Dilim dilim seni yerim

Metabolizmamız kışın ağır yemekler yemekten bitap düştü.  Yaşasın, artık meyve meysimi geldi. İstanbul manav tezgâhları meyve ile doldu. Estambul ile meyve arasındaki ilişkiyi anlatmadan önce kelimenin kökenine bakalım. Meyve, kelimesi Farsçadır ve Osmanlıcada “mive” şeklinde kullanılırdı, öz Türkçesi de “yemiş”. 
          Merak edip Türk Dil Kurumu’nun hazırladığı sözlüğe baktım! Ağzım açık kaldı, çok mahcup oldum: “Bitkilerde çiçeğin döllenmesinden sonra yumurtalığın gelişmesiyle oluşan tohumları taşıyan, genellikle yenebilen organ, yemiş.” 
          Bak şimdi bir tuhaf oldum ben her gün türlü çeşitli organ mı yiyorum! İstanbul ile meyve arasında çok yakın bir bağ olduğunu düşünürüm. Bakınız, içinde meyve olan ne çok semt ismi var: Beykoz buradaki “koz” ceviz demektir. Sarıyer’in en netameli semtlerinden birinin adı Büyük Armutlu’dur. İstanbul’un en berbat yapılaşması olan ilçesi Zeytinburnu’dur. Cevizlibağ’da ceviz bahçeleri mı vardı acaba? Bakırköy ile Bahçelievler arasında İncirli Semti vardır. Beyoğlu’nda Bostan Mahallesi ayrıca Fındiklı’yı da atlamayalım. Oh canımın orta yeri Beşiktaş’ım, Ihlamur yokuşundan aşağı ineli çok olmadı. İstanbul’un en eski semtlerinden biri olan Fatih’in Fındıkzadesi’ne ne diyelim! Narlıkapı’ya neden nar ismi verilmiştir?  Kadıköy’de Kozyatağı ceviz yatağı mıydı?  Acıbadem’deki ananemize selam olsun, hürmet eder ellerinden öperim. Üsküdar’da Fıstıkağacı semtinde o fıstık ağacı durur mu? Artık Bağlarbaşı’nda bağ yok biliyorum. Şişli’deki Elmadağ bir zamanların elmalığı olmalı. Şişli Sıracevizler’de sıra sıra cevizler durur mu?
          Meyvelerle bünyeyi şenlendirin, meyvesiz kalmayın! Bir uyarı da belediye başkanlarımıza, lütfen yeni kurulan İstanbul Semtlerine de meyve ismi vermeye devam edelim. 


Fotoğraf Kaynak:Myclimatechangegarden

Yorumlar

Adsız dedi ki…
ne güzel yazmissin bolat. meyve kokusu geldi taa buralara kadar :)
miniamania dedi ki…
Aman! o büyüklere isim misim dememek lazım baksana her şeyi değiştirmeye kalkıyorlar birileri de ( Piyer Loti ) den rahatsız olmuş " İdris-i Bitlis'i" önermiş. Ne demeli bilmiyorum ama dediğin gibi yemiş isimleri verilmeye devam etse iyi olur. Haa bu arada doğma büyüme Bakırköy'lü olarak oralarda hiç bakır görmedim ama İncirli'ye doğru epey İncir ağacı vardı zamanında ))
Kalemine sağlık her zamanki gibi keyifle okudum hafif bir tebessümle...
Esra Atesakin dedi ki…
Bu leziz İstanbul turu için teşekkürler..
Blogger Bolat dedi ki…
Teşekkür ederim :) tüm hayatınız meyve kadar ferah ve lezzetli olsun:)
Blogger Bolat dedi ki…
Rica ederim gene bekleriz efem :))
Blogger Bolat dedi ki…
Üstat, diyorum ki, Piyer Loti tepesine bu posta uygun olarak bir isim versek Piyer Loti yerine "Kabak tadı verdi" tepesi desek. Hani orada bir "kabak dede" varmış kanımıza dokuyor vekilim o Piyer Loti desek :)) kabak sebzeydi bak olmadı :)) Ama gazeteci bugün öneri sahibi vekilimize sormuş Leventteki gökdelene neden "Sapphire" ismini verdiniz demiş... ah ne desek boş :))))))Bak o kanına dokunmamış hayret!!
LILA MOONLIGHT dedi ki…
Meyveli Istanbul postun cok tatli olmus. Canim meyve cekti simdi yav, soyle napolyon kiraz olsa da yesek. Bu sene yesil erigi ucundan yakaladim son Istanbul gezimde, buralarda yok ne yazikki : ( Bol meyvali bir haftasonu o zaman : )
Blogger Bolat dedi ki…
Yiyelim güzelleşelim bedenimizin mukavemetini artıralım :))İyi hafta sonları.
rapsodistanbul dedi ki…
'İstanbul'da yenen meyvenin verdiği tadı hiçbir meyve, hiçbir şehir veremez!' der ve giderim ben o zaman :)
EVREN KONAKÇI dedi ki…
Yazdığınız bu isimlere baktığımızda -İstanbul'dan yola çıkarak- ne kadar bereketli ve tarımsal bir ülke olduğumuzu göre biliriz ama kötü yapılaşma ve orantısız göç ve topraktan uzaklaşmamız bu semtlerin özelliklerini hep bozmuş. İzmir'de de böyle ilçeleri var. Mesela Narlıdere. Gerçekten nar bahçelerinden gelmiş adı. Daha sonra narenciye bahçeleri yerini almış, özellikle mandalina ama şimdilerde neredeyse yok oldu desek yeridir. Güzelbahçe keza öyle.Artık bundan sonra apple ve blackberry gibi isimler duyabiliriz:)
şimdi kendime bir tabak dolusu meyve hazırlamaya gidiyorum :)
gece gece iyi gider hem kalorisiz! :)
Blogger Bolat dedi ki…
Kesinlikle çok doğru yakında Tekirdağ İstanbul'un ilçesi olursa şaşırmayın :))Apple ve Blackberyy :))) çok haklısınız oturur ifone yeriz :)
Blogger Bolat dedi ki…
Oh oh, afiyet olsun :) içiniz rahatlar yiyin:)
Sis dedi ki…
idris-i Bitlisi öneren şahsın plazasının adı da Sapphire. Açıklama yapmış niye ingilizce isim dendiğinde, her dilde anlaşılsın istedik demiş. Komedinin son perdelerindeyiz artık.
Sis dedi ki…
İstanbulun semtlerinin meyve isimleri olması çok hoş bir bilgi oldu. Ama şunu da düşünün hatta bu konuda bir yazı da yazın ( hakkıyla yazabilecek tek bloggersınız da bence ).
İstanbulda her semti gezmeye görmeye gitmenin de yemekle alakası yokmudur? Kanlıcaya yoğurt yemeye gideriz, Rumelikavağına balık, Samatyaya bu şehrin en iyi midye tavasını,Anadolukavağına balık ya da waffle. Şimdi aklıma gelmeyenleri de yazınızda okumak üzere :)
Blogger Bolat dedi ki…
Teşekkür ederim siz de yazabilirsiniz. Bunu not alıyorum şöyle yemeli içmeli bir post olsun :) yazalım.
afiyet olsun da bu postu keşke bu saatte okumasaydım.. tek bir meyvem yok bu gece..canım çekti..:(
Unknown dedi ki…
Kalkip meyve soyayim bari, karpuz da keseyim... hararet basti LOL
çiço dedi ki…
istanbulda gezdidin yine bizi
bayadır ıhlamurdan salınmıyorum güzel oldu
bol vitaminli günler :)
Blogger Bolat dedi ki…
Aman diyeyim artık dolabımızda en çok oması gereken yiyecek meyve olmalı çünkü en bereketli dönemdeyiz :) vücudumuzun direncini meyve destekleyeyim.
Blogger Bolat dedi ki…
Oh oh afiyet olsun, ben dün akşam bir tabak kavun yedim iyi geldi :) Evde karpuz yok alayım bari köşedeki manavdan iyi hatırlattın:)
Blogger Bolat dedi ki…
Ihlamuryolu caddesi var biliyorsun Topağacına doğru, ne güzel butikler filan vardır oralarda :) bak kağıthane adlı dükkanda orada :)
Farfalle dedi ki…
Sıracevizlerde ikamet etmekteyim, eski günlerin uzağında sınırım şuan:( Postu okuyunca meyve-sebze çekti canım, neyseki bolca aldım bugün pazardan organik organik organcıklar:)Afiyetle yerim şimcik.Çok keyifli bi yazı olmuş yine, kalbine sağlık. Sewgiler:)...
canan beycan dedi ki…
Sayenizde İstanbulun bilmediğimiz semtlerini de tanıyoruz.Şöyle bir tabak buz gibi meyve susuzluğumuzu da alır açlığımızı da:)
Mia Wallace dedi ki…
foto da pek iç açıcı :)
Ozlemaki dedi ki…
Narlıdere'de evimiz, okul Karabağlar =)
hiç meyveyle aram yoktur, sbs kutlamasına karpuz da ilave ettim senin yüzünden =)
Bende Sise katılıyorum ,her semt bir yemekle ünlü neredeyse,midesine düşkün insanların çok olduğu bir şehir İstanbul ki; meyve isimleri ile süslemişler semtleri
Mutlu Eller dedi ki…
Bizim ev bugün çok meyveli değil. Yeşil erik var sadece sanırım. Böyle sıralayınca meyveleri canım nasıl da olmayan tüm meyveleri çekti:)
Gerçekten ilginç bu post.(her postun öyle:))
Kozyatağı`nda gerçekten ceviz ağaçları var mıymış mesela?
Gulsen dedi ki…
günlük meyve hakkımız 300 gr biline...
Blogger Bolat dedi ki…
Ben de postu yazarken acaba bu yerlerde yaşayanlar postu okur mu diye düşünmüştüm :) Afiyet olsun.
Blogger Bolat dedi ki…
Oh afiyet olsun :) meyve iyidir :)
Blogger Bolat dedi ki…
Kopar ye beni der gibi :) ben limonata öneriyorum fotoğraf kesmezse sizi :)
Blogger Bolat dedi ki…
Giritli, halbuki meyve de ot sayılır yahu :)) afiyet olsun ben de aldım ama kesmedim karpuzu henüz :)
Blogger Bolat dedi ki…
Kirazlı diye bir semt ismi olsa çok yakışırdı :) Bir ara yazalım yemek ve semt ilişkisini :)
Blogger Bolat dedi ki…
Evet bir zamanlar cevizlik bir alanmış Semi :)
Blogger Bolat dedi ki…
Az da değil ama 300 gr benim için yeterli :) fazlası kilo filan mı yapar mı acaba?
Unknown dedi ki…
Kitalararsi gaza geliyoruz, korkulur bizden! hahaha
Gulsen dedi ki…
hem kilo yapar hem şekerinizi yükseltir :)
siyah kuğu dedi ki…
:))) Organ yemeyi seviyorum en çokta çilek organını:)))
Blogger Bolat dedi ki…
Değerli bilgi için teşekkür ederiz 300 gram diyoruz başka bir şey demiyoruz o zaman :)
Blogger Bolat dedi ki…
Efem mevsimine göre sıralarsam kavun, karpuz, elma, armut, çilek, erik, şeftali, turunçgiller diye sıralarız :)
AslıASLI dedi ki…
Daha geçenlerde pazarda dolaşırken dedimki arkadaşıma, ne kadar bereketli bu yaz. Her çeşit meyve, renk renk insan acaip mutlu oluyor :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hadımköy, İstanbul'un en tuhaf köyü

Vatoz Balığı Yaptım Evde İsyan Çıktı

Blog Yazarının Eşek İstavriti, Azman İstavritle İmtihanı