İstanbul’a bak ey okur!


"Elini teninde dolaştır ey okur, hassas parmak uçlarını göz kenarlarında, alnında gezdir, diğer elinin üzerini sıvazla. En ufak pütürleri, yara izlerini, kırışıklıkları, şişmiş damarları hisseden sinir uçların bedeninde dolaştıkça zamanın sende bıraktığı izleri bulacaksın. Oturduğun koltuğun kumaşında, ceketinin dirseklerinde, evinin duvarlarında da onun bıraktığı işaretleri göreceksin. Zaman, şeyleri hırpalayıp yıpratmaya devam ederken, bedenin giysin, kullandığın eşya, oturduğun ev, yaşadığın şehir de amansız saldırıdan nasibini alacak!
          Şehrin sokaklarına çık ey okur, ama bir yerlere yetişme telaşı olmadan. Yaşadığın şehri dinle, seyret ona temas et. Onu tanımaya çalış… İstanbul’a bak ey okur. Zamanın taze yaralar açıp eski izleri kapattığı; yeni tüneller, çukurlar kazıp eski dehlizleri, sarnıçları doldurduğu; her geçen gün kılık değiştiren, eskinin üzerine betonlar örten, zamanın aralıksız darbeleriyle durmadan biçim değiştiren şu şehre bir bak... Şehir senin anılarında derin izler bırakacak.”
          Yukarıdaki paragrafı Tuncer Erdem’in “İstanbul Zamanın Suya İzi” adlı eserinden alıntılıyorum. Kitap, şair ve çizer Tuncer Erdem’in şiir kitabının sunuş kısmı şahane, şiirlerini de İstanbul ve İstanbul mekânları üzerini yazmış. YKY'den çıkmış olan bu kitabı İstanbulseverlere tavsiye ederim, çok sıkı şiirler var.

Yorumlar

Zeugma dedi ki…
Ne güzel betimlemeler..
Sunuş kısmı şahane olduğuna göre, bu demektir ki gerisi de öyle...
Teşekkürler tanıtım için...
Blogger Bolat dedi ki…
Kitap şiir kitabı olarak İstanbul kitaplığımda yerini almıştır. Evet mekanlara anıtlara yazılmış şiirler de güzel ayrıca ilustrasyonlarda Tuncer Erdem'e ait:)
Unknown dedi ki…
Bir sonraki İstanbul seyahatimizde inşallah...
Mutlu Eller dedi ki…
Siir okuma istegi olmamasina ragmen beni bile etkiledi diyebilirim.
... dedi ki…
bir yerlere yetişme telaşı olmadan sokağa çıkmak.. 20 senedir oturduğum yerde bile bunu yaptığımda farklı geliyo. sık sık yapmalı..

bolat senin istanbul kitabını da görücek miyiiiiz:D
Blogger Bolat dedi ki…
Pişman olmayacaksınız efem :) selamlar:)
Blogger Bolat dedi ki…
Ben bu kitabı Taksimdeki YKY kitabevinden aldım, çizimleri ve konusunu İstanbul olması beni cezbetti ama şiirler de güzel :)
Blogger Bolat dedi ki…
Joy, nerdeee diye başlasam ama sanırım bu blogdan bir kitap çıkar üzerine biraz çalışılsa diyorum :))
siyah kuğu dedi ki…
Ben de şaşırdım bir an
bak sen bizim İstanbullunun içinde bir şair varmış diye düşünmüştüm:)))
Blogger Bolat dedi ki…
Yok efem, şiir yazmak gibi bir yeteneğimiz olmadı hiç:)
siyah kuğu dedi ki…
Onu da bize bırak, bütün yetenekleri sen mi toplayacaksın:))
Adsız dedi ki…
bolat istanbulu hissetmek onu yaşamak galiba içinde yaşayanlardan çok dışardan gelenlerin yapabildiği bişey..
öyle çok özledim ki mesela kabataş sahile gidip boş boş denize bakmayı kulagımda müzik eşliğinde insanların o koşturmacalarını seyretmeyi..
Blogger Bolat dedi ki…
Umay, biz hep burdayız bekleriz, bazen biz bile özlüyoruz, neresi Estambul belli değil :) bu arada su akar Türk bakar postu kabataş sahilindeyken yazıldı :)
Adsız dedi ki…
yapma bunu yapma bunuuuu:)
Lulu's life dedi ki…
Ben cok siki bir siirci degilim ama inan bu alinti yaziyi okurken aynen soylediklerini yerine getirdim.. keyifli bir an'di !! Cok sevdim o hissi.. Tesekkurler Bolat'cim ;)
Nini Nileud dedi ki…
Gerçekten çok etkileyici, hele ki "En ufak pütürleri, yara izlerini, kırışıklıkları, şişmiş damarları hisseden sinir uçların bedeninde dolaştıkça..."
bu nasıl bir ifade? İnsan imreniyor!

Fırsatım olunca edineceğim ve hepsini içime çekeceğim,
teşekkürler
Uyuşuk Hayalperest dedi ki…
Ne güzel yazmış.. Teşekkürler. :)
Adsız dedi ki…
Demek bir kitaptan alinti,merak ettm o kitabi...merak ettirdigin icin sagol:)
Adsız dedi ki…
Sadece üstte alıntıladığınız kısım bile kitabı almak için harikulade bir neden. Hele ki İstanbul'lu olup da bu kitaba karşı meraklanmamak mümkün değil. En kısa zamanda alıp okuyacağım eseri. Çok çok iyi bir tavsiye oldu benim için.

Teşekkürler.:)
Elif Ayvaz dedi ki…
Okumak lazım.
okuyan dedi ki…
Çok beğendim. Bilgilendirdiğin için teşekkürler^-^
Blogger Bolat dedi ki…
Lulu, gerçekten güzel bir giriş yazısı keşke yazara saygısızlık olmasa da hepsini alabilseydik :)
Blogger Bolat dedi ki…
Kesinlikle imrendirici giriş :) sen şiire de yatkınsın nasılsa çok seveceksin sanki :)
Blogger Bolat dedi ki…
Yazara teşekkür ediyoruz :)
Blogger Bolat dedi ki…
Rica ederim, hoş geldiniz :)
Blogger Bolat dedi ki…
Hoş geldiniz, kitap YKY'den çıktı haberiniz olsun :)
Blogger Bolat dedi ki…
Kesinlikle Elif :)
Blogger Bolat dedi ki…
Rica ederim :)
pembelideniz dedi ki…
Benim de hep hep okuduğum takip ettiğim bir İstanbul yazarım var biliyor musun?
Önümüzde ki günlerde özel bir röportaj yapacağım kendisiyle.
http://www.muammererkul.com/kitaplar-mainmenu-26/70-sen-stanbul-olsaydn.html

Alınacak kitaplar listemin ilk sırasına yazdım.
En kısa zamanda almak, okumak sözü ile :)

Sevgiler
Mutlu Eller dedi ki…
Bence kesinlikle bu konuyu atlama Bolat, bu blogtan kitap cikar, hem de en Istanbul olanindan:)
Hayal Kahvem dedi ki…
Selam Bolat,

Şahane bir kitapmış sahiden. Bayıldım ama.. Bak ne diyeceğim?

"“Sınırları son derece belirgin bir dünyanın bile tamamını görmek için bir hayat süresi yetmezken, ucu bucağı belirsiz, sınırları sonsuza dek uzanıyormuş hissi veren sanat dünyalarını nasıl sığdıracağız bir ömre? Okuyamadığımız kaç kitap, seyredemediğimiz kaç film, bakamadığımız kaç resim, kaç fotoğraf kalacak geride?”
(tersninja'dan)

Yaa, işte böyleyken böyle:)
çeşnici Handan dedi ki…
Paylaşım için teşekkürler.
temerrüt dedi ki…
tam 13 yıl
yazıyla (on üç)
oldu
İstanbul'u görmeyeli.
okudum
ve uzaktan uzaktan bir kez daha hayran kaldım
:)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hadımköy, İstanbul'un en tuhaf köyü

Vatoz Balığı Yaptım Evde İsyan Çıktı

Kavat ya da Gavat Kelimesinin Kökeni, Etimolojisi