İstanbul ve mamudizm

Bu yıl İstanbul’da birçok kongre, konferans, seminer, davet ve açılışa katıldım! Kimse üstüne alınmasın ama şöyle bir tespitim var! İnternetin sağlamış olduğu sığ bilgilerden faydalanıyoruz, şahsen ben derinlik göremedim. 
Özellikle kavram yaratma ve kavram satma konusunda çok zayıfız! 
Nedir Kavram yaratma ve kavram satma?
Açalım kavram yaratma olayını: Örneğin rahmetli Recep Yazıcıoğlu (vali) “mamudizm” diye bir kavram yaratmıştı. Bu kavramı devletin hantallığını ifade etmek için kullanıyordu.  Devlet Vali Bey’e 10 okul parası tahsis eder o bu parayla 30 okul yaptırırdı. Atadan kalma “imece” usulünü  içselleştirmişti. Kah kepçe operatörünün yanında, kah inşaat çukurunda bazen de hafriyat kamyonunun şoför mahallinde olurdu. O hantallığa, tembelliğe, bananeciliğe kısaca “mamudizme” isyan etmiş bir insandı!
Şimdi biz "mamudizmi İstanbul’da iliklerimizde hissediyoruz! Yeniden inşa etmek için gerekirse yıkmak lazım! Şehircilere kulak vermek lazım. İstanbul valilerinin ve İstanbul belediye başkanlarının  en az rahmetli Recep Yazıcıoğlu kadar “mamudizmle” uğraşması lazım.
Konu uzadı biliyorum, işte size yaratılmış bir kavram örneği “mamudizm” Kavram yaratmak için okumak, okuduktan sonra da yazmak, yazdıktan sonra da satmak lazım. Evet Türk Dil Kurumuna önerdim ve hala öneriyorum “mamudizm” Türk Dil Kurumu'nun terimler sözlüğünüzde yer almalıdır.

Fotoğraf Kaynak:ageofconan.com

Yorumlar

Hayal Kahvem dedi ki…
Hocam, belli ki siz iyi okuyor, okuduktan sonra iyi yazıyor, yazdıktan sonra da iyi satıyorsunuz:) Ne hoş yazı olmuş Bolat!

Sizin yüreğinize sağlık, Recep Yazıcıoğlu'nun ruhuna rahmet.
Blogger Bolat dedi ki…
Bu eleştiriye kendimi de katıyorum ben :) teşekkür ederim iltifat için.
Mutlu Eller dedi ki…
Kendinizi katarsanız ayıp edersiniz. Geriye kim kalır ki?
Unknown dedi ki…
Hayal Kahvem ve Semi'nin Mutlu Elleri'ne katılıyorum. :)

Diğer yandan hiç itirazsız yaşanan tek tip yaşamlar, kadın cinayetleri, bizden gizlenen bir tarih, bir hiç uğruna kayıp giden genç-hatta çocuk askerler, ilim ve araştırmadan yoksun üniversiteler, memur! yani salla başını al maaşını akademisyenler, dilenciye dönüştürülmüş öğretmenlerin var olduğu bir toplumda bu bahsettiklerinizi beklemek çok şey beklemek gibi görünse de aslında öyle değil. Yeni nesilden umutluyum ben.
her bir kelimesine katılıyorum..doğru tespit ve doğru talep..
N.Narda dedi ki…
Gayet ilginç bulduğum bir yazı oldu an itibariyle.

İstanbul'daki kültür-sanat faaliyetlerini kıskanan bir İzmirli olarak böyle bir eleştiri de denk geldi. Doğrudur, nicelik değil nitelik önemlidir...
esma gül dedi ki…
Merhaba,
Çoğunlukçu bir bakış açısıyla baktığımızda kullanılan kavramların içi ne kadar dolduruluyor ki, kavram yaratmak ve satmaktan bahsedelim.!!
Bizim toplum olarak satmaya yeltendiğimiz şeylerin para eder cinsten olması lazım :)
sevgi ve selamlar,
coco-jelly dedi ki…
senin şu harika bilgiler içeren miniksevimli şnsanı baymayan postlarına bayılıorum ya.gerçekten yazımı beğendiğine de bir ayrı sevindirik oldum.
Pinecone Stew dedi ki…
Have a Wonderful Holiday Season !
Blogger Bolat dedi ki…
Semi, aslında eleştirilerden kendimi ayrı tutmuyorum,iltifat için teşekkür ederim. Paylaşmayı sevdiğimiz için yazıyoruz yazdıklarımın sıradan olduğunu düşünüyorum:)

Ehlikeyf, kadın cinayetleri dendimi iliklerime kadar üşüyorum!

Dayatılanla Yaşamak, teşekkür ederim

Pelangi Sepi, thanks
Blogger Bolat dedi ki…
N.Narda, biz de zaman zaman İzmir'i kıskanıyoruz:)

Esma, ben de yorumunuza katılıyorum :)

Coco-jelly, teşekkür ederim :)

Thanks Harry:)

Niyazi, teşekkür ederim:)
Zeugma dedi ki…
Bence de yer almalıdır TDK'da..

Çok sevdim bu kelimeyi..
Günlük hayatımda kullanmaya başlayacağım derhal :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hadımköy, İstanbul'un en tuhaf köyü

Beylikdüzü'nde Yaşamak Nasıldır?

Vatoz Balığı Yaptım Evde İsyan Çıktı