Kunduracı Hamza

Beykoz Sümerbank Deri Kundura Fabrikası'nı  hiç duymuş muydunuz? Fabrika Beykoz ilçesinde sahildedir. Avrupa yakasından tarifle,Yeniköy’ün karşına denk gelen kıyıda kurulmuştur. Kuruluş öyküsü şöyledir bir gün yenilikleriyle tarih kitaplarından aklımızda kalan II. Mahmut Beykoz kıyılarında sandal sefası yaparken ağaçların altındaki ihtiyarı görür, ihtiyarın çevresinde beş on kişi harıl harıl çalışmaktadır. Padişah hazretleri:
 “Nedür kimdür bu ihtiyar, tiz söylen bakem ne iş yapar?” diye sorar.
Özel kalem derhal:
 “Efenim o Beykozlu kunduracı Hamza’dır, kundura yapar Istanbul’da satar” der.
O zamanlar Beykoz dutluktur, mesela Nişantaşı'nda şehzadeler ceylan avındadır. Av partisi sonunda Çıtır'da mola verilmektedir. O yıllarda İstanbul sur içinden ibarettir, geri kalanı köylüktür, yazlıktır, kışlıktır. Padişahın fermanı ile ordunun ihtiyacını karşılayacak kundura fabrikası Beykoz'da kurulur, maarif takvimi 1812 yılını göstermektedir. Aylar yılları, yıllarda yüzyılları kovalar cumhuriyet kurulur. Fabrika yine orduya ayakkabı palaska üretimi yapmaya devam eder.
Artık İstanbul başka bir alemdir. Bir gün ülkesinin karanlık günlerinden sıkılan Danimarka Kralı İstanbul’a taverna alemi yapmaya gelir. Ümit Besen’in nefis resitalinin ardından, yüklü bir bahşiş bırakarak döneminin en güzel oteli Tarabya Otelinde istirahete çekilir. Planlarında ertesi gün Etiler'e akmak vardır. Kral hazretleri sabahın köründe Beykoz Kundura Fabrikası’nın düdüğünü duyunca derhal:
 “eüzü besmele çekerek, mineş şeytan, noluyor lan şavaş mı çıktı” diye pijamalarıyla sokağa fırlar. O günden sonra başka krallar ya da kral gibi yaşayan ahali fabrika düdüğünden uyanmasın diye fabrika düdüğü doğuya çevrilir. Boğaz ahalisi artık vapur düdükleriyle avunacaktır.
Şimdi o Beykoz Kundura fabrikası özelleştirildi ve plato olarak kullanılıyor. Prodüksiyon yapacak arkadaşlara tavsiye ederim. Boğaz kıyısında kocaman bahçe, devasa kazanlar, uzun koğuşlar  arazi yeşillikler içindeki. Hey gidi günler hey,  Sümerbank Beykoz Kundura fabrikası kapatıldı. Daha doğrusu özelleştirildi.
Şimdi burada anakronik davranıp niye bu fabrika kapatıldı diyemeyeceğim. Kapatılması doğru karar boğazın dibinde koskoca tabakhanesi olan kokmaya müsait çirkin bir fabrikanın kapatılması kadar doğru bir şey yok. Keşke mirasyedi hükümetlerimiz burayı özelleştirmemiş olsaydı teşvikle bir müze kurdursaydı daha güzel olabilirdi. Fabrika İstanbul Kültür Mirası ve Kültür Ekonomisi Envanteri'nde resmen yer alıyor.

Yorumlar

The Cat Hag dedi ki…
Awww your translator on your blog doesn't seem to have an option for English? :(

Hope you are having a good weekend!


xoxo,
Addie
The Cat Hag
Begonvilli Ev dedi ki…
Beykoz'daki fabrikayı biliyordum ama Kunduracı Hamza'yı tanımıyordum. Bu nostaljik öyküyü çok güzel anlatmışsınız. Evet, özelleştirilmesi benim de içimi sızlattı. Müze olabilirdi, geçmişten günümüze ayakkabı yapımını ve modelleri sergileyen bir müze..Yazık!!
Canset Abay dedi ki…
Müze olabilirdi, geçmişten günümüze ayakkabı yapımını ve modelleri sergileyen bir müze..Yazık!! aynen katılıyorum bence de yazık hemde çok .Çok güzel bir yazı olmuş.
Blogger Bolat dedi ki…
Merhaba Canset, kesinlikle benim aklımdan da böyle bir müze geçti, Begovilli Ev de aynı şeyi düşündüğüne göre olabilir demekki:)
Blogger Bolat dedi ki…
Begonvilli Ev, aslında her şey insanla başlıyor, Kunduracı Hamza da böyle biri:) Müze konusunda Canset de bize katılmış:)
Blogger Bolat dedi ki…
Thank you Mitha Komala :) Greatings from Itanbul
Blogger Bolat dedi ki…
Odorica, buna ziua, Salutări de la Istanbul :)
Blogger Bolat dedi ki…
The Cat Hag, I will solve this problem soon.
lezzet sefasi dedi ki…
Izmir asigi bir Izmirli hyim , amaa
istanbul da hep aklimin bir kosesini meskul etmededir.
soyle iyic eogrenecek tadini keyfini cikaracak akdar yasamak hayalimdir Istanbul da, Izmir e donmek sarti ile ;D

Blogunuz cok hosuma gitti, beni izlediginiz icin sonsuz tesekkurler
Sev giler
Sefa
Blogger Bolat dedi ki…
Buyrun yaşayın biraz sonra geri dönersiniz ama İstabul sevgisi ağır basarsa şaşmayın :)
Hikayeyi çok güzel anlatmışsınız, gözümde canlandı resmen. Teşekkürler.
Blogger Bolat dedi ki…
Rica ederim, beğenmenize sevindim, yeri de çok güzel beykoz sahil'e inerseniz mutlaka görün.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hadımköy, İstanbul'un en tuhaf köyü

Beylikdüzü'nde Yaşamak Nasıldır?

Vatoz Balığı Yaptım Evde İsyan Çıktı