Camdan Cama

Beykoz Cam İşi Çeşm-i Bülbül

Osmanlı cam endüstrisinin İstanbul merkezli geliştiği görülmektedir. Kaynaklar, dönemin başkentin İstanbul'da Eğrikapı, Eyüp, Balat, Ayvansaray, Bakırköy, Beykoz, Paşabahçe, Çubuklu ve İncirköy mevkilerinde çok farklı çeşitlerde cam üretimi yapan cam atölyelerinin bulunduğunu yazıyor.

Çeşm-i Bülbül üretimi Sultan III. Selim döneminde (1789-1807) Beykoz cam atölyelerindeki çalışmalarda, renkli kristal çubukların belirli bir düzen içinde kristal kütlesine eklenerek döndürülmesi ve özel bir ustalıkla burulması ile ortaya çıkar. Osmanlı İmparatorluğu’nun 19. yüzyılda kurmaya çalıştığı cam sanayinin en önemli rakipleri olan Venedik ve Bohemya camcılığıdır.

Türk camcılık tarihinin en önemli izlerini taşıyan Beykoz İşi cam ürünlerden Çeşm-i bülbüller gerek form, gerek üzerlerine işlenmiş desen olarak incelendiğinde geleneksel Osmanlı biçimlerinde yapılmış ve Osmanlı üslubuna göre bezenmiş oldukları görülür. Çeşm-i bülbül denilen bu filigranlı camlar Osmanlı beğenisini ve
sanat anlayışını yansıtırlar.Aslında Çeşm-i Bülbül filigrano tekniğine verilen Türkçe isimdir. Bu tekniği Venediğe gönderilen Mevlevi Dervişi Mehmet Dede İstanbul'a getirmiştir.

Çeşm-i bülbülün Osmanlı İmparatorluğu döneminde ve günümüzdeki önemine bakıldığında onun biçimlendirilmesinde kullanılan özel camcılık teknolojisi kadar, özel yaratıcılık, ustalık gerektiren uzun ve karmaşık yapımından da kaynaklandığı görülür. Bügün örneklerinin İstanbul'da çeşitli cam atölyelerinde ve Paşabahçe Mağazalarında görebileceğiniz Çeşm-i bülbüller 19. yüzyılda Osmanlı İmparotorluğu’dan günümüze kadar yaşayarak ve gelişerek ulaşabilmiş olan önemli bir sanayi ve sanat projesidir.

Bu teknikte üretilen camların deseni bülbül gözüne benzetildiği için Çeşm-i Bülbül "Bülbül Gözü" olarak adlandırılmaktadır ve geleneksel üretim metodu ile üretilmesine devam edilmektedir.

Abstract:
Colour twist glass was known in Turkish as ÇeŞm-i Bülbül meaning Nightingale's Eye. Production of color twist glass commenced during the reign of Sultan Selim III (1789-1807) at the Beykoz glass workshop on the shores of the Bosphorus. This filigreeglass referred to as çeşm-i bülbül reflects the Ottoman taste and understanding of art. All these show that çeşm-i bülbüls, which have developed and survived to the
present, are the products of an important project of the Ottoman Empire's attempts to compete in the international arena of the glass industry.
When you ask for glassware in Turkey you will immediately get acquaintance with Pasabahce(Paşabahçe) Stores. Indeed PaŞabahÇe is the leader and the oldest chain specialty store in Turkey since the opening of its first store in Istanbul in 1954 at Beyoğlu / Pera. Today the company operates 26 stores located in various cities throughout Turkey.

Photo source: Roger Wilmshurst

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hadımköy, İstanbul'un en tuhaf köyü

Beylikdüzü'nde Yaşamak Nasıldır?

Vatoz Balığı Yaptım Evde İsyan Çıktı