İstanbul Rasathanesi ve Yapılaşma
Kandilli Rasathanesi
Eski adıyla "Rasathane-i Amire" yeni adıyla Kandilli Rasathanesi" 1868 yılında Pera caddesinde bugünkü İstiklal caddesi üzerinde Della Suda eczanesinin karşısında açılmıştır. Rasathane önceleri astronomi rasathanesi olmayıp, meteoroloji merkezi bürosu şeklinde kullanılmıştır.
Gözlemler 74 metre yükseklikte Pera
tepesi üzerinde yapılmaktaydı. Ancak 1872 yılında yayınlanan Salnamelerden
öğreniyoruz ki daha sonraları Astronomi Rasathanesi olma çabaları içine
girmiştir. Bu 1872 salnamesinde astronomi takvimi yer almış olup, gezegenler,
kuyruklu yıldızlar, yıldız zamanının güneş zamanına dönüştürülmesi, enlem
tayini gibi konulardan bahsedilmektedir.
Osmanlı Devleti tarafından
kurulan ilk rasathane Takiyeddin Efendi tarafından kurulan İstanbul
Rasathanesi’ydi. Sultan III. Murad’tan alınan irade ile kurulan rasathane, devrin şeyhülislâmının rasadın getireceği
uğursuzluklardan bahsetmesi üzerine yine padişah emriyle yıktırıldı.
Bu rasathanedeki aletler daha
sonra Maçka Topçu Kışlası okulunun karşısındaki binaya nakledilmiş ancak 12 Nisan 1909
31 Mart ihtilalinde şeriatçı askerler tarafından Rasathane tüm aletleri ile
beraber tahrip edilmiştir.
Dua edelim ki bugün bu
zihniyette askerlerimiz yok. İstanbul'daki Kandilli Rasahtanesinin el yazmaları
UNESCO tarafından Dünya Mirası kapsamına alınmıştır. Rasathane aslında belirli
günlerde halkın görmesi için açılmalı ki çoluk çocuk astronomiye, gök
bilimlerine merak salsın. İnovatif bir şeyler yaratabilsin.
Bugün Kandilli Rasathanesi
bir araştırma merkezi gibi çalışmaktadır ve tam adı Boğaziçi Üniversitesi
Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Merkezi şeklindedir. Rasathane jeolojik ve astrolojik olayları incelemektedir. İstanbul Üniversite Beyazıt Kampüsünde de bir adet rasathane vardır ama İstanbullu hatta öğrenciler bile bilmez!
Son olarak Allah hepimizi
beklenen büyük İstanbul depreminden korusun, Estambul’u yönetenlere de zihin
açıklığı ve ciddiyet versin diyorum. İstanbul yeniden yapılaşmaya başlamalı ama
bu yapılaşma şehri tahrip etmemeli, İstanbul’un Constantinople’den bu yana
oluşmuş silüetini bozmamalıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder