İstanbul'un en iyi peynircileri nerede?
İstanbul'da Peynirciler
Sevgili Blogger arkadaşlarım. Peyniri pek severim ama bizim şarküteride iki aydır bulamadığım keçi peynirini İstanbul’da nereden bulabilirim, bildiğiniz güzel bir peynir pazarı var mıdır, bana yardımcı olabilir misiniz? Hani böyle sert oluyor ya, makarna ile acayip güzel oluyor oy oy oy.
Şimdi bu biraz istek
gibi oldu ama bari size küçük bir peynir postu hazırlamış olayım. Bir sürü
peynir türü var çoğunu biliyorsunuzdur. Peşin bilgi şu: Belki bileniniz vardır ama Estambul'a özgü bir
peynir varmış "İstanbul çayır peyniri"ni ben ilk defa duydum.
Peynir, kelimesi modern Türkçe’ye Farsça sütten yapılmış anlamına gelen “panir” kelimesinden geçmiştir.
Peynir tarihte ilk defa Orta Asya Türkleri tarafından üretildiği ve sonraki yıllarda Memlük Türkleri ile Ortadoğuya ulaştığı, Romalılar döneminde de yaygınlaştığı düşünülmektedir.Dilimizde “lafla peynir gemisi yürümez” şeklinde söylenen; şöyle yaparım böyle yaparım demekle bir yere varılmaz icraat lazımdır anlamına gelen atasözü vardır. İşte onun da hikayesi kısaca şöyledir.
Rivayete göre İstanbullu bir
tüccar Trakya’dan aldığı peynirleri İzmir’e gemi ile taşıyarak satıyor ama
navlun yani gemi taşıma ücretini ise sürekli sallıyormuş. Buna dayanamayan
gemi kaptanı uyanık tüccardan navlunu ödemesini istediğinde ise "hele peynirleri
İzmir’e yık paranı öderim" şeklinde oluyormuş. Sabır taşı çatlayan
kaptan İzmir yolunda iken ayfonu çıkarıp cepten tüccarı aramış.
Aloo.. sesinden sonra kaptan derdini anlatmış ve birikmiş navlun ücretlerini istemiş ama adam nato kafa nato mermer. Sürekli sallıyor.
Kaptan bu sefer ağlamaya başlamış:
Kaptan bu sefer ağlamaya başlamış:
"Valla, tayfası var, miçosu var, yağcısı var onlara para ödeyeceğim.
Ayrıca bu meret suyla çalışmıyor navlunu ödeyin” gözüm diye diretmiş.
Tüccar yine sallıyor:
” Yahu sen peyniri İzmire getir bakarız çaresine.”
Tüccar yine sallıyor:
” Yahu sen peyniri İzmire getir bakarız çaresine.”
Kaptanın tepesi atmış:
"Efendi, efendi lafla peynir gemisi yürümüyor kömür idi, yağ idi bunlara para lazım. Navlunu ödemezsen İzmir yerine Marmaraya dökerim peynirini! ”
Diyerek höykürünce adam tıpış tıpış navlunu ödemiş ve deyim dilden dile yayılmış günümüze kadar gelmiş.
"Efendi, efendi lafla peynir gemisi yürümüyor kömür idi, yağ idi bunlara para lazım. Navlunu ödemezsen İzmir yerine Marmaraya dökerim peynirini! ”
Diyerek höykürünce adam tıpış tıpış navlunu ödemiş ve deyim dilden dile yayılmış günümüze kadar gelmiş.
Hay bu peynir etimoloji merakıma...
Zehra'ya teşekkürlerimle.
Yorumlar
İstediğiniz peyniri elbette biliyorum, ama İstanbul'da değilim ve oraları bilmiyorum. Olur da bulamaz iseniz ben size Bursa'dan yollayabilirim, bizim Bursa'mızın çoook zengin bir peynirciler çarşısı var, olmayan yok içinde. Kargoya alırlar mı o 'kokuşuk peynir'i bilmiyorum ama yollama konusunda bir yolunu bulabilirim, haber verin mutlaka :)
O deyimin hikayesini de ilk defa 2000-2001 yılında İskender Pala'nın o zaman yeni çıkan kitabı İki Dirhem Bir Çekirdek'te okumuştum :)
etimoloji merakınız var olsun:)
HAYIRLI GÜNLER
Keçi peyniri köyde yapılanı bulacaksın. Beklemiş olacak. Tazeleri yaramaz. Niteliklerini biliyoruz ama bir de peyniri bulabilsek...
Birde Kırklareli'de bir arkadaşım var ayda bir buraya gelir oda getirir peynirlerimizi.
Lafla peynir gemisi yürümez, teşekkür ederim Etimoloji merakınıza :)
1-Uzunbey evde yaptı geçenlerde :)) Yani şu an buzdolabımda var.(O Fatih'li bir şehir çocuğu ama böyle şeyleri seviyor :))
2-Fethiye'nin keçi peyniri ve tulum peyniri ünlü,köylü pazarından alabiliyoruz biz.
3-Gelecek aylarda bir peynir atölyesine gideceğim,3 günde yapıyorlar,sana resim gönderebilirim buradan... :P
4- Ben sana-size'yi geçtik artık- zaten kuş gözlem kitabı hediye etmek istiyorum,seveceğini düşünerek,istanbul'a gelirken getiririm,sana yakın bir yere bırakabilirim,mesela Beykent'e..Peynir de bonusu olur.. :))İstersen.
5-Bak İstanbul'u güzel anlatasın diye ne yapacağımızı şaşırıyoruz artık! :))
Peynir dedin mi akan sular durur bende.Eski kaşar zaten kahvaltıda kısa süreli tatil havasına sokar insanı.
Güzel konu sahur saatlerinde görmem iyi oldu konuyu etimolojik bir egzersiz yapmış olduk.
Yani hayaller gerçek olsa evimin karşısında yok yok olan bir şarküteri ve hemen yanında mahalli bir fırın olacaktı ama maalesef sabahtan akşama kadar apatmanımızı takip etmekten bıkıp usanmayan ceberrut bir kadından başka hiç bir şey yok:))))sevgiler.
Trakyalı kopillerden piiinir yemeyen de biliyorum ben. Aman yemeyin oğlakları daha çok gücükler efem yazıktır :)
2-Fethiye nire İstanbul nire 2 yıl önce Kalkanda iken uğramıştık Fethiyeye en yakın :)
3-Resimleri bekliyoruz ama bize gerçeği gerektir mide resim tanımaz bir varlıktır.
4-Sen demenizde mehsur yoktur rahat olsun lütfen :)) E bizde Beykentte oturuyoruz zatten ya :))
5-Teşekkür ederim :)
İstanbul içinde ben soruşturdum ama belki işinize yarar, "gourmet garage şarküterileri" ve "namlı gurme şarküterileri" varmış, oralarda her çeşit peyniri bulmanız mümkünmüş. Birde büyük Migros'larda.
Teşekkürler...
İstanbul'daki peynirleri, peynircileri bilmiyorum; ama Ezine peyniri aratırsan derdine dermen olabilir.
Keçi peyniri ise köylülerin bulunduğu pazarlarda oluyor en çok...
özlem
Güzel söz.:))
Yorum Gönder