problemleri tam olarak anlamasam da yazıların gerçekten çok faydalı ve bilgilendirici. Ayrıca güzel ve destekleyici yorumlarınla hep yanımda olduğun için de çok teşekkür ederiim =)) sevgilerimle :)
13 Aralık 2011 00:06
Blogger Bolat dedi ki…
Hypatia, inan her gün 2 saatimiz trafik te yazık çok yazık.
13 Aralık 2011 00:11
Blogger Bolat dedi ki…
Kubilay, teşekkür ederim, her zaman, Ankara'ya selamlar, sevgiler :)
13 Aralık 2011 00:13
Unknown dedi ki…
Ben İstanbul'da yaşamadım hiç, hep misafirdim uzun süreli kalışlarımda bile. Yani işe filan gitmem gerekmedi ve belki de bu yüzdendir bana Londra'nın trafiği İstanbul'dan daha kötü gelmiştir hep. Beterin beteri var.
13 Aralık 2011 01:57
mavii dedi ki…
kesinlikle ya olan kazalar:(
13 Aralık 2011 02:15
P_A_N dedi ki…
söylecek çok fazla bir şey yok gibi. müsadeniz işe twitter'da paylaşıyorum
13 Aralık 2011 08:35
dayatmalarda kayboluş dedi ki…
şehrin ana arterlerini bile kısa vadeli planlara göre açan tipteki zihniyetlerin aynı değil mi bugün de çözüm getireceğini idda edenler..doğrudur aynı tip zihniyet bu problemi çözemez..kapasitesi olan zihniyetlere de izin verilmiyor..hangi partiden olduğu hiç umurum değil...ama kapasiteli zihniyetler gelmedikçe, uzun vadeli planlar yapılmadıkça, devenin kendisi uğruna olsa hadi diyeceğim ama sadece kulağı uğruna şehirlerimizin yarınlar satıldıkça bugün istanbul yarın ankara öbür gün izmir..sürer gider trafik sorunları da başka sorunlar da...doğrudur çözümü kısa vadde yok söz vren yalan söyler..
13 Aralık 2011 09:05
Büşra Bayram dedi ki…
önmüzdeki seçimlerde bana oy verin, ben çözcem! :D
13 Aralık 2011 13:16
Caner Cangül dedi ki…
Çözüm! Hayır çözümü yok ve olmayacak. Sadece rahatlama getirilebilir. Avcılar-Söğütlüçeşme metrobüs hat uzunluğu 43 km. imiş. Bakın bir uçtan bir uca bile değil. Muhtemelen pek çok kişi ikinci ve üçüncü bir taşıtı da kullanıyor.

Ne yalan söyleyeyim: Bakan'a katılıyorum bu konuda.

Büyüyen, kalabalıklaşan şehirler için trafik olağan hale geliyor. Ankara'da trafik yok mu? Sabah-akşam saatlerinde Konya yoluna düşmeyin sakın. Haa İstanbul ile kıyaslanmaz ama mesafeler ve yoğunluk da kıyas kabul etmez. Ankara'yı toplasan Anadolu Yakası kadar yoktur herhalde.
13 Aralık 2011 17:09
tulkas!? dedi ki…
vuhhuuuuuu foto süper =)
13 Aralık 2011 20:34
Joujou dedi ki…
İstanbul'un trafik sorunu ışınlanma bulunana kadar çözülemez Bolat. O zaman da havada bir trafik yaşanacağına inanıyorum. Birinin molekülleri aynı The Fly filmindeki gibi bir başkasıyla karışabilir. Çok korkuyorum! :D
13 Aralık 2011 20:38
Kafe de Mola dedi ki…
Yalnız yazıdaki diyalog bana ''olric ve efendisi '' diyaloglarını anımsattı.İstanbulun trafik sorununu doğunun popilaritesi belirler aslında.Doğu ne kadar cazip hale gelirse istanbul'dan doğuya göç artar istanbul rahatlar.Bunu sağlamak ta biraz zor.Aşağı sakal,yukarı bıyık hesaaaabı:)
14 Aralık 2011 00:27
Blogger Bolat dedi ki…
Ehlikeyf, iyi ki işe gitmemişsiniz :)

Mavii, kazalar! Keşke hiç olmasa!

P_A_N, müsade sizin elbette :)
14 Aralık 2011 23:03
Blogger Bolat dedi ki…
Dayatılanla Yaşamak, bırakın uzunu biz kısa projelere alışkın değiliz! Planlama desen fiyasko her daim revize edilir planlar!

Hayal Meyal, olur tabi ki :)

Caner,bu planlama ve şehircilik anlayışıyla çözülemeyeceği kesin ama bu şehri daha da büyütüp çöplüğe çevirmek olmamalı!

Tulkas, teşekkür ederim
14 Aralık 2011 23:09
Blogger Bolat dedi ki…
Joujou, memleketin yarısı neredeyse aynı şehirde yaşıyor :)) Kanadalılar havaray yapmış İstanbul'a da lazım :)

Kafe de mola, o göç hiç olmayacak gibi bir his var içimde.
14 Aralık 2011 23:13
dayatmalarda kayboluş dedi ki…
Hahhaa... kim dmiş kısa vadeli planlama yok diye..bizim en iyi bildiğimiz kısa vadeli planlama..en kısa sürede rant lde etmek..o yüzden çözümler uzun vadeli olamıyor...söyletme beni sevgili Bolat..olan senin bloguna da olur sonra..:))
15 Aralık 2011 00:04
Blogger Bolat dedi ki…
Aman diyeyim :) bugünlerde adalet pek tecelli edemiyor 5 sene filan gecikebiliyor mazallah :))
15 Aralık 2011 00:16
Adsız dedi ki…
Trafiği bile çözemeyen kamu!
Ne yazık, ama gerçek.. Doğru söze ne hacet..
16 Aralık 2011 13:41
sevda s. dedi ki…
Hiç umut yok yani bizler için :( Evim ile işim 10 dk anca sürer ama trafik yüzünden 20 -25 dk sürüyor. Fakat çabuk kilit olabilecek bir nokta ve 20 dk lık yolu 2 saatte gittiğimi de biliyorum :(
17 Aralık 2011 01:13
Unknown dedi ki…
ben almanya da yasiyorum.. burdan cok skliyorum.. üni. okuduktan sonra istanbula yerlesmeyi düsünüyorum.. ama su trafik gercekten beni düsünüdürüyo =D
burda hersey cok düzenli herkes dakika.. istanbul bu konuda biraz farkli =P
18 Aralık 2011 14:58
Blogger Bolat dedi ki…
Kamuyu da mı özelleştirsek Melek:)
18 Aralık 2011 15:53
Blogger Bolat dedi ki…
Sevda S, bazen ben de umutsuzluğa kapılıyorum ama bu şehrin büyüsünden kurtulup gidemiyoruz.
18 Aralık 2011 15:54
Blogger Bolat dedi ki…
Want more fashion, tüm problemlerine rağmen bu şehir sevilmeye değer :) korkma gel :) tavsiye ederim.
18 Aralık 2011 15:55
artçı dedi ki…
Özgür düşünmek lazım sınırsız yani.. Herşeyi yıkarsın ahlaklı, kültürlü, eğitimli insanlarla yeniden başlarsın, güzel bir mimari uğruna eski çağlarda yüzlerce insan feda edilirmiş, şimdi tarihte o medeniyetlerin adı var, demekki medeniyet daha çok mimarlardan mühendislerden soruluyor.
19 Aralık 2011 21:44
Blogger Bolat dedi ki…
Kesinlikle yeniden başlamak lazım ama ahlaklısından :)
19 Aralık 2011 21:54

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hadımköy, İstanbul'un en tuhaf köyü

Resim
Hadımköy ismi nereden geliyor? Hadımköy ismini duyanınız var mı,  bilmiyorum. Bildiğin köy ama yolu izi berbat, sanayi taşındığı için mecburen gelişecek. Eee, nerden aklına geldi Hadımköy? Dün gazetelerden okuduğum  hadım edilen 100 İngiliz pedofil(sübyancı) haberini okuyunca ben de İstanbul’un Hadımköy’ünü yazayım istedim. Birkaç kez gittim. Umarım oralarda çalışmak durumunda kalmazsınız .  Hadımköy mü? Hadimköy mü? Hadımköy ismi aslında bir dil kazası ürünüdür ya da bizim cehaletimizin ürettiği garip bir isimdir. Hadımköy’ün gerçek ismi “Hadim Köy” dür yani a’nın üzerinde şapka vardır. Hadim: hizmet eden hizmetliye verilmiş köy anlamında kullanılır.   Kelime hazinemiz pek geniş ve araştırma ve tarihe merakımızla “vay beeaa” dedirtecek bir seviyede olunca orada bir hadım baba varmış işte hadım babanın köyü anlamında “Hadımköy” denmiştir, şeklinde yazıvermişiz. Hadımköy  nerededir? Istıranca dağlarının eteklerinde Sofya çıkışından az beride!  Fatih Üniversitesi H
Devamını göster »

Vatoz Balığı Yaptım Evde İsyan Çıktı

Resim
Zaman akıp gidiyor dur demek olmaz   Zaman hızla akıp gidiyor. Yine geldik bir Ramazan ayının başına. Şimdiden tüm blogger arkadaşlarımın Ramazanını kutluyorum. Ülkemiz, milletimiz, devletimiz ve geleceğimiz için hayırlı olsun. Ramazan gelmeden son balık yemeğimi de yaptım. 5M Migros’a uğradım tezgâhlar boş, av yasağı var, hemen karşısında Real’e uğradım orada da öyle bir akıbete uğradım. Tam balık tezgâhından ayrılacakken buzlara yatırılmış Vatozları gördüm, biri al diğerini alma olmaz ayıp olmasın diye ikisini birden aldım. Vatoz nasıl bir balık türüdür? Sırtlarında mahmuzu olan, kıkırdaksı kemikli, kanat uçları akordeon şeklinde kılçıklı, kalkana benzer tadı olan, kumda yaşayan bir balık türüdür. Ülkemizde pek yenilmediği için Avrupa’da tüketilir. Denizlerimizde vatoz bulunur, hatta 300 kiloluk bir vatoz yakalanıp sergilenmiştir. Duyduk duymadık demeyin. Vatoz aldım evde isyan var! Evet, Vatozları aldım eve geldim. Evde İsyan var arkadaş. Vatoz yenir mi? Üle
Devamını göster »

Kavat ya da Gavat Kelimesinin Kökeni, Etimolojisi

Resim
Kavat-Gavat Kelimesinin Kökeni Beşiktaş sahilde bi r kafeye oturmuş biraz kendimi dinliyorum. Oh yaşasın huzur. Hafta içi ortam sakin. Fakat bu sakinlik uzun sürmedi. Yan masaya 3 genç geldi. Birisinin biraz ağzı oldukça bozuk. Çalan telefonuna şöyle cevap verdi  "G..vat, neden aramıyon lan?"  Konuşma esnasında saydım G..vat kelimesi haricinde tam 10 küfürlü kelime geçti.  Yine bu arkadaş telefonunu "kapat lan g...vat kapat" diyerek kapattı. Kızıyor mu seviyor mu anlamadım! Şimdi gelelim Kavat ya da "G..vat" kelimesinin anlamına! Kelime, özetle pezevenk, kadın satan kişi demek! Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlüğü kelimenin kökeninin Arapça "Kavvad" şeklinde olduğunu yazıyor. Gavat kelimesinin dil bilimine uygun ve daha mantıklı anlamı Bir de işin dil bilimine uygun yanına bakalım. Türk Dil Kurumu Sözlüğü'ne bakıldığında kelime Farsça değil Arapça kökenli olduğu görülüyor. Kavat kelimesi pezevenk anlamına geliyor. Açıklama
Devamını göster »