Berhudar olasın Patates!

Ortaköy’de kumpir yenilecek dedin mi, akan sular durulur. Al şöyle bir kumpir büfeden ver sırtını Ortaköy Camii bahçesine önünde Estambul Boğazı ohhh! Bundan iyi keyif mi olur! Kumpir sefasının yüklemi sensin, tümleci Ortaköy peki ya öznesi! Cevap veriyorum “Patates”. Aferin çekirge! Bildin patates. Gel yamacıma bu güzel sebzeyi anlatayım sana.

 Peru’da İnka hazinelerine ulaşan İspanyol kralı yerde duran bir patatesi alarak yanındaki papaya verir. “Nedir bu yeğenim der?” Papa cevap veremeyince kral işe uyuz olur “papas” der bu tuhaf sebzeye. Sonra Fransızlar İspanyolca Patata, İngilizler ise biraz da yuvarlayıp “potato”derler. Kelimenin İspanyollar, Fransızlar ve İngilizler üzerinden İstanbul’a geliş şekli “Patates” şeklinde olur. 

Bir diğer kol olan kuzey Avrupa’da patatesi İspanyollardan alan Almanlar bu tuhaf bitkiye “Grund Birne” yer armudu derler. Macarlar derhal kopye çekip krumpli yapar kelimeyi, Yugoslavlar durur mu “krumpir” derler, hoop onlardan Bulgarlar kelimeyi derhal Kompir olarak yuvarlarlar ve canım papates İstanbul’a Balkanlardan yuvarlana yuvarlana “Kumpir” şeklinde gelir. 
         
İyi de anacım şimdi Almanlar Patatese “kartoffel” deyor, o nasıl olacak? O da şöyle, direkt Almanlardan alınmış yuvarlanmamış halidir hatta Anadolu’da birçok yerde patatese “kartul” dediklerine şahit olmuşumdur.  

Papalık tarafından yasaklanan ancak hayvan yemi olarak kullanılan papates Yedi Yıl Şavaşları'nda hayvan yerine konulan Fransız askelere verildi. Antoine-Augustin de Parmentier  işte bu esir askerlerden biriydi ve papates yiyerek hayatta kaldı. Ömrünü papatesi tanıtmaya adadı. 

 Bu Otuz Yıl Savaşları’nda yakılmadık yıkılmadık yer kalmadı Avrupayı kıtlık sardı. İşte bu savaşlar sırasında Kastilyalı(Endülüs) askerlerin at yemi olarak kullandıkları hatta ve zorunlu hallerde yedikleri patatesi sefil Westfalyalı köylüler hart hurt kart kurt elma gibi çiğ çiğ yediler, gaz ve hazım problemi yaşadıkları için patatesi veba ve koleranın kaynağı olarak gördüler. 

Yıllar yılları kovaladı değişen bir şey olmadı hatta papates açısından işler kötüleşti Fransanın Besançon Parlamentosu “patates yenmeyecek ülen” diye kanun çıkardı. Kıtlık dolayısı ile yasak kalktı ama bu seferde halk patates yemeye sıcak bakmıyordu. Allahtan Augustin de Parmentier  gibi adalar var. Bir gün Kral 16. Louis ve eşi Marie Antoinette, Parmentier'i patates tarlasında ziyaret etti. Parmentier kral'a bir tutam patates çiçeği verdi! Vay anam vay ortalık yıkıldı patates çiçekleri Avrupa'da moda kaftanlara mintanlara eteklere süs oldu!  Gün geçti Fransız İhtilali oldu ve Cumhuriyetçiler, Marie Antoniette’in güllerine ayrılan Tuileries bahçesini patates tarlasına çevirdiler.

Sanırım hayatımızda patatese hiç özne muamelesi yapmadık ama bu yazı ile bu kutsal görevimizi yerine getiriyoruz. Mübarek Ramazan ayındayız, Allah tuttuğunuzu papates etsin, ne muradınız varsa versin!  Şimdi burada patatese özne muamelesi çeken yalnız bizler değiliz böbürlenmeyelim! Eğer bir parça sanatla ilgileniyorsanız Vichent Van Gogh’un Patates Yiyenler tablosunu, Jean François Millet’in  Kötü Hasat tablosu da Patates üzerinedir. Ressam Henri Cueco da papates manyağıdır. Patates insan hayatında ne kadar kıymetli bir yiyecektir.

“Vay beee! Şu Avrupalıların yaptığına bak! Tam çatlakmış bunlar” dediğini duyar gibiyim deme zira bu memlekete papates 1840 yılında geldi.


Yorumlar

Olé dedi ki…
Patatesin gecmisi de bugunune gore pek mesakkatli gecmis. Seneler once bir duvar yazisi gormustum, " Herkes patatesi sever." diye, ne dogru demistim. Sevmeyen yok. Ama baksana gecmiste pek sevilmiyormus. Peki bu Amerikalilar kizarmis patatese neden French Fries diyor, ben de ona bakayim. Bir de burada en uyuz oldugum sey kizarmis patates yaninda mayonez vermemeleri, hatta bu konu Pulp Fiction'da bile gecer. " Avrupalilar kizarmis patatesi mayonezle yerler." diye. :)
coco-jelly dedi ki…
yazıya girişin beni kahretti yahu!bune acımasızlık!ah ah az kaldı bende geziniciiim boğazlarda yalılarda=) patates candır heralde olmasa aç kalırmışım:D
görkemli dedi ki…
Vay beee bir patates nelere kadirmiş :))
Blogger Bolat dedi ki…
Ole o amerikalıların görgüsüzlüğüdür :)) bence mayonez ayrı bir tat katar patatese, hele elma dilimli patates olsa da yesek :) Gerçekten neden Frech Fries diyorlar onu bize araştırır mısın?
Blogger Bolat dedi ki…
Coco-jelly, bekliyoruz o zaman seni Boğaza :))
Blogger Bolat dedi ki…
Değil mi ama, büyüksün patates hazretleri diyorum:))
Zeynep dedi ki…
Patates deyip geçmemek lazım zira şanı büyüktür patatesin..Hatta kendileri Nasa tarafından uzayda yetiştirilen ilk bitkidir..:)))
Uyuşuk Hayalperest dedi ki…
Vayy be.. dedim. Ne patatesmiş cidden. Bir patatesden sayısız yemek çıkıyor. Kimse patatesi varsa aç kalmaz. :)
Lulu's life dedi ki…
Bolat'cim hic bilmedigim bir hikayesi varmis bu pattis'in :) Bizde ona aramizda pattes ya da pattis deriz.. Hikayenin sonuna eklenecek bir tarihi degeri yok tabi ama eglenceliktir nihayetinde :)) Tesekkurler bilgi icin ;)
oytunla hayat dedi ki…
vay papates vayyyy :))
Blogger Bolat dedi ki…
NASA'lı patatesi de sizden öğrenmiş olduk, teşekkürler :)
Blogger Bolat dedi ki…
Kesinlikle aç kalmaz, nişasta deposudur besleyicidir, candır patates :)
Blogger Bolat dedi ki…
Lulu, ben pattis kelimesini bir Alman kadından duymuştum, üç kez teleffuz etti sonunda anladım paddis ten papates dediğini meğerse Kırşehirli bir abi ile evliymiş Kırşehirde paddis deniliyormuş :)))
Adsız dedi ki…
Patates patates olalı böyle bir yazı görmemiştir herhalde:):):)
Blogger Bolat dedi ki…
Çoluk çocuk yesin büyüsün :)
Blogger Bolat dedi ki…
Beyaz sayfa, bu yazıya patates güzellemesi diyebiliriz değil mi?
Blogger Bolat dedi ki…
Tulkas, sen link verirsin de biz bakmaz mıyız yahu :)
Unknown dedi ki…
patatess candırr.. öğrenci dostudur. fakir fukara yemeğidir.her öğünde yenir.her sebzeye tat katar. anneannem kerevizi bana yıllarca yedirmek için patates diye yutturdu:p ayrıca mayonezden çok hardal yakışır elma dilim patatese:))))
Nerede eski lezzetli patatesler diyerek olaya başka acıdan yaklaşıyorum.Kizartmalarda pek belli olmuyor ama diğer sekillerde cocuklugumdaki lezzeti bulamıyorum.karpuzu kabaktan aşılayıp kötü bir lezzetle bize sundular,patatesimize ne yapmış olabilirler?bu arada Sevgili Bolat sayende,patates benim gozumde ayri bir saygınlık kazandı:)patates çiçekli elbise de aklımda kaldı.
LILA MOONLIGHT dedi ki…
Ah simdi bir kumpir olacakti, ogle yemegi vakti acim ve yemeyeli kac sene oldu bir kumpir, hele Ortakoy de yemesi baska zevkli. Ne guzel anlatmissin detayli yine, artik patates deyip gecmiycem kelime koklerini merak edenlere bu postu tavsiye edicem : )
Blogger Bolat dedi ki…
Ortaköy kumpir için seni bekler :) bence karışık sıcak bir patates yaz akşamlarında bir öğün yerine geçebilir diyorum hani seni kışkırtmak gibi olmasın :))
Blogger Bolat dedi ki…
Doğru hardalla da güzer gider şöle buz gibi kola da varsa allah allah derim ben :))
Sonsuz Dekorasyon dedi ki…
biz alışkınız gerilerden gelmeye patatesle ilgili hiç böyle bir bilgim olmamıştı lakin kendisinin herşeyini ayıla bayıla yerim. papaya da teesüf ederim yasaklancak şey mi patates..
Blogger Bolat dedi ki…
Evet patates çiçekli elbiseler bir zamanlar çok moda olmuş resimdeki gibi :) her şeyin raf ömrünü uzatıyorlar bizimkini kısaıtıyorlar sanki!
Blogger Bolat dedi ki…
Bundan sonra daha bir itina ile pişirelim patatesi restoranda isek bu notları hatırlayarak hatta bu notları aktararak havamızı atalım :))
Unknown dedi ki…
bolat bey postunuz bugün çok işe yaradı:) şantiyede amirim az önce fatih sultan mehmet'in patates yiyip yemediğini sordu:)))) cevabı hiç düşünmeden söyleyince şoka girdi adamcağız:)çok teşekkür ediyorum o yüzden. bir de merkür geriledi işiniz rast gitmez derlerr:)
Mutlu Eller dedi ki…
Patatesin ne olduğunu/olmadığını yıllar önce anladım. Benim için patates patatesti işte. Ta ki yurt dışına çıkana kadar:)
Ne çok çeşit varmış meğer, yok haşlanmalık, yok kızartmalık, yok yemeklik, yok efendim pürelik....değişik renklerde üstelik. Hafif pembemsi olanları,sarı olanları, taze patates ise kabukları soyulmaz, haşlanır öyle yenir vs. Değerli bir besin...
Senin anlattıklarını kafamda tutabilirsem hava da atarım artık Bolat:)
annemahsustan dedi ki…
: ) Bence her evin kurtarıcısı patates. Vayy be diyorum sımdı yazdıklarına: )
Granada'da tapasların arasında "poor man potatoes" olarak çeşidi var: )
Blogger Bolat dedi ki…
Tapas kültürü bizde de olsa keşke :) bize gelen bir ispanyol kıkek gibi patates yaptıydı :)
Blogger Bolat dedi ki…
Semi, ben Türkiyede pek ayırt edici türünü görmedim ama kızartmalık yemeklik diye pazarda satarlardı eskiden:) gerçekten değerli bir besindir:)
Blogger Bolat dedi ki…
Tarihi de verseydin dumur olsaydı adamcağız :)) postun işe yardığına sevindim:)
Nuraycatasarimlar dedi ki…
Çocukken evimizin bahçesine patates ektiğimi hatırlıyorum:) Minik minik patatesler toplamış ne çok sevinmiştim:) Patatesi severiz.Ama eskiden tadı çok farklıydı ,şimdilerde o lezzet yok malesef ...
Blogger Bolat dedi ki…
Bizim ağzımızın tadı da bozulmuş olabillir mi? Kimyasal gübreler, genetik çalışmalar her ürünü etkiliyor maalesef!
RABİA SERTELİ dedi ki…
Patates geç gelmiş ama Türk mutfağına yerleşmiş bir sebze.Çocukluğumda yani fi tarihinde kış mevsimine girilirken çuvallar içinde kışlık patates-soğan satılırdı. Babam da birer çuval alırdı. Bahçeli, müstakil evlerin şartlarında bunları saklamak mümkün oluyordu. Çocuklarını besleyecek annenin de imdadına yetişirdi. Benim için de köfte-patates ikilisi hala ziyafet yemeğidir. Çok severim:)) Beni yine eski günlere götürdünüz:)) Sevgiler...
Blogger Bolat dedi ki…
Oh ne güzelmiş :) cuvalla alırsak çürür bizde, devir değişti tabi büyük aileler de kalmadı artık!
Ozlemaki dedi ki…
patatesi rüyamda görürüm ben bundan sonra, intoleransım varmış =(
sevda s. dedi ki…
Vay be, patatesin bile görkemli bir hikayesi varmış :) şaşırdım.
Saadet dedi ki…
şu patatesi sabah öğlen akşam yiyebilirim ben:) bu arada benim içinde krumpirdir patates.. annemin krumpir kızartmasını özledimmmmmmm:(
Patates konusunu öyle bir işlemişsiniz ki yazıyı beğenmemek imkansız.Şimdi benim canım da Ortaköy de Kumpir yemek istedi,ne olacak şimdi.Üzülmeyin Ortaköy'e geliyorum.
Blogger Bolat dedi ki…
Amanın yapma yaa :( çok geçmiş olsun Özlemaki! offf.
Blogger Bolat dedi ki…
Ama ne güzel olur hele o tekerlek şeklinde kesilip kızartılır üstüne de biber kızartması serpiştirirsen :))
Blogger Bolat dedi ki…
Nilgün, İstanbul seni bekleyor o zaman :))
Blogger Bolat dedi ki…
Olmasa da yazarız diyorum Sevda :)) çok megolomanca oldu sanki:))
Ozlemaki dedi ki…
sağol valla Bolat. Tane hardallı, fırında çok severim kendilerini. Birazcık da biberiye...of!
Nini Nileud dedi ki…
şu ana kadar okuduğum en güzel en özel postun bu!!!

Ben patates ve tarihine kitaplar yazarım - becerebilsem-
:))
yalnız olmadığımı bilmek çok güzel!
Depresif Ayu dedi ki…
İzmir'e bağlı Ödemiş ilçesinde patatese kumpir derler. Ben de hep yerel ağız sanırdım :)
Blogger Bolat dedi ki…
Dil böyle bir şey işte :))
temerrüt dedi ki…
:)
günaydın.

hani bilmediğim şeyleri anlatıyorsun da
böyle mi güzel anlatılır:)
ne zamandır gelemiyordum,yine büssürü bir şeyler öğrendim
güldüm,şaşırdım.
sağolasın.
Hiç sormadığım bir sorunun yanıtını okumak güzeldi. Paylaşım için teşekkürler.
Unknown dedi ki…
Ustadim sen cagirirsinda gelmezmiyiz gerçi normalde de ugramak gerek ama saldim bu ara blog alemini her ne hikmetse... patates yemeyen biri olarak patatese aş erme durumu oldu haberin ola.. ya bu kadar bilgi bana çok ama yiprandim valla :)
Blogger Bolat dedi ki…
Ne demek efem ne demek paylaşmak muradımız :)
Blogger Bolat dedi ki…
Emir, teşekkür ederim. Hakketten bir bezelye festivali yapılsa nasıl olur yaw :) Hatta biz çevre kurumu olarak destek versek :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hadımköy, İstanbul'un en tuhaf köyü

Beylikdüzü'nde Yaşamak Nasıldır?

Vatoz Balığı Yaptım Evde İsyan Çıktı