Yakup-2'ye Çağrılmayan Bolat


Yakup Aslan Restaurant

Beyoğlu Yakup-2 Meyhanesi


Bundan tam 10 yıl önceydi. Elif’le Beyoğlu’nda buluştuk. Weiner Cafe’nin Litera Cafe’ye dönüştüğü saatlerdi. Sizin anlayacağınız Alman Kültür Merkezi’nin tepesindeki restauranttayız. Muhabbet güzel derken Elif’in telefonu çalıyor. Bir arkadaşı başka bir Restoran’a davet ediyor. Söz vermiş ama unutmuş sözünü insanlık hali. "Sen de geleceksin" dedi bana yok olurdu olmazdı zorla ikna olduk. Elifin arkadaşı tanınmış bir editörmüş.


Yakup2 restaurant

Gideceğimiz yerin Yakup-2 olduğunu öğrenince rahatlıyorum. Kapıdan içeri giriyor ve 20 kişilik birleştirilmiş masalara oturuyoruz. İstavrit tava gidiyor, lüfer tepsileri geliyor. Masanın en başındayım ve masadaki en ayık adam benim herkese göz selamı verip yanımdaki abi ile muhabbete başlıyorum.

Cem Mumcu İle Yakup-2'de tanışıyorum

Kusura bakmayın geldik böldük muhabbeti ama! Adam “ben de sadece bu arkadaşı tanıyorum diğerlerini tanımıyorum" diyor. Oh iyi iyice rahatlıyorum. Abi psikiyatristmiş onun arkadaşı da öyle. Hemen karşıdaki gözlüklü beyle konuşuyoruz adam matrak adam şen. Bazen kafam gidip geliyor kafası iyi olan adama verdiğim ince ayar misli iyi geri geliyor. Taaa sonra anlıyorum adamın memleketin en ünlü psikiyatrı Cem Mumcu olduğunu. Ah densiz Bolat ah! Ah kaz kafam tv’den gördüğümü hatırlamalıydım.

Uçunca da pilotsun içince de


Bir kadın şarkı söylüyor sesi pek yaman ama söylediği şarkıyı sadece bizim masa duyuyor TRT’de ses sanatçısıymış. Masanın öbür ucundan bir abi geliyor şaaap diye alnımdan öpüyor. “Aferin evlat diyor pırıl pırıl gözlerin sen de gençliğimi görüyorum.” diyor şaşırıyorum. Biraz kendini anlatıyor pilotmuş güya diyorum içimden o şişeyi içersen elbette pilot olursun yok yoook gerçekten pilotmuş THY’de bizim psikiyatr onun doktoru akıl hastanesini boylamış pilotluğu bırakınca.

Bu postu size bir anılarımı anlatmak için yazmadım. Malumunuz ismi ile müsemma Yakup-2 Meyhanesi'nin sahibi Yakup Amca öldü. İçimiz acıdı bir tanıdığı kaybetmiş olmanın verdiği hüzün var ama sizi de üzmek istemem. Yakup2 için yazılacak en uygun elveda yazısı oldu benim için. İstanbul'un yabancı yayınlarda en çok yer alan lezzet duraklarından biridir. Hele mezeleri birer Estambul şaheseridir.

Edip Cansever, istanbul ve Çağrılmayan Yakup

Edip Cansever’in Yakup’a yazdığı gibi “Çağrılmayan Yakup” olarak gitmiştim Yakup2’ye. O duvarda resmini görmek beni üzecek! Kim derdi ikinci Yakup-2 postumun elveda yazısı olacağını.

Yakup-2 İstanbul'un en güzel restaurantlarından biri


Güle güle Yakup Amca

Fotoğraf Kaynak: Radikal

Yorumlar

minikkus dedi ki…
ben hala o amcanın gelip seni alnından neden öptügünü anlamış degilim, hakkaten iyi içmiş, ondan olsa gerek hehehhh :D
mekanı merak ettim bu arada o.0
iyi haftalar dilerim arkadasım;)
RABİA SERTELİ dedi ki…
İstanbul'un meyhane kültüründe zannediyorum daha eskidir ama benim 70'li yılların başından itibaren bildiğim yer idi yanlış hatırlamıyorsam. Anadolu yakasına taşındıktan sonra uzak kaldık. O zamanlardan aklımda kalan bir de Refik vardır. Bir de Rus lokantası Rejans ile Viktorya olacak.
Buralarda yemek yemek sadece yemek yemek değildi, adap-erkân öğrenilir, mekanın bir hikayesi, tarihi geçmişi vardır. Oralarda bir öğün yemek yemek bile ayrıcalıktı. Beyoğlu -şimdi İstiklal diyorlar- güzel yerdi be! :))
Yakup Bey'e bizden de rahmet olsun...
Bende 85 ler de tanıdım Yakup Restoranı ve Yakup Beyi .Evet Rabianım gibi bende Refiği vecivardaki bir kaç lokantayı daha hatırlayacak olalardanım.Nur içinde yatsın Yakup Bey.
Unknown dedi ki…
Allah rahmet eylesin, Yakup'un sani devam etsin.
Blogger Bolat dedi ki…
Kafa bir dünyaydı :) Doktorunun anlattığına göre pilotluktan emekli olunca bodrumda yaşamaya başlamış ve kiraladığı yatın kaptanını zorla Yunanistana girmeye zorlamış ve tutuklanmış :)) O gün o masada en ayık insan bendim de o yüzden :))
Blogger Bolat dedi ki…
Rabia Hanım, Rejans kapandı hatta kapanış yemeğini ben kaçırdım. Ama Beyoğlu yine güzel, kesinlikle meyhane kültürü sadece yemekten ibaret değil. Yine güzel bekleriz :))
Blogger Bolat dedi ki…
Toprağı bol olsun.
Blogger Bolat dedi ki…
Toprağı bol olsun. Şanı devam etin!
Squaw dedi ki…
İstanbul'a dair böyle güzel yazılarını okudukça içim İstabul'a gelme coşkusuyla dolup taşıyor. Bir de, meyhane kültürü... O ortamın güzelliğin getirisi olan dostane sohbetleri yaşamak gibisi yoktur eminim. Mekan anlattığın kadarıyla çok güzel, inşallah bir gün yolum düşerse gidip görmek istediğim mekanlardan olacak. :)

Büyük bir keyifle okudum. Paylaşım için teşekkürler, ellerine sağlık. :)
N.Narda dedi ki…
Yazı güzel olmuş. Beyefendiye de rahmet dileyelim. ( Bu arada twitter kullanmıyorum, hesabımı çoktan kapatmıştım :))
Blogger Bolat dedi ki…
Bekleriz efem, İstanbul böyledir tüm negatif yönlerine rağmen seviyoruz :)
Blogger Bolat dedi ki…
Twitter'ı ben de çok sık kullanmıyorum :)
N.Narda dedi ki…
(mail kutumu tarafınızdan bir "invite" geldiği için şey etmiştim twitter'ı )
LILA MOONLIGHT dedi ki…
Guzel bir elveda yazisi olmus Bolat, Yakup 2 ye de gitmeli ilk firsatta, ben Istanbul u ozledim. Litera ya da gitmeyeli cok zaman oldu.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hadımköy, İstanbul'un en tuhaf köyü

Vatoz Balığı Yaptım Evde İsyan Çıktı

Blog Yazarının Eşek İstavriti, Azman İstavritle İmtihanı