Senin İstanbul’un Bir Yalan Yavrum
Bloğumda İstanbul’un sağını solunu, enini boyunu, içini dışını, iyisini kötüsünü anlatmaya çalışıyorum. Anlattığım şey benim İstanbul’um. Ama bu sefer Karikatürist Bahadır Baruter’in Atlas Dergisinde yer alan yazısından bir alıntıyı onların hoş görüsüne sığınarak sizlerle paylaşmak istiyorum.
İstanbulluluk
Bakın Bahadır Baruter İstanbul'u nasıl görüyor: “Düşmüş, şişmiş, çirkinleşmiş eski bir Yeşilçam aktrisine benziyor İstanbul. Parlak geçmişiyle avunan çoktan sönmüş bir yıldızı veya sefalete yuvarlanmakta olan şuursuz bir mirasyediyi de andırıyor. Üstelik hem aynı anda güngörmüş hem de görgüsüz olmayı becerebilen paspal bir kibri var. Köylülüğün, ırzına defalarca geçmesine onursuzca boyun eğmiş olan bu hafif meşrep şehrin denizini elinden alsanız, geriye sakil bir yerleşim çöplüğünden başka bir şey kalmaz. Özüne sevgisi, saygısı eksik İstanbul’un. Hormonlu şatafatına, mütevazı küçük şehirlerin kendini bilirliğini yeğ tutarım…”
Bir de böyle bakalım Estambul’a ne çıkar! Bakalım derken bakar mısınız oğlum Teoman'a dinlenecek mekanı nasıl da bulmuş kerata!
Yorumlar
Teşekkürler..
Teneke ve beton "uygarlığı"na kurban olmuş güzelim şehir.
Ama Teoman gibi canpareler olduğu sürece görmez göz onca karışık kuruşukluğu:))))
Büyüyor senin oğlan, çok tatlı çok:))
(Düşüncelerimi biliyorsun zaten, Baruter az bile yazmış.)
yazınızla ilgilide sunu eklemek isterim ki;
istanbul içinde sevdikleriniz olduğu sürece güzeldir.
herkesin vardır bir teo'su
işte o zaman pek güzeldir
Yorum Gönder