Casanova'nın İstanbul ve Osmanlı Maceraları
Casanova'nın İstanbul Maceraları
Çapkın: Geçici heveslerle daldan dala konan haz peşindeki insanları anlatmak için
kullanılan bir sıfattır. Çapkınlık denince her nedense akla sadece erkekler gelir ve
dünyanın en ünlü çapkını olarak da “Casanova” bilinir. Yalın, dobra, cesur, ağzı laf yapan, kültürlü ve baştan çıkarıcı bir abimizdir. Kültürlü dediysek altı boş değildir. Edebiyatçıdır, Latince, Fransızca, Eski Yunanca ve tabi İtalyanca konuşmaktadır yani bildiğin filologtur. En iyi dil nasıl öğrenilir hepimize öğretmiş insandır.
Har vurup harman savuran bir maceracı Kazanova
Her insan gibi onunda defoları, bugları, açıkları vardır. Dolandırıcıdır, para yiyicidir, kumarbazdır kısaca har vurup harman savurandır. Tüm zamanların en ateşli çapkını Casanova İstanbul’a
gelmiş ama amacına ulaşamamıştır. Geçici aşkların adamı Giovanni Giacomo
Casanova bir Türk kızından yediği ayarla kös kös Korfu adasına yol almıştır.
Edebiyatçı olarak İstanbul'a gelmiş bir papaz adayı Kazanova
Casuslar gibi kimlik değiştiren, duygusal entrikalarıyla ünlenen Veniedikli Giovanni Giacomoo Casanova’yı
kim tanımaz? Kadınları peşinden koşturan bu çapkın adam, İstanbul’daki bir kadını
neden kandıramadı? İki oyuncunun oğlu olan Casanova, parlak bir okul hayatından
sonra bir tarikata girer ama çok geçmeden bir çapkınlık serüveni nedeniyle
papaz okulundan kovulur. Kendisine Roma’da Kardinal Acquaviva'nın hizmetine
girer. Ama o din adamı olacak huya, tabiata sahip değildir. Bazı çapkınlıkları nedeniyle
kiliseden şutlanır. Çapkınlıkları asker olunca da devam eder burada da başını
derde sokunca onu çok seven kardinal “edebiyatçı” olarak tanıtan bir
mektubuyla İstanbul’a gönderir. Yani Casonova canını kurtarmak için İstanbul’a
gelmiştir.
Humbaracı Ahmet Paşa'nın başını derde sokan Casanova
İstanbul’a
gelince burada daha önce gelip müslüman olan "Humbaracı Ahmet Paşa” adını
almış, Müslüman olmuş Kont de Bonneval’e
gider. Yüce günüllü bir adam olan kont Bonneval onu her perşembe evine akşam
yemeğine davet edeceğine söz verir ve bir yeniçeriyi onu korumak üzere görevlendirir.
Bir akşam Giacomo
Casaona, kon Bonneval yeni adıyla Humbaracı Ahmet Paşa’nın evinde yemek yerken Yusuf
Ali adlı bir Türk paşa ile tanışır, ona hayatını anlatır. Yusuf Paşa onu deniz
kenarındaki köşküne davet eder. Giacomo orada deniz meltemiyle, Boğaz’ın
manzarasıyla, bal şerbetli hünnapla paşanın ona nargile içinde ikram ettiği
tütünle sarhoş olur.
Giacomo Casanova az kalsın Edirnede Türkçe öğrenecek ve sünnet olacaktı!
Paşa ile
Giamo Casonova arasında bir dostluk köprüsü kurulur. Artık ziyaretler sıklaşır,
paşa şarabın neden yasaklandığını, sarhoşluğun insanın başına neler açtığını
anlatır. Gün gelir özel hayatını anlatır paşa 3 kez evlenmiştir üçüncü evliliği
Sakız adasındandır. Bir gün konu Giamo Casanova’nın bekarlığına gelir. Paşa
evliliğin faydalarını anlatır ve kendisinin de evlenmesinin faydalı olacağını
söyler. Paşanın iyi eğitim almış bir kızı vardır. Kızın adın Zelmi’dir. Paşa
Giamo’nun kıza ilgisini fark eder ve evlenmesi şart koşar. Tek şart evlenmek
değildir Giamo Casanova Edirne’de Türkçe öğrenecek ve Müslüman olacaktır. Paşa
ondan bir karar vermesini beklemektedir.
Günler
günleri kovalar Zelmi de Giamo'ya âşık olur. Casonova Zelmi’yi çok beğense de
kendisini kafese girmiş gibi hisseder. Müslüman olursa Venedik’te dönek olarak
adlandırılacağını düşündüğünden iyice kafası karışır. Off bir de sünnet olayı vardır ki bu hiç ona göre değildir. Kararını vermek için eve
geldiğinde Yusuf Paşa’nın son eşini karşısında görür, kadın Giamo’ya dostça
yaklaşır, bundan faydalanmak isteyen çapkın Giamo kadının peçesini kaldırmaya
çalışınca kadın bunun hiç de misafirliğe uymayan bir davranış olduğunu söyler
ve odadan uzaklaşır. Çapkın Giamo kadından etkilenmiştir. Durumu Humbaracı
Ahmet Paşa’ya anlatır ve paşanın dostluğunu kaybetmekten korktuğunu belirtir. Olay bir şekilde kapanmış paşaya ulaşmamıştır.
Kazanova kös kös Korfu'ya gitti!
Giamo Casanova
evlenme fikrine sıcak bakmadığı için İstanbul’dan ayrılmaya karar verir. Korfu
adasına gidecektir. Yusuf Paşa onu hediyelere boğar ama Casanova yaptığından pişman
olur, utanır. Keşfe o kadının peçesine hiç dokunmasaydım diye hayıflanarak
İstanbul’dan gemi ile Korfu adasına doğru yola çıkar! Casanova karizmasını
çizdirmiştir. Casasona İstanbullu kadını çapamadan İstanbul’dan ayrılmıştır.
Kaynak: Gisele
– Durero Köseoğlu- Gita Yayınları
Yorumlar
Yorum Gönder