Pazarola Hasan Bey Kimdir?

Pazarola kelimesinin Kökeni, hikayesi


Pazar Ola Hasan Bey Pazarola!
Dilimizde "Pazarola" diye bir söz vardır. Bu sözün anlamını, hikayesini, etimolojisini bilir misiniz? Bilmiyorum diyenler şöyle buyursun:

Öyle insanlar vardır ki, adeta bulunduğu şehirle bütünleşmişlerdir. Şehrin adı söylendiğinde akla ilk onların ismi gelir. Uzun yıllar oturduğum Sarıyer’de Araştırmacı Yazar İbrahim Balcı ağabeyimle tanışmaktan büyük mutluluk duymuşumdur. Kendisi Sarıyer denince aklıma gelen ilk isimdir. Onlarca değerli kitap yazmış olan Araştırmacı Yazar İbrahim Balcı ağabeyim Sarıyer'in gururudur. Geçen sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulundu. Şehrin müstesna insanlarından birini bizimle paylaştı. Paylaştığı hikayenin adı “Pazarola Hasan Bey” 

Pazarola Hasan mı deli, yoksa biz mi deliyiz hikâyeyi okuyunca siz karar verin lütfen!  

İşte, Araştırmacı Yazar İbrahim Balcı paylaşımıyla Pazarola Hasan Bey’in hayatı ve bugünde kullandığımız “Pazarola” kelimesinin etimolojik hikâyesi.

Pazarola Hasan Bey'in ilginç hikayesi


"Pazarola Hasan Bey" 1885 de doğdu 1926 da İstanbul'da öldü. İstanbulluların vazgeçemedikleri biridir. Bilhassa kızların kendisine çok çok değer verdiklerini bilir, onlara çok özel sözler eder ve gönüllerini alırdı. Meczup biriydi, yani tıp dilinde mongoloid. Kısaca boylu, iri kafalı, uzun suratlı, sevecen biriydi. Başında fesle gezerdi. Fesin etrafında çevrili olan banta da "Pazarola Hasan Bey" yazardı. Sokağa çıktığı zaman kızlar başına üşüşür ve yaşmaklarını açarak yüzlerini gösterirdi. 



Eğer keyfi yerinde ise "Pazarola" derdi. Kızlardan bu sözü duyan memnun olurdu zira kısmetinin açılacağına inanılırdı. Esnaf ise kendisini kahve için devamlı çağırır. Onu dükkânına gelmesi, kahvesini içmesi halinde müşteri kazanacağı inancını taşırdı. Pazarola Hasan Bey sokağa çıktığında rastladığı seyyar esnafa yaptığı işe göre hitap ederdi. Örneğin pazarola Manavbaşı, pazarola kahveci başı, pazarola börekçibaşı gibi. Hatta rastladığı dönemin valisine "pazarola valibaşı" de demeyi ihmal etmemiş. Öyle her önüne gelenin dükkâna da girmez, çoğu kez de kendisini naza çekerdi. 


Bugün hala söylenegelen "Pazarola" sözcüğünün üreticisi olduğu bilinir. Pazarola Hasan Efendi kimseden para istemez ama cebine konan harçlıkları da reddetmez, daha doğrusu ses çıkartmazdı. Pazarola Hasan Bey bir gün trafik kazası geçirdi. Yatağa düştü ve iki yıl yatakta kaldı. Bu süre içerisinde ırk, din ve dil ayırt edilmeksizin herkes ziyaretine gitti. Bir daha yataktan kalkamadı ve iki yıl sonra öldü. Nerede gömülü olduğu bilinmiyor. İyi ki bilinmiyor, zira mezarı bilinse, günümüzde mezarının türbeye dönüştürülmesi en az yüz kere gerçekleştirilirdi. Şansa inanan ve ölülerden medet umulan günümüzde adamın mezarı türbe olur, her yanına çaput bağlanır, süpürge konur, sandukası üzerine bozuk paralar atılırdı. Neyse biz Allah rahmet eylesin diyelim.” *

Reşad Ekrem Koçu Pazarola Hasan Bey'i İstanbul Ansiklopedisi'ne yazmış


Unkapanı'nda doğan Pazarola Hasan Bey kısa boyu, kendine has kıyafetleri ve vücuduna oranla büyük kafası ile İstanbulluların çok sevdiği bir meczuptu. Ünlü tarihçimiz Reşad Ekrem Koçu onu Ünlü İstanbul Ansiklopedi’nde şöyle yazmış; “Bu kişilerin sözlerine ve davranışları büyük kerametler ve tuhaf tavırlar aramak çeşitli dinlere mensup bütün İstanbullular arasında oldukça yaygın bir davranıştı.”

Koca kafalı Amerikalılar onu "kocakafalı" diye ABD'ye almadılar!


Pazarola Hasan Bey ile ilgili en üzücü hikâye de onun Amerika'ya gitme hayalidir. Annesi Madam Topara iki oğlu ile ABD'ye göçmen olarak gitmek için başvurur. Bayan Topara ve Küçük oğlu kabul edilir fakat Pazarola Hasan Bey koca kafalı olduğu gerekçesiyle ABD'ye kabul edilmez. Bayan Topara bunu mahkemeye bile taşısa da  İstanbul'un gülü Pazarola Hasan Bey ABD'ye gidememiştir.

İyi ki de gidememiştir. O İstanbul'un en önemli rengi olarak dilimizde etimolojik bir hikaye olup bizimle yaşamaya devam etmektedir.

 Çok şaşırdın mı Blogger Bolat? Yok şaşırmadım. 


Amerika aynı Amerika! Koca kafalı ABD! Ben en çok Madam Topara'ya çok üzüldüm. Pazarola Hasan Bey ve Annesi Madam Topara'nın toprağı bol olsun...




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hadımköy, İstanbul'un en tuhaf köyü

Vatoz Balığı Yaptım Evde İsyan Çıktı

Blog Yazarının Eşek İstavriti, Azman İstavritle İmtihanı