İskender lahdi'nin ilginç bir hikayesi vardır

Alman Çeşmesi'ne karşı İskender Lahdi Takası mı?

İstanbul kıymetini bilenler için bir cennettir. Bu şehir dünya kültürel mirasının başkentidir. İstanbul Arkeoloji Müzesi’ni ziyaret edenler mutlaka hatırlar. Orada çok güzel bir lahit vardır. Lahit kenarları rölyeflerle süslüdür. Bu esere İskender Lahdi denir. Milattan önce 4. yüzyıla ait, Önemli bir Fenike kralı olanı Abdalonymos'a ait olduğu düşünülen kral lahiti, uzun cephesinde Makedonya Kralı Büyük İskender'in Perslerle yaptığı savaşlara ilişkin rölyefler bulunduğu için "İskender Lahdi" denmiştir.

İskender lahiti Osman Hamdi Bey tarafından 1887 yılında Lübnan’daki Sayda şehrinde yapılan arkeolojik kazılarda bulunmuştur. Alman bilim insanı ve arkeolog Volkmar von Graeve, İstanbul Arkeoloji Müzesinde bulunan İskender Lahdi üzerindeki kimi kabartmalarda Kral Abdalonymos yaşamı arasında ilişki olduğunu saptamıştır. Kral, lahdin kapağında İskender ile birlikte Pers kıyafetleri içinde betimlenir.

Blogger Bolat'a göre bugün de bu eser İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nde bulunan en önemli eserdir. Şimdi bir de Sultanahmet Meydanını düşünün oradaki görkemli Alman çeşmesini düşünün.  Osmanlı İmparatorluğu ile Alman ve Prusya Krallığının dostluğun simgesi olarak Neo Bizans üslubu ile 1898’de inşa edildiğini bildiğimiz Alman Çeşmesi’nin aslında arkeolojiye tutkunluğu ile bilinen son Alman Kayzeri 2. Wilhelm’in tarafından inşa ettirilmiş. Kayzerin çeşmeyi inşa ettirmesinin asıl sebebinin İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde gördüğü İskender Lahdini almak olduğu söylenir.

Türkiye’nin en önemli rehberlerinden biri olan Saffet Emre Tonguç’un yazdığına göre bu güzel mezarı bugünkü Lübnan’da yaptığı bir kazıda bulan ve üşenmeyip onu İstanbul’a getiren Osman Hamdi Bey bu duruma çok büyük tepki göstermiş. Sultanın karşısına çıkarak belki de kellesi pahasına “Ancak ölümü çiğneyerek verebilirsiniz” demiş. Kayzer’e ise hayal ettiği İskender Lahdi yerine bir Hereke hediye edilmiş. Osman Hamdi ermiş muradına Kayzer çıkamamış kerevetine…

Dipnot olarak düşelim İstanbul'da başka hangi mimari eserler Neo Bizans üslubu ile yapılmıştır diye soracak olursanız hemen söyleyelim: Karaköy Palas, Maçka Palas, Fener Rum Lisesi bu üslubun önemli eserleri arasındadır.


 

Yorumlar

Momentos dedi ki…
Müthiş! Osman Hamdi' ye helal olsun cidden. Gerçi şu da var ki, her tarihi eser kendi yerinde daha mükemmeldir. Bergama' yı ziyaret ettiğimde Zeus Altarının orda olmasını ne çok isterdim. Bari artık elimizdekileri koruyalım. Teşekkürler bilgi için.
Blogger Bolat dedi ki…
Çok haklısınız bari bundan sonra sahip olduğumuz değerlerin daha çok kıymetini bilelim...

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hadımköy, İstanbul'un en tuhaf köyü

Beylikdüzü'nde Yaşamak Nasıldır?

Vatoz Balığı Yaptım Evde İsyan Çıktı