KKTC'liler Küçük kara balık mı?

Antrepo KKTC Kıbrıs sergi

Küçük Kara Balık Sergisi İstanbul


Küçük Kara Balık o kadar güzel bir çocuk kitabıdır ki, okuduysanız hafızanızdan çıkması mümkün değildir. Bunun içindir ki oğlum Teoman Bolat'a Samed Behrengi'nin hikaye ve masal kitaplarının serisini henüz o doğmadan aldım.

Samed Behrengi İstanbul'da


İran Şahı Pehlevi’nin gazabına uğrayarak hayatının baharında öldürülen Azeri asıllı İran’lı yazar Samed Behrengi’nin Küçük Kara Balığı İstanbul’da Karaköy 5 nolu Antrepo’da sergiye dönüştü. Estambul'da böyle bir sergiyi çok anlamlı bulduğu söylüyorum. Kayıp Balık Nemo senaryosu Samed Behrengi’nin uyarlanmasından başka bir şey değil. Çalıntı demeye dilim varmıyor.

Kıbrıslı Türk ve Rum sanatçıların birlikte gerçekleştirdiği sergi 19 Temmuzda sona eriyor. Kıbrıslı sanatçıların sergisi adı dolayısı ile ilgimi çekti, serginin küratörlerini tebrik ediyorum.

Evet, sergi Rum sanatçılarla birlikte yapılmış olsa da aslında Küçük Kara Balık rolü KKTC’li Türklerin. Rumlar da serginin Karabatakları, her dem bu küçük şirin Kara Balığı yemeye, tuzak kurmaya ant içmiş gibiler. Adada birlikte barış içinde yaşamak bu kavgayı yapmaktan daha insani ve karlı değil mi? İnanın adalı bir Türk ile adalı bir Rumu tipinden anlamak mümkün değil. 

Dışlanmışlık Ötekileştirilmişlik ve Kıbrıs Türkleri, KKTC'liler


Dışlanma, ötekileştirme, köşeye sıkıştırılma = KKTC . İstanbul’da Antrepo 5 ‘te yapılan bu sergiye Rum sanatçılar da katılmış demek ki iki halk arasındaki iletişim karabataklara rağmen devam ediyor. Sergi bunun güzel bir tezahürü.

Bir gün bu anlamsız kavganın bitmesini umut ediyorum. Bu sergi Atina’da ve Ankara’da da yapılmalı yaşananlardan ders alınmalı. Tek devlet mi, yoksa iki devlet mi, federasyon mu? Bu tercih Kıbrıslılara bırakılmalı. KKTC ilelebet küçük karabalık olarak kalamayabilir! Bir gün bu Küçük Kara Balık metamorfoza uğrayıp Pirenalaşabilir (tanınabilir) ve kendisini yemeye çalışan karabatak bacaklarını suda bırakabilir! Kıssadan hisse alınmalı.



Kıbrıs Müzakerelari ve Çözüm


"Akıp da hiç bir yere ulaşamamak mümkün mü? Yani sence bir sonu yok mu derenin? Oysa her şeyin bir sonu var.”

Yola çıkmış Küçük Kara Balığımızın okyanuslara karışmasını ve özgürlüğün tadını çıkarmasını ümit ediyorum

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hadımköy, İstanbul'un en tuhaf köyü

Vatoz Balığı Yaptım Evde İsyan Çıktı

Blog Yazarının Eşek İstavriti, Azman İstavritle İmtihanı