Aloo Matmazel

Alexander Graham Bell telefonu icat ettiğinde, Amerikalı bir belediye başkanı  “Bir gün her kentte bir tane telefon olacak” demiş fakat bu gerçekleşmesi çok zor bir ön görü kabul edilmiş! İngiltere postahane başmühendisi “Amerikalıların telefona ihtiyacı var bizim yok bizim elimizde bir yığın haberci çocuk var”diyerek olayı küçümsemiş! Bak o koskoca İngiltere nal topluyor artık! Bizimkiler telefonun icadından 5 yıl sonra Estambul, Yıldız Sarayı’na telefon hattı döşetmiş fakat sonra Sultan Abdülhamit yasaklatmış, biz neden nal topluyoruz anlayın! Telefon İstanbul’da 1908 den sonra yaygın olarak kullanılmaya başlanış. Telefon İdaresi Fransız ortaklığı olduğu için İstanbullular “Aloo Matmazel şu numarayı bağlar mısınız?” şeklinde görevliyle iletişime geçermiş.  Bir de taze hikâyecik aktarayım gerçi pek taze sayılmaz ama anıları ve anlaşmazlıkları her dem taze! Yıl 1974, ilk barış harekâtı yapılmış Kıbrıs ayakta, anlaşma imkânsız ortalık toz duman! Rahmetli Bülent Ecevit Cenevre’de, 11 Ağutos sabahı otel lobisinde Prof. Haluk Ulman’la şöyle bir muhabbete girer! Hocam bu ne allasen ya! Konuş konuş aynı yerdeyiz, nolucak bu halimiz! Çok şımarmış bunlar, şu NATO olmasa çakacam elimin tersiyle! Bak Yalovaya tatile gidecektik, Allahın dağına geldik! Bari Turan Güneş Bey’e söyleyin,  Ayşe tatile çıkmak istedi, hazırlıklar tamam, eğer iş uzayacaksa gitmesini söyleyeceğim! Ayşe, Turan Güneş’in kızıydı “tatile bir çıktı” çıkış o çıkış her dem tatilde Ayşecik! Tatil mi yaradı, Kıbrıs’ı mı sevdi, işine öyle mi geldi bilemem! İşte bir telefonla neler oldu bakın görün!

Yorumlar

Ferhat Bayram dedi ki…
simdi 7 yasinda lavukta bile telefon var matmazel:d
Unknown dedi ki…
Aaaaaaaah ah! Bu resim konulurmu bea! Yaktin beni Bolat!

Cok guzel olmus yazi, pek begendim :-)
Ehehe konuyu güzel bağladınız yine...KİTLE İLETİŞİM ARACI..Sahi Ayşe'den haber yok mu hala?
Telefon 1980 lerde bile çok azdı Türkiye de ne yazıkki şimdide ev telefonları yerini cep telefonlarına bırakmakta hızla yükselen faturalar nedeniyle.Yine bilgilendirdiniz bizleri teşekkürler iyi hafta sonları.
caglaBeycan dedi ki…
güzel bir yazı olmuş:) Hala daha devam ediyor aslında kimi konularda devlet ilk önce teşvik eder sonra yasaklar=) trajikomik bir milletmişiz hala da öyleyiz
RABİA SERTELİ dedi ki…
Yazılarınızda okuyanları çeken sizin bu kurgularınız. Bu yazıda da Graham Bell'den girdiniz, Kıbrıs adasından çıktınız. :))Haydi hayırlısı. Ayşe, barış harekatı ile aynı anda tatile çıktığı için hep beraber dönmeyi bekliyordur. Anca beraber kanca beraber.
miniamania dedi ki…
Çocukluğumda postaneye gidip telefon yazdırıp saatlerce beklerdik konuşabilmek için. Ve telefona kaydolmak bedavaydı da kimseler almazdı ya da alamazdı. Bak şimdi şu hale konuştuğumuzdan çok daha fazlasını vergi vesaire yüklü faturlarla boğuşup duruyoruz ne diyelim Alexander Graham Bell'in kulakları çınlasın diyeceğim ama,kabahat onda değil ki...
Kalemine sağlık
AZLA dedi ki…
blog is really very nice and beautiful, all the articles are very qualified, I like also folow in 1200, awaited folow my friends back in the blog, thank you
Telefon ile ilgili o kadar cok anım varki. Babam ben dogmadan once PTT de calısmaya baslamıs. O nedenle telefonlar tanısmam cok erken yaslarda olmus. - simdi bunu okuyanlar gulecek ama bizim kusak yani 70 lerde doganlar icin telefon ile tanısmak her zaman cok kolay olmamıstır :) - O eskş fişli santraller zamanını yaşadık biz. Ararsın santrali numarayı söyleysin telefonu kapatıp beklersin :) Hey gidi hey ..
Blogger Bolat dedi ki…
Sorma Ferhat :))
Blogger Bolat dedi ki…
Senin için koydum resmi Barışbaşak :))kulağımı çınlatmadın umarım :)
Blogger Bolat dedi ki…
Ben kıbrısa gittiğimde Ayşe'nin karargahını hep görüyorum kendine ordu kurmuş sanki :) hani ada huzuru bozulmasın diye :))
Blogger Bolat dedi ki…
Nerden nereye geldik, iletişim araçları artıkça iletişme kalitemiz düşüyor sanki :)
Blogger Bolat dedi ki…
Gizli işler çevirilmesin diye yasaklamış padişah :)
Blogger Bolat dedi ki…
Ayşecik ile Mehmetcik Kıbrısta dünya evine girmiş diyorlar, söylenti o yönde! Bu çift zor boşanır bana öyle geliyor!
Blogger Bolat dedi ki…
O vergi olayını keşke hiç açmasaydınız! Vergi........... ................bu uzun boşluğa sebep oldu maalesef :)) ağzımızı bozmuş olduk :))
Blogger Bolat dedi ki…
Kıymetli imiş o dönemler mektubun krallığını koruduğu dönemler :))
Nini Nileud dedi ki…
nerden nereye...

yine bana bir şeyler öğrettin! bu yüzden çok seviyorum burayı okumayı
Melange dedi ki…
ne cok okumadigim yazi birikmis..ne keyifliydi hepsi..

telefon dedin de, ben Viyana'ya üni icin geldigim senelerde, Tr yi aramak icin telefon klubelerinden para atarak arardik o zaman. Fakat bir sivri akilli, nasil kesfettiyse magnetolu cakmaklari para atilan yere cakinca makinada para atilmis etkisi yaratiyordu, eh haliylen ne oldu..bütün Türk ögrenciler cebinde magnetolu uzun mutfak cakmaklariyla dolasmaya basladi. Avusturya PTT si careyi tüm telefonlarin baglantilarini degistirmekte buldu..;) gerci sonradan bu sorunun da üstesinden geldi zihni sinir uzmanlar..:)
Blogger Bolat dedi ki…
Nini, karşılıklı öğreniyoruz işte :) Şafak Pavey için Ankara'ya gitmiş olmana çok sevindim :) bravo diyorum :) Şafak Pavey çok iyi yetişmiş bir insan evladıdır, insan gibi insandır, bu ülkenin aydınlık yüzüdür, politik anlamda söylemedim bunu! Sanki onu örnek almış gibisin :)iyi yoldasın.
Blogger Bolat dedi ki…
Biz buna kendi aramızda inovasyon diyoruz! Para atıp konuşmak son derece sıradan fark yaratman lazım değil mi? Eveeet, nasıl olur? Böyle olur işte :))Biz icadı, mucidi, severiz, yeryüzünde bilginin yayılımına biz aracılık etmişiz, Çinli pressesleri dağa kaldıran biz, orta asyadan milyonlarca kilometre yapan biz:)) bak, atı bile evcilleştirip mobilizasyonu dünyaya kazandıran biz :) çakmakla iletişimi ilk defa senden duydum ama şaşırmadım :))
Melange dedi ki…
hahaaa bak cok dogru, bunun adi inovasyon degil de ne..
cakmak isi cakinca, bu sefer bahce tirmiklarinin catallarinin demircide tek tek kestirilip, herkesin cantasinda uzuuun ince cubuklar tasidigi dönem geldi :)) bu sefer cubuklarin para yerine gectigi telefon devri basladi:)
Blogger Bolat dedi ki…
Huyumuz kurusun yaratmayı seviyoruz :) Almanyada 1 tl atıp 1 euroluk eşya alıp üstüne 1 kazanmayı kim akıl edebilir :))
Unknown dedi ki…
Acisini 'palm beach' te viskimi yudumlarken cikaricam!!!! Insallah! hehehehe
Blogger Bolat dedi ki…
Asıl şok son postta :))
Mutlu Eller dedi ki…
:))) Sadece bu değil elbet, neler yapıyorlar neler....boşuna demiyorlar "Schlitzohr" diye:)))
Blogger Bolat dedi ki…
Acaba o Germanya Ormanlarının etkisinden midir bu Robin Hood'luk :))
alooo ora nire... ben rizeyi değil amasyayı istemiştim napıyon gardaş.. devrini yaşamayanlar.... ne çok şey kaçıdı diyeceğim gülsen bana mı kıskandın diyecek .. insanın en acil zamanlarında santrallerin azizliklerine uğramak ne olasıydı.. bir de yalvar yakar olurduk.. ama işim çok acil noolursunnun diye..

ayşe iyi ki tatile çıktı yoksa senin son post zor olurdu...:)) ogünler de de resmen insan hakları kuyu dibindeydi şimdi unutuldu sanki herşey gunluk guneişlikti ayşenin canı sıkılmasın diye gitmişti mehmetler..
Blogger Bolat dedi ki…
Hehehee Amasya benim memleketimdir yahu, gitmeyeli çok zaman oldu :))Kıbrısta Türkler devletleşmeyi öğrenmiş en büyük kazanım bu bence :))

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hadımköy, İstanbul'un en tuhaf köyü

Vatoz Balığı Yaptım Evde İsyan Çıktı

Blog Yazarının Eşek İstavriti, Azman İstavritle İmtihanı