Kadim İstanbullular


P dergisi portakal sanat galerisi dergicilik

Raffi ve Maya Portakal

Hani bazı insanlar vardır ya içinde yaşadığı şehre yakışır. İşte bunlardan biri de Raffi Portakal’dır. Kendisine galerici, koleksiyoner, antika uzmanı, müzayedeci denmesinden pek hoşlanmaz. Kendini dükkâncı, galerici olarak ifade ediyor.

P dergisi

Eski sayılarına 50 TL verip aldığım “P Dergisi”nin yayıncısıdır. P Dergisi, Türk entelektüellerinin gözbebeğidir, ülkemizin tüm birikimini neredeyse bu dergide görmek mümkün. Dergi aynı zamanda dünyanın önemli kentlerinde de satılıyor. Barnes and Nobles'da satılan kaç Türk Dergisi var arkadaş!  

Müzayedecilik, koleksiyonerlik

Kadim İstanbullu bir aileden gelen Portakal ailesinin soyu Osmanlı Devleti’nde görev yapmış Mikail Paşa'ya kadar uzanır. Büyük dede Yarvent Bey 1902 yıllarında başlamış antikacılık mesleğine sonra oğlu Aret öğrenmiş işi. Portakal’ın dedesi saraylarda  müzayede yapmış. Ayşe Sultanlar, Emine Sultanlar’ın konaklarında ne mezatlar yapılmıştır.

Şevket Rado Koleksiyonu

Sakıp Sabancıya hat sevgisini aşılayan o dur.  Hatta Sakıp Sabancıya Şevket Rado’nun hat koleksiyonu almaya ikna eden de o dur. Sabancı Müzesinin kurucu üyesidir. Sanırım hala da müze için çalışıyor. Metroplolitan Müzesinde, Louvre’da hat sergisinin açılmasını sağlamıştır.

Üniversitede psikoloji eğitimi alan Raffi Portakal, 1973 yılında dükkânını Nişantaşı Mim Kemal Öke Caddesi 19 Numarada açtı ve halen aynı yerde hizmet vermeye devam ediyor. Kızı Maya Portakal bu mesleği devralmaya hazır.

Çok önemli bir lafıdır:
“Önce kendin için, ailen için, sonra ülken için bir şeyler yap.” 
Hepimizin örnek alması gereken bir İstanbulludur. Şöyle bir şey düşünün şu Estambul’da Raffi Portakal ayarında 10 insan olsa bu ülke bugün nerelerde olurdu.

Yorumlar

Caner Cangül dedi ki…
Tanımak, bilmek lazım evvela. Bunun içinde "konu een" yazılar çoğalmalı, dar çevrenin dışına da çıkmalı. Eline sağlık.
Nesrin dedi ki…
Kesinlikle!
Herkes bu zihniyette olsa şu anda çocuklarımızı bambaşka bir ülke bekliyor olacaktı!
Blogger Bolat dedi ki…
Caner, şehrimize değer katan ve bu değerleri bilen insanların çoğalmasını dileyelim.
Blogger Bolat dedi ki…
Küçük hesaplar yerine daha üst değerlere sahip çıkmamız lazım.
RABİA SERTELİ dedi ki…
Karamsar olmayın lütfen :) 10 tane adam ne demek, çok insan var bu şehir ve bu memleket için çalışan. Ama daha çok olmalarını isteyebiliriz. Çünkü, duyarsız insan çok. Bu duyarsız, değer bilmez ve hazırcı güruhun sayısı çok olduğu için değerli ve yapıcı insanlar görülüp, farkedilemiyor.
İşlerinizde, güçlerinizde kolaylıklar diliyorum :)
Blogger Bolat dedi ki…
Daha çok olmasına ben de çok sevinirim. Elbette ülkesi için çalışan onca insan var ama biraz fil gibi davranıyorlar, kıra döke bu işleri yapmaya çalışıyorlar.
Lulu's life dedi ki…
gidip tanismak istedim.. Boyle insanlar yani isini tutku ve disiplin icinde yapanlar beni hep cok heyecanlandirmistir.. :)
Blogger Bolat dedi ki…
Kesinlikle Lulu, tanışmalı :) mesela bir mezat sırf onunla tanışmak için iyi fırsat :)
RABİA SERTELİ dedi ki…
Yanlış anlaşılabileceğimi düşündüğüm için geri geldim. Kırıp, dökenleri değil de sanatseverleri kastetmiştim :)
İlk aklıma geliverenler Nejat Eczacıbaşı, Oya Eczacıbaşı, İstanbul'a müzeleri kazandıran aileler, İstanbul'u anlatan hikayeciler, şairler ve siz.
Sevgiler...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hadımköy, İstanbul'un en tuhaf köyü

Vatoz Balığı Yaptım Evde İsyan Çıktı

Blog Yazarının Eşek İstavriti, Azman İstavritle İmtihanı