Gölge etme başka ihsan istemez!

Bakalım sen bu yazıyı bitirmeye tahammül edecek misin okuyucu! Çok tahammülsüz bir toplum olduk. Kolay tüketiyoruz. Kolay adam harcıyoruz! Fazıl Say iki kelam etmiş, düşüncesini sev ya da sevme onu hapsettireceksin de ne olacak!  Şimdi düşünüyorum rahmetli Neyzen Tevfik çıksa gelse kaç yıl yatardı! Korkuyorum ki 12 yaşından itibaren 62 yıl yatardı. Gelin size Neyzen Tevfik’in hayatını anlatayım. 1879 yılında Bodrum’da doğar.  Hevesleri vardır, güreşçi olmak ister bu yüzden kolu kırılır çolak kalır. 
          Babasından onun kadar sopa yiyen çocuk olmamıştır, belki de bu yüzdendir serseriliği! Sara hastalığı nedeniyle okula gidemez. Ney üflemeyi Urla’da bir berberden öğrenir. Gazetelerde yazar,  filmlerde de rol alır... Hayatı boyunca Özgürlüğü arar.  Paraya, makam ve mevkiye önem vermez, kazandıklarını çevresindekilere dağıtır. Mesela bir konser sonrası kazandığı 500 liradan rulo yapıp sokaktaki köpeklere tasmalar yapıp boyunlarına takarak bırakır. Başka bir gün bir kahveye dalar bir tomar parayı gözüne kestirdiği fakirlere eşit şekilde dağıtır. 
          Kendi evi için “kedilerin kervansarayıdır” der, kedisi “Sarı” ya o bakar. Köpeğinin adı Çakar almaz’dır. Estambul’un sokak köpeklerini  de çok sever ve bu yüzden uyuz olur. Bakırköy Akıl Hastanesi'ndeyken ölen köpeğini Mernuş’u ipek gömleğine sarıp cenaze namazı düzenler, namaza doktorlardan bazıları ve akıl hastaları katılır. Sen köpeğe hoooşt diye kafam kadar taş atarken o ölen Mernuş’a şu şiiri yazar: 
Bu engin ayrılık canıma yetti, 
Başımdan aşıyor kaderim Mernuş, 
Bu yolda yazılmış fermanı kaza, 
Bunu da gösterdi kaderim Mernuş…
İstanbul’da Mehmet Akif ile tanışır, Akif’e hayrandır ama onun asıl piri hicvin ustası Şair Eşref’tir. İstanbulluların en sevdiği neyzendir. Yenikapı Mevlevi Hanesi’ndeki meşklere katılır. Mısır’da çıkan “Deccal” adlı mecmuadaki bir yazısı yüzünden hakkında İstanbul’da ölüm fermanı çıkarılır. Kahire zindanlarında yatar sonra af çıkar serbest kalır.  Evlenir kısa süre sonra boşanır, Leman adında bir kızı olur. Eşek dergisinde “Azgın” takma adıyla yazdığı yazılarından başına nice işler gelir. Cumhuriyet kurulduktan sonra Atamızın huzurunda ney üfler. 
          Neyzen Tevfik zenginler tarafından kendine verilen evlerde yaşamaz, sokaklarda kaldırımlarda yatar, içkiye düşkündür zaman zaman bırakır ama bu 6 aydan fazla sürmez ve Bakırköy Akıl Hastanesine düşer. Akıl Hastanesine düşmüş bu adama kim refakat eder ey blog okuyucusu, biliyor musun? Ünlü ressamımız Fikret Mualla, hani Paris’te kimsesizler mezarlığına gömülen Fikret Mualla. Neyse efenim, işte Neyzenimiz Tevfikimiz müzmin bronşite yakalanıp 1953 yılında İstanbul’da vefat etmiştir ve Kartal Mezarlığına defnedilmiştir. 
          Sanatçılarımıza saygı duyalım, sanatçılarımız özgür düşünsün onu mahkemeye ver, bunu korkut, öbürünü sindir olmaz böyle iş olmaz. Sen böyle devam edersen  İstanbul Senfonisi gibi bir eseri kim yazacak. Gölge etmeyin başka ihsan istemez! Bu nasıl vicdandır arkadaş! Bunu yapanlarda vicdan varsa ben de o vicdana …………… bu noktalı alanı meşrebinize göre siz tamamlayın lütfen. 


Not: Buradan Fazıl Say'ın  tüm söylemlerini onayladığım anlamı çıkmasın.

Yorumlar

Adsız dedi ki…
şimdi benim sormak istediğim bir şey var ki gerçekten merak ettiğim için soruyorum anlamak aydınlanmak için Fazıl Say'a yapılanları desteklediğim için değil... Fazıl Say'ın söyledikleri saygıyı hakediyor da, değerleriyle dalga geçilen insanlar saygıyı haketmiyor mu? Bir sanatçı aydın olarak Fazıl Say saygı bekliyor ama saygı gösteremiyor????
EVREN KONAKÇI dedi ki…
Ne zaman anlaşılır, sanatçı gibi sanatçıların değeri.Dediğiniz gibi şimdi olsa Neyzen Tevfik yatardı ama akıl hastanesinden hiç çıkmamak üzere...
Fulyanna dedi ki…
Neyzen Tevfik'le ortaokul yıllarında, dayım okurken ondan gördüğüm Be Hey Dürzü dizeleriyle tanışmıştım(bak aklıma getirdin şimdi dönüp tekrar okudum :) )
Hayatını bilmiyordum öğrendiğim iyi oldu; yolu İzmir'den de geçmiş :)

Deniz Gezmiş hayranı olduğu için doğan kız torununa Deniz ismini koydurtmuş bir dedenin torunuyum ben :)

Severiz biz Denizler'i, Fazıllar'ı, Tevfikler'i ve daha nicelerini ;)
Blogger Bolat dedi ki…
Şunu söylemek isterim, ben de Fazıl Say'ın her söylediğini kabul edip onaylayan ve bunu dünya görüşü olarak paylaşan bir insan değilim. Fazıl Say gibi bu milletin adını eserleriyle yüceltmiş insanların çabuk harcanmaması gerektiğine inanırım. İstanbul Senfonisi yazacak bir adam daha belki 100 yıl sonra gelecek ya da hiç gelmeyecek! Yazık değil mi bu adama! Dalga geçiliyor diye değer olan bir şeyin değeri düşer mi düşmez. Sanatçı dediğiniz insanlar biraz arızalı oluyorlar yani benim gibi sıradan, vasat insan değiller. O yüzden ben daima onlar için hoşgörülüyüm, ekstradan töleranslıyım :)
Blogger Bolat dedi ki…
Neyzen ile ilgili anıların çoğunu okudum. Ağzı o kadar bozukmuş ki :)) ama bak geldi mi Neyzen Tevfik'ten sonra bir nüktedan ve hiciv ustası, ben bilmiyorum :) Osmanlı döneminde dahi aleni eleştirmiş önüne geleni :))
Blogger Bolat dedi ki…
Neyzen'i de severiz, Mehmet Akif'i de, ülkesini yüceltmek için ya da bu ülkede şöyle ya da böyle mücadele etmiş veya sanat üretmiş her insanı severiz :))
RABİA SERTELİ dedi ki…
Bize yine kıymetli bilgiler veren yazınızı okudum. Nevi şahsına münhasır bir kişilik olan Neyzen Tevfik, paraya önem vermediği için zaten istediğini söylüyor ve yazıyordu. Hayatı zor şartlarda geçmiş olabilir ama milleti ona hep sahip çıkmıştır. O Türk halkının kıymetlisidir. Halk onu anlamıştır. Evimizde, onun hicivleri okunurdu.
Ben de üreten ve tüm dünyada yüz akımız olan sanatçılarımızın rahat ve özgür bırakılması gerektiğini düşünüyorum.
Yazınızın sonundaki notu yazma ihtiyacı hissetmeniz ise bana biraz dokundu...Yanlış anlaşılma ihtimalinin sizi endişelendirmesine üzüldüm.
Sevgiler...
Blogger Bolat dedi ki…
Haklısınız yanlış anlaşılma korkusuyla bunu yazma gereği duydum. Çünkü millet öyle bir kamplaşmış ki ya oradasın ya burada! Benim için çok değerlidir Fazıl Say. Çünkü o milletin içinden çıkıp zor bir alanda milletimizi temsil etmiştir. Benim ona gönül koymam doğru olmaz! Seviyorum arkadaş şahsıma küfretse "yarebbi şükür" diyeceğim ender insanlardan biridir :)
annemahsustan dedi ki…
Sahi dikdatorlugun tanımı neydi Bolat?
Adsız dedi ki…
evet bazı insanların kredisinin biraz fazla olması gerekiyor sanırım haklısınız olaya bu açıdan bakmamıştım ki zaten yargılanması ya da ülkesinden uzak kalmak zorunda bırakılmasını asla onaylamıyorum ne demiş olursa olsun. teşekkür ederim farklı bir açıdan olaya bakmamı sağladığınız için:)
Klio'nun Şarkısı dedi ki…
Sanatçılarımıza saygı duyalım, özgür bırakalım??? Bu ülkede zor be hocam! Kaç kişi sizin gibi düşünüyor?:(
Açıkçası sanatçıyaa sonsuz saygı duyarım ama yaptığı iş kapsamında yani yaptığı işedir aslında saygım ve aynası iştir kişinin lafa bakılmaz der eklerim saygı karşılıklı bir durumdur buna (bazı)sanatçılarında biraz dikkat etmesi gerekmez mi?Fazıl Say hakkında yorum yapmıcam fazla bu genel nitelikli bir yorumdu..Kendisini dinlememiş olmak başarılarını duymadığımız anlamına gelmiyor biraz daha üsluba dikkat etse sorun çıkmazdı sanıyorum keşke insanlar kendini deliliğe vurmasa diyorum..Sanatı sanat için değil Toplum için gören bir sanatçınında kölesi olunur ama kendisinde bu durum ya yok yahut ifade edemiyor söz ile bilemem zaten bilmediğim bir şey için bile bu kadar kelam etmem cehaletimi ortaya koyuyor bu konuda ..Sanatçıyı severim ..Neyzen amcamızı konunun ana temasındaki karakterden daha fazla seviyorum nedense..Sanırım sanata bakış açısı ile ilgili olsa gerek.. Bu arada Ney demişken buyrun buda benim size hediyem favorilerilerimdendir.. http://www.dailymotion.com/video/xek45r_mercan-dede-ney-nava_music
EVREN KONAKÇI dedi ki…
Mutlaka hakkını yiyemeyeceğimiz sanatçılar özelikle tiyatrodan vardır. Eleştir, dinlemek bile akıl işidir, vicdan işidir.Neyzen'in zamanında mutlaka bunların kırıntısı vardı. Şimdi...
Unknown dedi ki…
Cok guzel bir yazi olmus be usta! Vallahi aleine saglik, helal olsun!
Zaman! Eriyor... dedi ki…
Neyzen Tevfik,fantastik bir insanoğlu.Duruş ve çizgisi inanılmaz dik!Fazıl Say'ı eleştirenlerin yada ülkeden gitmesini isteyenlerin kaçı senfoni yazabiliyor?Koca bir hiç,tenekeye vurarak bile müzik yapamıyorlar...
Neyse bu da bir yazı konusu benim için...
Mezapotamya senfonisini dinledin mi, o da çok güzel olmuş...

ben özgür düşünen, yaratıcı çocuklar yetiştirmek için kendimi paralarken bir öğretmen olarak, bu çocuklar sistemden, ondan bundan içine kapanık, isyankar birşey oluyorlar büyüdükce...

höt hött le olmaz bu işler... ben kendi babamdan azar işitmedim bu kadar bir birey olarak, tepedekilerin azarlamasından karnım şişti artık..
oytunla hayat dedi ki…
Ne yazık ki sabrımız gibi hoşgörümüzü ve saygımızı da yitirdik. İçimiz ne gergindir ki sürekli bir sataşma halindeyiz :(
Yazını keyifle okudum. Neyzen Tevfik'i sevmeme rağmen hayatındaki bir çok detayı bilmediğimi fark ettim. Teşekkürler bilgilerin için..
canan beycan dedi ki…
Niye sanat üstünden siyaset yapılır yada sanat siyasete katılır.Sanatçı hür olmalı ki sanat eserleri çıkartabilsin.Sanatçıların önleri açılacağına tam tersi yapılıyor.Verdiğin bilgiler içinde teşekkürler..
İNSANA DEĞER VERİP, SAYGIYI YİTİRMEDEN YAŞAYANLARA NE MUTLU DİYORUM.
KALEMİNİZE SAĞLIK BOLAT BEY..
Blogger Bolat dedi ki…
Hepimiz bu vatanın çocuklarıyız, gidecek yerimiz olsa da kimsenin vatanını terk etmesi gibi bir acı yaşamasını istemem. Teşekkür ederim yorum için :)
Blogger Bolat dedi ki…
Siyasi söylemler yüzünden Fazıl Say'ın gitmesini isteyenler olsa da ben bu arkadaşlarımızın dahi anlık öfke sonucu bu davranışı gösterdiklerine inanıyorum lakin savcıların bunu yapıyor olmaları ürkütücü! Bak o zaman tırsıyorum! Devletimiz bu kadar ceberrut olmamalı!
Nesrin dedi ki…
Bilmiyorum ki...
Belki sanatla siyaseti birbirine karıştırmamak bir nebze çözüm olabilir.
Elbette bir Fazıl Say kolay yetişmiyor, sanatçı olsun olmasın bir insanın söylediklerinden ötürü yargılanması cezalandırılması zaten dünyanın en saçma şeyi de bir sanatçı bu kadar politik çıkışlar yapınca ister istemez o ortama ve oyunun kurallarına dahil oluyor.
VuslaT dedi ki…
SEVGİLİ BOLAT KİM NE DÜŞÜNÜR NEYE İNANI BENİ İLGİLENDİRMEZ, SAĞ GÖRÜŞ SOL GÖRÜŞ BENİ İLGİLENDİRMEZ, AMA İNSANIN İNSANA SAYGISI İLGİLENDİRİR. ŞİMDİ BAZILARINA TOLERANS TANIMAK İYİ AMA SİZ HİÇ MÜNİR NURETTİN SELÇUK'UN, YAŞANTISI BİRAZ DİĞERLERİNE GÖRE FARKLI OLAN ZEKİ MÜREN'DEN ÖRNEK VEREYİM ZEKİ MÜREN'İN YADA TÜRKAN ŞORAY'IN, HÜLYA KOÇYİĞİT'İN, BARIŞ MANÇO'NUN, TOPLUMUN BİR KISMINI MUTLU, BİR KISMINI RENCİDE EDİCİ SÖYLEMLERİNİ DUYDUNUZ MU?. ONLAR SANATÇI DEĞİL Mİ. SANATÇI HANGİ GÖRÜŞE SAHİP OLURSA OLSUN ÖNCE SEVGİ VE SAYGI DUYMAYI BİLECEK. O HERKESİN SANATÇISI OLDUĞU SÜRECE DEĞERDİR BENCE. NAZIM HİKMETİ VEYA NECİP FAZILI GÖRDÜNÜZ MÜ SADECE BENİM GÖRÜŞÜM İNANCIM İYİ DİĞERİ KÖTÜ SAKIN HA DİĞERİNE İNANMAYIN ONAYLAMAYIN DEDİKLERİNİ.ONLAR BENİM GÖRÜŞÜM ŞU ŞUNA İNANIYORUM BUNUN DAHA İYİ OLDUĞU KANAATİNDEYİM DİYEREK KENDİ İNANDIKLARI TARZDA YAZDILAR ÇİZDİLER. SAYGILI OLMAK SANATÇI OLABİLMEK KADAR ÖNEMLİ.. NEYSE ÇOK KONUŞTUM BEN KAÇTIM. SAYGI VE SEVGİLERİMLE...EĞER YORUMUM SENİ RAHATSIZ EDERSE YAYINLAMAYABİLİRSİN ARKADAŞIM. KIRILMAM SAYGI DUYARIM..
Blogger Bolat dedi ki…
Daha oraya çok youlumuz var :)) Başbakanın karadenizli damarını frenlemesi lazım yoksa ortaya diktatörlük gsöylemi gibi yanlış anlaşılmaya müsait durumlar ortaya çıkabiliyor :)) Ben de karadeniz tarafındanım bu çabuk sinirlenme olayı başıma çok iş açtı :) Şimdi İstanbulluyum rahatım :)))
Blogger Bolat dedi ki…
Sanatçı bizi anlamasın biz sanatçıyı anlamaya çalışalım Hocam :)) Sanatçı bize göre sanatçı bize göre sanat yaparsa vah halimize :))))
Blogger Bolat dedi ki…
Hepimiz kötü söz söyleyebilir hatalar içinde olabiliriz, peki bizler her hata yada kötü söz için hapis yatıyor olsak durum ne olurdu:) Diyelim ki bir başka dinden insana kafir dedin o insan seni mahkemeye verse halimiz nice olur :)) Nesrin bence sanatçılarımız üzerine kamuoyu veya siyasi baskı kurmamamız lazım, benzer şeyler düşünüyoruz.
Blogger Bolat dedi ki…
Efenim, ben şöyle düşünüyorum ki, bu Twitter denen zımbırtı o devirde olsaydı inanın bunlar olurdu! Bir çok olay iletişim kanallarında sansür edildiği için bugün Fazıl Say'ın düştüğü duruma düşmemiş olsa gerek sanatçılarımız :)) Saydığınız isimlerin hepsine sonsuz şükranlarımı sunarım ama Fazıl Say'a da aynı şekilde, böyle sanatçılar ender gelir onları bize göre arızalı yanları ile sevmeye çalışalım derim ben :)) Burada birbirimizi kırma için değil, paylaşım için varız. Herkes benim gibi düşünmek zorunda değil, isteyen Fazıl Say için istediğini söyler bu özğürlüğü sizin içinde savunurum :))) Ama benim herkesten ricam sanatçılarımız için farklı düşünenler için biraz hoş görülü olmak, söyledikleri bizi incitse de!
Blogger Bolat dedi ki…
Teşekkür ederim, her insan değerlidir tabii ki :) Saygı mevzusuna katılıyorum, bazen terimler karıştırılıyot sanki birimizin eleştiri dediğine öbürümüz saygısızlık diyor :)
Blogger Bolat dedi ki…
Evet sanatçılarımız hür olsun diye onlara değer vermeli, bizi kırdı diye elimizin tersi ile itmemeliyiz. O sanatçı başka bir siyasi fikre mensup olsa da ürünleri bu memkeletin yekünü içindir :) şimdi, Abdurrahim Karakoç Ülkücüydü diye "Sarı Şaçlı Mihribanı" dinlemeyecek miyiz :) Rahmetle anıyorum kendisini.
Blogger Bolat dedi ki…
Çatışa çatışa, dövüşe dövüşe öğreneceğiz bekli kafamız gözümüz yarılacak ama birlikte yaşamadan gayrı şansımızın olmadığını öğreneceğiz! Paylaşmayı seviyoruz, ne mutlu bana keyif aldınız ise :)
Blogger Bolat dedi ki…
Kesinlike iyi bir müzik adamı :) Aman hocam siz uymayın bize, özgür düşünsün çocuklarımız, yeterli üretsinler! Haklısınız başbakanın ve diğer siyasetçilerin ulsup konusunda biraz daha özenli davranması gerekir, en azından deneyebilirler :))
Blogger Bolat dedi ki…
Teşekkür ederim gönüllü sürgün, sen bilirsin gurbet nedir? O yüzden Fazıl'ı en çok sen anladın galiba :))
Blogger Bolat dedi ki…
Teşekkür ederim link için, gerçekten güzelmiş :) Bakın dün Abdurrahim Karakoç vefat etti, Allah rahmet etsin, o da bazı insanlarca Ülkücü, İslamcı diye aşağılanmıştı şimdi kendi pencerenizden bir bakın bu adil mi! Mihriban türküsü ile kaç nesil büyüyecek! Sanatçı bizim gibi düşünmüyor diye onu hedef tahtası yapmayalım, değer dediğiniz şey hakaretle küfürle aşınmaz merak etmeyin :) Nasıl ki ineğe tapıyorlar diye Hintliler, Kafir dediğimizde başka dinden insanlar inandıkları değerden vazgeçmezlerse bizim içinde durum aynı :) Değerlerimize sahip çıkalım güzel ama o değerleri başkalarını cezalandırmak için kullanmayalım. Fikri, zikri, tiyneti ne olursa olsun bu ülke için insanlık için çalışan herkesi bağrımıza basalım, dikenleri canımızı acıtsa da güllerden vazgeçmeyelim :) Fazıl Say büyük bir müzisyen onu kolay harcamayalım, vasata zorlamayalım :))
We are the Hippies dedi ki…
Neyzen zamanın Bukowskisiymiş arkadaş, ya da bildiğimiz bukowski neyzen çakması ^^

Sevgiler..
Yej!
http://hippilazman.blogspot.com
Benim tesettürlü olmam başka bir pencereden bakamayacağım anlamına gelmiyor sakın yanlış anlamayın a kişi yahut b kişi kim olursa olsun sözüm o ki ben değerler kadar özgürlükleride savunan bir tipim sadece saygı diyorum konunun özüde kaçmasın.. ;))Karşılıklı paslaşmadır ilişkiler ikilisi de toplumsalı da.Benim tek düşüncem var ,ne şiş yansın ne kebap düşüncede özgürlükten yanayım hele ki toplum için yüksek işler yapmış insanların bana bile düşmez eleştirisini yapmak sessizce takdir ederim.. ama özgür olucaz diyede saygısızlık ederek aşağılayarak farklılaştırarak ötekileştirerek bir başkalarını kendi kalıplarımıza sokmaya çalışmak yahut taraf toplamak ne denli saygı duymaktır özgürlüklere Bolat ağam Fazıl bey yahut değil muhafazkarlık adı altında bile birşeylerin dozu kaçtı mı eleştiriyorum haksızlık diğer kesimler diye....Birazda dile hakim mi olsak ne dedim bir ara kendime burada kestim=))
Shebbodesign dedi ki…
Çılgın Neyzen'in kedisi Sarı ve köpeğini bilmiyordum, hayatına dair bu detayları kaleminizden öğrenmek çok hoş...Blogunuzu takibe devam edeceğim :)
Blogger Bolat dedi ki…
Sorun yok o zaman :))
Blogger Bolat dedi ki…
Ben de tasarımlarınıza bayıldım :) ellerinize sağlık.
Blogger Bolat dedi ki…
Külliyatını tavsiye ederim :) bambaşka adam. Şair Eşref'i de es geçmeyelim bir gün onu da anlatayım :)
N.Narda dedi ki…
Yazmayacaktım ama duramadım (onca yorumu görünce korktum :))

Say'ın twitter'da "tam" olarak ne yazdığını bilmiyorum. Ama bir müslüman olarak beni inançlarımdan dolayı incitecek,hakir gören şeyler yazdıysa ben onu şahsen affetmem. Sanatçı kimliğinin arkasına saklanıp bunu yapmamalı. Ama yazdıkları eyleme dökülmemiş bir fikirdir ve hapismiş filanmış gibi cezalar elbette ki insanlık dışı, demokrasi dediğimiz nazlı güzelin ilkelerine aykırı. Yalnız gerçekten insanları tahrik edici,suça,nefrete itici şekilde mi yazmış? Bu önemsenmesi gereken bir boyut değil midir?Nasıl nazi sempatizanı koca koca yazarları edebiyat tarihi yazıp belirtiyorsa ve bu onların hanesinde bir leke gibi duruyorsa aynı şey bu ülkenin sanatçıları için de geçerli. Dediğim gibi "ne" yazdığını bilmiyorum o yüzden onun şahsında genel fikrimi söyledim. Benim ülkemde bir sanatçı, yahudilik için de vb. için de hakaret içeren şeyler söylememeli. Sanatçı ayıran olmamalı...
Blogger Bolat dedi ki…
En iyisi sanatçılarımızı günahları ile baş başa bırakalım :) Eğer büyük bir adalete inanıyorsak neden bu dünyada cezalandırılmasını istiyoruz.
N.Narda dedi ki…
Ben şahsen büyük bir adalete inanırım Bolat:)ama bu, inançlarımdan dolayı bana,daha doğrusu inançlarıma hakaret,küçük görme içeren şeylerle karşılaştığımda üzüntümü ve kırgınlığımı belirtmeyeceğim anlamına gelmez.

Cezalandırılmasını istemem fikirlerinden dolayı,daha geçen hafta bir kitap aldım;sırf yazdıklarından dolayı -ve ne kadar komik bahanelerle- kitapları toplatılan yerli ve yabancı onca yazarımızı anlatan.Evet,cezalandırılmasını istemem,eğer, bağlaca dikkat :)
eğer toplumsal dengeyi bozuyorsa kulağı çekilmeli diyorum ben. İsterse Beethoven olsun, insani değerlere saygısı yoksa yine dinlerim eserlerini, o bir Beethoven'dır ama gönlümdeki yeri hep kırık olur...
Blogger Bolat dedi ki…
Efem siz hakim olsaymışsınız halimiz yaman olurmuş :))Aman diyeyim iki kelamla bizim değerlerimiz aşınmaz aşınırsa zaten o değer olmaz :)
Sis dedi ki…
Şimdi öncelikle twitter nasıl bir sosyal medyadır onu bilmek lazım ( ki yazının yazarı zaten biliyor). Twitter bir serbest kürsüdür bence. Her konuda her fikri her insan beyan edebilir o ortamda. Eğer fikirleri ve söylemler hoşunuza gitmeyip sizi rahatsız ediyorsa izlemeyi bırakır hatta bloklarsınız ki o kişi ve söylemleri hayatınıza bir daha giremez. Orada Melih Gökçek gibi saygısızlığı devlet adamlığının bir parçası olarak gören kişi barınabiliyorsa Fazıl say haydi haydi barınır. Tabii amaç üzüm yemek değil de bağcıyı dövmek olunca twitterda yazılanlar gazetelerde sürmanşetten verilir ve altı başka anlamlarla doldurulur.
Hep savunduğum şeyi yine yazacağım. Özgürlükler herkese ve ayrım olmaksızın verilirse özgürlüktür. Benim özgürlüğüm başkasınınkinin başladığı yerde bitemez. Ve evet eğer Neyzen zamanında twitter olsaydı benzer şeyler yaşanırdı.
Blogger Bolat dedi ki…
Evet, çünkü biz acı çekmeyi seviyoruz :))istiyoruz ki herkes bizim gibi düşünsün istiyoruz ki bizim doğrularımıza evet densin. Özgürlük herkese lazım çok haklısınız :)
N.Narda dedi ki…
Hımm, hakimlikte gözüm yok Bolat, kulağı çekilmeli demem yanlış olmuş,onu fark ettim az önce,o da bir ceza gibi algılanabilir ki halkın gözünde şu an tartışılan bir sanatçı olması yeterince kötü zaten. Bir de benim ısrarla vurgulamak istediğim -belki de başaramadığım şey- inançlarımın hor görülmesine içerlemem(eğer öyle yapıldıysa)Değerlerime bir şey olmaz ama o değerleri kötüleyip benim o değerlerle yaşama alanımı kısıtlamaya yönelik bir hareket(eylem) söz konusu ise iş değişir.Yine de bunca yorum boşa oldu, zira hala Say'ın ne yazıp ne yazmadığını bilmiyorum.
Blogger Bolat dedi ki…
Hayyamdan alıntı olduğu olan bir twit ama boş verin siz onu bunu sanatçımızın "İstanbul senfonisi" ile müziğinin keyfine varın :))
http://www.youtube.com/watch?v=MFSm5_4afro
Ama bir dolu şey öğrendim ben bilmediğim
Elinize sağlık :)
O zaman ben de bir fıkra paylaşayım sizinle Neyzen Tevfikle ilgili
Yeşilaycı bir profesör ''içkinin zararları'' konulu bir konferans veriyormuş.Konuşmasının bir yerinde dinleyicilere sormuş: ''İki kovadan birine rakı diğerine su doldurup bunları bir eşeğin önüne koysak eşek hangisinden içer acaba?''
Dinleyiciler hep bir ağızdan suyu demişler.Neden suyu içer demiş profesör
Neyzen hemen atılmış 'eşekliğinden''
Blogger Bolat dedi ki…
Neyzen'dir ne söylese yeridir :) dönemin çoğu ünlüsünün yüzüne karşı küfrettiği vakıadır :)) ama o bünye iyi dayanmış 74 seneye:) Sara hastalığı var, alkol düşkünlüğü var, serserilik desen tavan yapmış :))) yine de başımızın tacıdır :)
evet çok sevilir kendisi benim tarafımdan da :))
böyle cesur ve ağzına geleni söylemekten çekinmeyen insanlara hep hayranımdır :)
Mutlu Eller dedi ki…
Bu yazıyı atlamak istemem, meyveler önüne geçti:))
Fazıl Say, çok sıkı takip ettiğim bir sanatçı değil. Benim için aslında Mehmet, Ahmet ya da Michael hiç fark etmez. (O`nun yaptığı sanata ayrıca saygım var, o ayrı)
İnsanların hala söyledikleri yüzünden yargılanmalarını aklım almıyor!Hoşgörülü olmak neden bu kadar zor! Kimse kimseye zorla fikrini kabul ettirmeye çalışmıyorsa bunda ne var!Bırak söylesin, incinmek istemiyorsan hiç üzerine alınmazsın, tanımazsın bile...
Yazdıklarının altına imzamı atarım Bolat. Böylesine değerli insanlar Türkiye`de nasıl da harcanıyor!
Geçen hafta Prag tarafından Alman bir çift konuğumuzdu. Bana Türkiye`den bir sanatçının Prag`da konseri var dediler. İsmini hatırlayamadılar önce ama biletlerinin tükendiğini duymuşlar. Sonrasında Fazıl Say olarak da hatırladılar...Sonra konuştuk, anlattım biraz Fazıl Say`ın başına gelenleri, şaşkınlıkla dinlediler.
İşte biz böyle yaparız adamı; başarılı mısın, hafif muhalif misin, dünyaca ünlü müsün...tamamdır, dava açılacak adamsındır; hayırlı olsun!
yorum dedi ki…
visiting..nice..
Unknown dedi ki…
Bloglar Listesi üyesi olduğunuz için, Blog Rehber tanıtım sayfanızı hazırladık.
Lütfen bir göz atarak; a) değişiklik isteklerinizi b) bulunduğu kategorisi yanlış ise c) olması gereken başka kategoriler var ise c) mevcut kategoriler uymuyor ise önerdiğiniz kategori adını bildirmeniz halinde talepleriniz yerine getirilecektir.

Ayrıca:

Bloglar Listesinde yer alan isimlerin bazıları, Blog Star Seçmelerinde önerilen blogların isimleri olduğundan ve listeye otomatik alındıklarından dolayı, şu soruyu da sormak gereği duyuyoruz:
Listeden ve/ya tanıtım sayfalarından kaldırılma talebiniz var ise onu da bildirin lütfen.

Tanıtım sayfanıza girmek için:
link: http://blogmuhtar.tk/ veya http://mahallemizinsakinleri.blogspot.com/
burada KİŞİSEL BLOGLAR bloglar sekmesinie girdiğinizde SEYAHATNAME BLOGLARI sekmesine geçerseniz listede blog adınız bulacaksınız.
Onaylarınızdan sonra, bu tanıtım sayfaları, ulaşım kolaylığı için, Bloglar listesine bağlanacaktır.

Bu noktadan sonra kategorileri tekrar değiştirmek zor olacağından özellikle kategorileriniz konusunda bize bilgi vermenizi rica ederiz. Tekrarlıyorum: Eğer mevcut kategorilerden başka bir kategori olması gerekiryorsa bunu da bildirin yeni bir kategori açalım.
Sayfa içeriğini, arzu ettiğiniz her zaman güncelleyebilir ve değiştirebilirsiniz..

Şimdiden teşekkürler

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hadımköy, İstanbul'un en tuhaf köyü

Vatoz Balığı Yaptım Evde İsyan Çıktı

Blog Yazarının Eşek İstavriti, Azman İstavritle İmtihanı