Simoni'nin İstanbul planları

Büyük İtalyan sanatkâr Rönesans’ın babası Michelangelo di Lodovico Buonarroti Simon. Uff  ne uzun isim! Biz kısaca Michelangelo ya da kısaca “Simoni Usta” diyelim. İşte Simoni Roma’ya Papa II. Julius’un anıt mezarını yapmak için gelmiştir. Papanın mimarı “efem sağlığınızdayken bu mezar çeşitli dedikodulara neden olur” diyerekten papayı bu yapıttan soğutur.  Papa mermer ustalarının, işçilerin parasını da Simoni’ye ödemez üstelik sarayın kapısını da gösterir. Simoni kös kös Floransaya döner.
Sen misin izinsiz Roma’yı terk eden Simoni! Papa, derhal peşine üç şövalye takar. Şövalyeler Floransa yolunda Simoni’ye yetişir ve emri okurlar “Gazabıma uğramak istemiyorsan Roma’ya geri dön Simoni”. Gururu kırılan Simoni dönmez. Daha da hiddetlenen Papa Floransa senyörünü tehdit eder. Papanın askerleri Fransa sınırlarındadır senyör Simoni’yi rahatlatmak için Floransa’nın Roma büyükelçiliğini teklif eder.
Durumdan endişelenen Simoni, “Romaya gideceğime İstanbul’a gider büyük Sultan II.Beyazıt’ın köprüsünü yaparım! Nasılsa Sultan daha önce beni çağırmıştı.” der. Gece yarısı Simoni’nin kapısı tekmelenmektedir. Papa Simoni’nin İstanbul hayalini duymuştur! “Simoni eğer Constantinople’e gidersen seni aforoz edeceğim”. Ne yapsın zavallı! İstanbul’a giderse aforoz edilecek ve ölüsü de cehennemi boylayacaktır! “ Offf yüce İsa of her yol Roma’ya çıkıyor bu ne iştir diyerekten sitemlerini dile getirir! Paşa Paşa Roma’ya dönmek zorunda kalmıştır.
Roma Simoni’nin çalışmalarıyla yıkılmaktadır. Babası II. Beyazıt’ın isteğini bilen oğul  Yavuz Sultan Selim de Tammasso di Tolfo aracılığı ile Simoni Ustayı İstanbul’a davet eder ama nafile. Ne yazık ki İstanbul Rönesans’ın bu muhteşem sanatçısını görememiştir. Michelangelo'nun İstanbul'a davet edilişini Giovanni Antonio Biliverti tasvir etmiştir. Tabloda Türk elçi küçük zenci bir çocuğun taşıdığı ferman kutusundan fermanı çıkarırken görülür. Tablo Fransa’daki Michelangelo Müzesi’de bulunmaktadır.
Evet sevgili okuyucu! Simoni’nin şu resmini görmüş olduğun “Davut” heykeline bakıp çekici fırlatıp “Konuş benimle” dediği rivayet edilir. Simoni yani Michelangelo’nun bu eseri hakikaten o derece canlı durmuyor mu?

Fotoğraf Kaynak:art.com

Yorumlar

zeynep dedi ki…
Davut heykelinin aslını Floransa'da müzede görme fırsatım olmuştu , hakikaten canlı gibi , dakikalarca gözlerimi ayıramamıştım . Paylaşımın için teşekkürler , araya kattığın esprilerle yazdıklarını okumak ayrı bir keyif .
Nini Nileud dedi ki…
Kesinlikle öyle duruyor!:)

bu arada çok eğlenceli ve net anlatıyorsunuz, güzel oluyor bir jest oluyor ilgili/ilgisiz okuyana.
Blogger Bolat dedi ki…
Zeynep, biliyorsun bu heykel nü-mahrem bir heykeldir çok bakmasaydın :))
Blogger Bolat dedi ki…
Nini, ben kızardım gene burada, teşekkür ederim :)
Hayal Kahvem dedi ki…
Bolat, akşam Ferid Edgü'nün Ders Notları adlı kitabına göz gezdiriyordum. Bakın, oradan bir alıntı..

"Simoni yani Michelangelo’nun bu eseri hakikaten o derece canlı durmuyor mu?" demişsiniz ya hani.. Ordan aklıma geldi:)

"Bir yapıt
gerçek olan'dan
bir parçacık taşıyorsa içinde;
evrenseldir.

Çünkü evrensel olan bir tek şey vardır: İnsan gerçeği."
Blogger Bolat dedi ki…
Kesinlikle ben henüz tanışma fırsatı bulamadım bu eserle :( ama gitmek, görmek lazım.
zeynep dedi ki…
yazdığıma pişman oldum , başka tarafa çekeceğini düşünmemiştim ...
Yorum yapabilecek güzellikte kelimeler üretemedim..her seferinde kendini aşıyor bizi öylesine güzel bilgilendiriyor ufkumuzu açıyorsun ki..
Bu arada Michelangelo'nun tüm eserleri birer şahaser bence..Neden günümüzdeki Michelangelo'nun meslektaşlarına el atmıyorsun? İstanbul'a uğrayanlar var mıdır merak ettim?
Blogger Bolat dedi ki…
Zeynep, sadece şaka :))yapmak istemiştim pot mu kırdım acaba ?
Blogger Bolat dedi ki…
Bir tanesine el atmıştık, heykeli sürgün etmişler yahu, bize heykel olayı birkaç gömlek büyük :) Sanatçı Gürdal Duyar'ın eserini sürmüşer yıldız parkına heykelin adı da "güzel İstanbul" ah ahhhh...
okumak isterseniz link burada :)
http://istanbulistanbulolali.blogspot.com/2011/08/guzel-istanbul-heykeli-suruldu.html
Zeugma dedi ki…
O derece canlı, evet!
İstanbul çok şey kaybetmiş o olmadan.Üzücü...
Ne çok detay öğrendik bu arada...
Teşekkürler
Kafe de Mola dedi ki…
Fazla gurur,G**e vurur ,demişler ,İstanbul'a yapacağı hayali gerçekleştirseydi keşke.:)Görmedim heykeli sanat tarihi dersinde sık sık karşıma çıkmıştı ama.Nü olması sebebiyle gördüğümüzde elimizi gözümüze fazla kapatmış olabilirz:)Sadece fazlasıyla kas yapıp baklava dilimlerini muhafaza etmiş bir profil çizmiş olduğunu söyleyebilirm ,bizim simoni ustanın,Allahtan rahmet dilerim vesselam:D
Bu ilginç konuları bizlerin merakına sunup giderdiğin içinde sana selam olsun:)
Lila Moonlight dedi ki…
Bolat, ne guzel esprili bir dille anlatmissin, ogrenmis oldum yeni birseyler. Istanbulumuzda ne yazikki David e mayo giydirsek bile sutlanir : (
Elif Ayvaz dedi ki…
Gerçekten canlı gibi.

Bolat, şimdi ben rehber adayıyım ya. Bu blog bana çok yardımcı oluyor. Gerçekten. Gerçi daha mesleki derslere pek giriş yapmadık. Malum 1. sınıftayım daha. :) Ama burada öğrendiklerimle müthiş sükse yapıyorum arkadaşlar arasında. :P Ki bana çok da faydalı olduklarını düşünüyorum. :))

Teşekkürler.
Adsız dedi ki…
vay be!
yoGa'lamak dedi ki…
bende gördüm bu heykeli... espirili yazmaniz ilgimi cekti
selinacar dedi ki…
Ben kendisiyle tanışma fırsatı buldum.Üstelik rica etti 'Selin,bir fotoğrafımız olsun beraber' diye kıramadım :) Anlatım diline bayıldım. (Tabiki Davut'un değil Bolat'ın) :)
Unknown dedi ki…
Merhaba, postlarına şööyylee bir gözattım. Eline sağlık. Bu heykel gerçekten konuş dedirtecek kadar canlı görünüyor. Mutlu günler.
Blogger Bolat dedi ki…
Zeugma, teşekkürler evet ben görmedim henüz ama resimlerde bile canlılığı hissetmek mümkün :)
Blogger Bolat dedi ki…
Kafe de mola, kıskandım şimdi sanat tarihi dersi almış olmanı :)

Aylin, kesinlikle şutlanırdı, güzel istanbul heykeline bile tahammül edememişiz!

Elif, bir gün de rehberlerle ilgili yazım olacak :)İstanbullu ve Atatürk'lü.

Esotron, teşekkürler!

Mitha Komala, thank you:)

YoGa'lamak, teşekkürler:)

Selinacar, şanşlısınız yani, kıskandım şimdi bu durumu :))

Alice,teşekkür ederim :)
Elif Ayvaz dedi ki…
Hala bekliyorum o yazıyı Bolat. :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hadımköy, İstanbul'un en tuhaf köyü

Vatoz Balığı Yaptım Evde İsyan Çıktı

Blog Yazarının Eşek İstavriti, Azman İstavritle İmtihanı