Bir semtin çöküşü

Eyüp Sultan İstanbul'da Sur dışında Türklerin kurduğu ilk mahalledir. Türk mimarisinin nadide ahşap örnekleri olan Eyüp sahilindeki evler maalesef bugün yok olmuştur. Belki bilisiniz Eyüp Sultan, testileri ile meşhurdur. Küçük testiler düdüklü olur, yani, bildiğiniz oyuncaktır bunlar. Evliya Çelebinin dediğine göre “Ensari balçığından” imal edilen su testisi suya ayrı bir lezzet verirdi. Bugün bu su testilerin üretimi yok! Dalgıçlar yardımıyla Hasköy açıklarında çıkarılan “kara balçık macunu” artık çıkarılmaz oldu. Düdüklü Eyüp testileri ise oyuncak olarak üretilmeye devam ediyor. Ev kadınları Eyüp oyuncakçılığını yaşatmaya çalışıyor. Bloggerlar, yolunuz Eyüp'e düşerse birkaç parça oyuncak alıp etrafınızdaki çocukları sevindirmekte fayda var. Maalesef bu güzel semtimiz Topkapı Sanayi Bölgesi’nin kurulması ve etraftaki imalat hanelerin büyümesiyle işçi semti haline gelmiş ve mesire yeri özelliğini kaybetmiştir. Hatta bir ara kutsal emanetler güvenlik zafiyeti nedeniyle Topkapı Sarayına taşınmıştır. Nerde o yazlık sinemaları, görkemli çay bahçeleri! Hani şöyle bir söz vardır Türkçede “testiyi kıran da, suyu getiren de” diye işte şehrin pervasızca yapılaştığı bir İstanbul’u yaşıyoruz, maalesef!

Not: Testi kelimesi Farsça “dest” kökünden gelir. Testiyi kıran da, suyu getiren de deyimi: görevini iyi yapanla kötüye kullanan arasında bir fark gözetilmemesini ifade etmek için kullanılır.

Yorumlar

EVREN KONAKÇI dedi ki…
Var olanı ve güzel olanı yaşatamamak ya da bozmak gibi bir huyumuz var:(
Bir Eyüp'lü olarak fazla yorum yok!...Tıpkı yaşamın kendisi gibi iyi-kötü iç-içe...
canan beycan dedi ki…
Şu Eski İstanbulda yaşamak ve bu güzellikleri görmek çok isterdim.Ve eski İstanbul Hanfendi ve Beyfendileriyle tanışmak.O Kibar insanlarla aynı mahallede büyümek isterdim.O havayı solumak hoş olurdu:((
Begonvilli Ev dedi ki…
Başlığı okuyunca bir hüzün kapladı içimi...

İçeriği ve samimi anlatımı ile yazı çok güzel ama anlattığı gerçekler canımı acıttı.. Neden güzelliklerimizi korumayı bilmiyoruz?
pembelideniz dedi ki…
Bilmediğim bir şey daha öğrendim "Sur dışında ki Eyüp'ü"

Ne de güzel anlatım bu. Ellerine sağlık
Unknown dedi ki…
Annemin en sevdigi bayram hediyelerindenmis o testiler. Icine su koyup uflediginde kus sesi cikarir. Annemin bana da aldigini hatirliyorum 5-6 yaslarimdayken.
Blogger Bolat dedi ki…
Osmanlı dahi bu semti sanayileştirmiş Feshane gibi fabrikaları düşünün! Bugün de Eyüp çok tuhaf yapılarla dolu!
Blogger Bolat dedi ki…
Keşke kötü yapılaşma hiç olmasaydı bu konuda ufuk yoksunuzyuz, sebebi şudur politikacılarımızın bir çoğu şehirli değil çünkü!
Blogger Bolat dedi ki…
Şuna emin olun o beyefendiler, hanımfendiler hala varlar umarım birileri ile karşılaşırsınız, yaşı 28 olsa da duruşundan, bakışından, konuşmasından, nezaketinden İstanbullu olduğunu size gösteriyor :)
Blogger Bolat dedi ki…
Bu belediye başkanlarını kamyona tıkıştırıp şehir şehir dolaştırmak lazım Avrupayı şehircilik nedir öğrensinler:)))
Blogger Bolat dedi ki…
Teşkkür ederim o sizin güzelliğinizle ilgili :))
Blogger Bolat dedi ki…
Eğer bizler de çocuklarımıza bu geleneksel oyuncaklardan alırsak onlar da sizin gibi asla Eyüp'ü unutmayacak :)) Her ay plastik onca oyuncak alıyoruz testili düdük ilginç olabilir :)) ama kırınca dövmek asla kızmak da yok:))
çiço dedi ki…
ben çok severim eyüpü bize çok yakın sayılır :) güven konusu hala kırılamadı hep bi soldan arkanı kolaçan etme durumu var :) düdüklü testi mirasımızı ve onu yok ettiğimizi bilmiyorum sağol...
minikkus dedi ki…
görselliği korumak adına, güya yeni yapılanmalar saglayarak sehre taze bi görünüm vermek adına yapmadıkları kalmadıki zaten.. üstelik bu sadece istanbulda degil, diğer bütün illerde de böyle. geçmişi korumak, onu sadece hatıralarda degil gerçekte de yaşatmak yerine, restore etmek(yıkmadan dağıtmak..) yada yıkıp yenisini yapmak daha kolay geliyo...
parise gittigimde saçma sapan bi köprü vardı, hiçbişeye benzemeyen, bi özelligi olmayan, yani evet varsa bile bizim istanbuldaki kıymetlilerimizin yanında hakkaten sönük kalacak kadar sıradan bi köprüydü. ama köprünün kenarındaki oymalı işlemeli bikaç figür yüzyıllardır korunuyodu. hatta onu korumak için ayrı bi yol yapmışlar, insanların yürüyemeyecegi, ulaşamayacagı, bozamayacagı.. düşün yani adamların gösterdigi özeni..
İki Kum Tanesi dedi ki…
Bazı şeyleri illa ki çocuklara almak da şart değil,ben kendime alıyorum bazen. Mesela bir tahta topacım var, kendime ait. Nadir de olsa zaman zaman çıkarıp döndürüyorum. Bu düdüklü testileri de gayet iyi hatırlıyorum ama Ankara da bulabilir miyim acaba :))
annemahsustan dedi ki…
Hiç aklıma gelmemişti o duduklu testiler, gittiğimizde alayım da sevinsin benin garipler: )

Herşeye rağmen Eyup havası ayrı yine de...
Blogger Bolat dedi ki…
Bilmediğimiz şeylere geleğe aktarmamız da zor ama öğrenmiş olduk düdüklü testiyi :) hatta çocuklar için çok ilginç bir hediye olabilir :)) bu çağda şaşırır çocuklar yahu :))
Blogger Bolat dedi ki…
O kadar güzel yorumlamışsın ki, restore mi ediyoruz yoksa edermiş gibi mi yapıyoruz bilemiyorum! Sarırım sebebi şu o kadar büyük bir miras içinde oturuyoruz ki bu bolluk olayı bizim şirazemizi bozyuyor :)) Bir arkadaşım vardı Denizlideki Hiyerapolis antik kenti için taş yığını dedi:)) İşletme mezunu adam!
Blogger Bolat dedi ki…
Haklısın Füsun kendimize de almamız lazım :)) ama kızdığımı zaman ev ahalisine de düdük çalabiliriz, dur ne oluyor orada diye :))
Blogger Bolat dedi ki…
Alın tabi, farklı bir hediye olsun hem de ev kadınlarının el emeğine destek olmuş olursunuz :)
Adsız dedi ki…
eyüp'ü çok severim Eyüp Mehteranının mekanında ney eşliğinde çay içmek of nası özledim ne kadar sanayileşsede farklı bi büyüsü var bence..
Blogger Bolat dedi ki…
Mutlaka kendine has güzellikleri var ama keşke geleneksel evleri korunsaydı, daha öenli bir peyzaj çalışması yapılsaydı :))
Unknown dedi ki…
Ben de istiyorum o duduklu testilerden, ya gelene kadar biterseeeee :-(((

Dedemin amcasi Eyup'te yasardi, Fahriye Yengemizle beraber, cumbali evleri vardi, hala cumbasina oturup arkadan gelen fasil muzigini duyar gibiyim...Evin bir anahtari vardi babam 'Istanbul'un anahtari bende' diye dalga gecerdi, kocaman :-) Ne oldu kim bilir, yenge ile amca oleli coook uzun seneler oluyor, uzak akrabalardan haber yok...eski Eyup, eski Istanbul'lular gitsede senin gibi hala duzgun hanim ve beylerin varligina inaniyorum, bazilarini taniyorum :-)
bolat bey nasılsınız...
istanbulda artı yaşam zorrrr.
neden diyeceksiniz her şey üst üste sanki.
eski yapıları çok koruyamadılar..
geldiğimde içim acıyor nerde eskiler diyorum...
Adsız dedi ki…
aynen ve malesef bu sadece eyüp için değil bütün güzel mekanlar için geçerli..
şöyle söyleyeyim
asostaydım yakınlarda
hemen deniz kıyısında çok eski bi rum yapısı mimarisi el işlemeleri yıkılmışlığına yıpranmışlığına rağmen kendine hayran bırakıyo muhtemelen tarihi eser diye yıktırmıyolar ki yıktırmasınlar da ama yaptırmıyorlar da öyle harabe haliyle duruyo baktım baktım doyamadım sonra gözüm yanındaki binalara kaydı utandım işte yüzyıllar önce yapılan işte senin artık benim ulen burası dedikten sonra yaptığın kıytırık yapılar eminim şöyle diyorlardır bizden aldınız da noldu?Altınoluk küçükkuyu 4 katlı 5 katlı evler yapıyolar yazık ya nasıl izin veriyorlar inanamıyorum o muhteşem doğa harikasını yok ediyolar gözgöre göre iki daire fazlatan satarım diye ah bu bürokrasi!

yanlış anlaşılmasın milliyetçi biriyim ama işte herşey ortada yok etme konusunda bi de bok etme konusunda çok başarılıyız malesef:(
Blogger Bolat dedi ki…
Biz büyüdük ve değişti sanki her şey :) zamana yenik düşüyor her şey biz de bizim iyi yetişmiş insan kaynağımız olmayınca yüzyıllık şehirler bile hormonlu binalara yenik düşüyor!
Blogger Bolat dedi ki…
Biz restoransyon işini bilmiyoruz ya da işimize gelmiyor. Bu topraklar üzerindeki her şey bize emanet, Ermeni, Rum, Bizans, Roma, Arap farketmez:)
Blogger Bolat dedi ki…
Gerçekten yaşamak zor yarın Boğaziçinde düğün var ama biz trafiği düşünüyoruz şimdiden!
O testilerden benimde vardı çocukluğumdan kalan anılar arasında yer alır bende 2 sene önce Eyüpten bir tane daha satın aldım .Gerçekten de her şey değişti ve hızla değişmeye devam ediyor ama ne yazık ki olumlu bir gelişme değil bu hem mimari hem de kültürel açıdan
Unknown dedi ki…
Mayasi var Bolat, geride kalan izler var, is bu izleri bulup takip etmede, takip edecek kadar sag duyulu olabilmekte :-)
bozbek dedi ki…
Hasköy açıklarından çıksa çıksa artık... Yazamayacağım ne çıkacağını!
Hakan Atakan dedi ki…
Çocukluğumun geçtiği yer. 80'ler sonrası Eyüp yangınları meşhurdur, ahşap evleri sürekli yaktılar ve iş hanları yaptılar. Bazıları duruyor yinede.

O oyuncakları satan oyuncakçı durur ancak düdüklü testiler artık yok. Yıllar önce deposundan eski testilerin hepsini alıp arkadaşlarıma hediye etmiştim. Hatta en eski örneklerinden bir tane buldum orada. Sanırım 50 yıllık olmalı.
Blogger Bolat dedi ki…
Blog sahibi olmanın en güzel taraflarından biri de anlattığınız konuyu yaşayan insanlarla tanışma halidir, teşekkürler :)
Blogger Bolat dedi ki…
Elbette biz anladık kelimeyi yazmya hacet yok :))

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hadımköy, İstanbul'un en tuhaf köyü

Vatoz Balığı Yaptım Evde İsyan Çıktı

Blog Yazarının Eşek İstavriti, Azman İstavritle İmtihanı