İstanbul Depremi Tsunami Etkisi Tarihi Depremler
Olası İstanbul Depremi ve Tsunami Riski
Gökdelen Tarlası İstanbul / kaynak Fotokritik |
Çanakkale Ayvacık açıklarında denizdeki fokurtu videosunu izleyince beklenen İstanbul depremi ile ilgili kapsamlı bir blog yazısı yazmayı kendime görev edindim. Bu blog yazısı tam 3 günümü aldı. Aman çok uzun okumam diyenler varsa üzülürüm. Maksat yaklaşan İstanbul depremi ile ilgili daha çok bilgi sahibi olmak! İstanbul için şehirlerin anası diyebiliriz. Yeryüzünde
kaç şehir var ki bu kadar farklı medeniyeti bir arada görsün. İstanbul’u
seviyoruz fakat bu devasa şehir bazı yüksek riskleri de barındırıyor. Nedir bu
riskler? En önemli riskine değineceğim.
Bu risk depremdir. Olası İstanbul depremi hepimizin yüreğini ağzına getiriyor. Türkiye’deki
her 6.4 üzerindeki depremde olası İstanbul depremi gündeme geliyor sonra
unutuyoruz ya da unutmuş gibi yapıyoruz. Hiç birimiz o ihtimalle yaşamak
istemiyor bir an önce olası İstanbul depremini kafamızdan atmak istiyoruz. Haksız da sayılmayız. İhtimal korkunç sonuçlar doğurabilir bir gerçeğe dönüşebilir.
Deprem, Zelzele Kelimesinin Kökeni ve Etimolojisi
Siyah Alanlar İstanbul'da Tsunamiyi Yaşayacak Yerler |
Peki deprem nedir? Eski Türkçe’de buna zelzele denirdi.
Deprem: Türk Dil Kurumu Sözlüğü’ne göre Türkçe bir isimdir, coğrafya biliminde
deprem yer kabuğunun derin katmanlarının kırılıp yer değiştirmesi veya
yanardağların püskürme durumuna geçmesi yüzünden oluşan sarsıntı, yer
sarsıntısı, hareket, zelzele demektir. Deprem adı üzerinde olduğu gibi tepmek,
depmek, tekme atmak gibi “tep-mek, dep-mek” kökünden türemiştir. Kelimesinin Arapçası “arz
zalzala” Osmanlıca söylenişi ile Zelzele. Kelimenin orijinali “ar zalzala” Arz-yani
yerküre, zalzala ise sarsılma, sallanma
demektir. Arz Zalzala yerin sarsılması ya da arzın sallanması demektir.
Şimdi, İstanbul için tehlike sadece zezele, deprem
değildir. Bir de Japon işi tsunami tehlikemiz vardır. Elbette ki tsunami Japonların
icadı değil. Kelime olarak japon işidir. Tsunami Japonca kökenli bir kelime
olup Türkçe’ye Japonca’dan girmiştir. Japonca kelime anlamıyla “tsu” liman
“nami” ise dalga demektir. Kısaca tsunami liman dalgası demektir ama ne dalga!
Allah korusun!
Muhtemel İstanbul Depremi Türkiye'nin Beka Meselesidir
Muhtemel, olası İstanbul depremi ile birlikte yaşamak zorunda mıyız? Evet, yaşamak zorundayız! Peki, ne yapabiliriz? Öncelikle Türk bilim dünyası olası İstanbul depremini ve tsunami etkisini çok iyi araştırıp analiz etmeli. Olası İstanbul depreminin İstanbullulara ve Türkiye’ye etkisini araştıracak bilimsel çalışmalar yapılmalı. Bu çalışmalara olası İstanbul depremini önceden haber alma ve muhtemel etkilerini ve bu etkilerden korunma yolları da dahil edilmelidir. Üniversitelerimizde çok farklı bilim dallarından bilim insanları ile doğal afetleri araştırmalıdır. Deprem tecrübesi yüksek devletlerden, milletlerden, coğrafyalardan bilgi transferi yapılmalıdır. Zira olası İstanbul depreminin çok ağır hasarla geçmesi Türkiye Cumhuriyetinin bekası meselesidir. Bilim insanlarımız, ülkemizi doğal afetler konusunda, geleceğe taşımak amacıyla ulusal ve uluslararası düzeyde seminer, konferans, kongre, sempozyum gibi çeşitli bilimsel toplantılar ve eğitim programları düzenlemelidir. Medya kuruluşlarımız bu toplantıları halkımıza bilgilendirme ve uyarı anlamında yansıtmalı ve millet olarak muhtemel İstanbul depremine, olası İstanbul depremine topyekun hazırlanmalıyız. Tıpkı japonlar gibi bu tehlike ile birlikte yaşamayı öğrenmeliyiz!
Bu arada AFAD adlı kuruluşumuzun dünyayı kıskandıracak şekilde bir doğal afetlerle ilgili yapılandığını ve deneyim kazandığını görmek hepimizi sevindiriyor. Bu kuruluşun kuruluşunda ve gelişiminde emeği geçen herkese teşekkürü borç biliyorum.
İstanbul Depremine İstanbul Sadece 1 Yanık Hastanesi ile mi Hazırlanıyor?
Blogger Bolat insanı olarak naçizane bireysel
deneyimlerimle olası İstanbul depremi öncesinde şunları tavsiye edebilirim:
Öncelikle İstanbullular olarak olası İstanbul depremine hazırlıklı değiliz. "Saldım çayıra mevlam kayıra" misali kaderci davranıyoruz. Birey olarak evimizde bir deprem tatbikatı yaptık mı? Aile olarak! Hadi aile olarak olmadı Apartman olarak bir tatbikat yaptık mı? Büyük ihtimalle hayır! İlla başımıza geldiğinde mi harekete geçmeliyiz! Okullarımızda
yeterince bilinçlendirme olmadığı için bu bilinçsizlik hali geleceğe doğru
devam ediyoruz! Yani deprem konusundaki bilincimiz “Nato kafa nato mermer!”
seviyesindedir.
Koca İstanbul olası İstanbul depremi yüksek riski ile yaşamasına rağmen İstanbul’da sadece 1 tane yanık hastanesi vardır o da Kartal'da! Bu kötü tecrübemi kızım çay yüzünden kendini yakınca öğrendik, gece boyunca hastane hastane dolaşınca bu gerçekle karşılaştık daha normal yanık vakalarına dahi yetişmeyen Kartal yanık hastanesinin muhtemel İstanbul depreminde oluşacak yangınlar ve yanık hastalarına cevap verebilmesi mümkün değil! Vermedi de Beylikdüzü'nden 3 hastane dolaşıp Bağcılar Araştırma Hastanesi'ne gittik! Çünkü Kartal'daki Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yer yoktu. 2. günde Kartal'a değil Gebze Darıca Farabi Hastanesi'nde soluğu aldık.
İstanbul ilinin Kartal'daki tek yanık hastanesinin adı ne midir?
Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Koca İstanbul olası İstanbul depremi yüksek riski ile yaşamasına rağmen İstanbul’da sadece 1 tane yanık hastanesi vardır o da Kartal'da! Bu kötü tecrübemi kızım çay yüzünden kendini yakınca öğrendik, gece boyunca hastane hastane dolaşınca bu gerçekle karşılaştık daha normal yanık vakalarına dahi yetişmeyen Kartal yanık hastanesinin muhtemel İstanbul depreminde oluşacak yangınlar ve yanık hastalarına cevap verebilmesi mümkün değil! Vermedi de Beylikdüzü'nden 3 hastane dolaşıp Bağcılar Araştırma Hastanesi'ne gittik! Çünkü Kartal'daki Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yer yoktu. 2. günde Kartal'a değil Gebze Darıca Farabi Hastanesi'nde soluğu aldık.
İstanbul ilinin Kartal'daki tek yanık hastanesinin adı ne midir?
Kartal Dr. Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Yanık Uzmanlarımız Neden Estetik Cerrah, Plastik Cerrah Olmaya Başladı?
Tarihteki Büyük İstanbul Depremleri |
Diyelim ki İstanbul depremi bir gün gerçek oldu!
Yüz binlerce evde yangın çıkması son derece muhtemel hatta bu benim tespitim
değil bilim insanları da bunu söylüyor. Deprem etkisine yangınlar eklenecek diyor bilim insanları! Yüz binlerce yanık vakıasına hastanede
olmasa bile sahrada yani sahada müdahale edecekler kimler? Öncelikle yanık
uzmanı doktorlar! Peki, yeterince yanık uzmanımız var mı? Yok! Yanık uzmanı sağlık çalışanları konusunda hükumetler hassas olmalı!
Öyle anlaşılıyor ki sağlık sistemimizde uygulanan performans sisteminin yan etkileri en çok yanık uzmanlarını etkilemiş. Bunu bana bizzat eski yanıkçı yeni plastik cerrah açıkladı. Olayı şöyle anlatayım: Kızım 1 çay bardağı çayı üstüne devirince İstanbul'da hastane hastane dolaştık! 1 gün boyunca yanık hastanesi bulamadık! Sonunda soluğu Bağcılar Devlet Hastanesi'nde almak zorunda acilde kaldık! Bunu hastane bana bir doktor anlattı kendisi eskiden yanık uzmanıymış ama hasta sirkülasyonu olmadığı yani daha yüksek maaş almak için yanık uzmanlığından, plastik cerrahiye geçmiş! Bu doktorlarımızın en doğal hakkı! Kim 5 yıl lisans eğitimi sonra uzmanlık eğitimi alıp 8 senenin sonunda meslektaşlarından daha az para almak ister! Bağcılardaki eski yanıkçı yeni estetik cerrah olan doktorumuz böyle giderse kimse yanık uzmanı olmak istemez diyerek konuyu en iyi şekilde ifade etti! Yetkililerin dikkatine diyorum başka ne diyebilirim ki!
Yanık Uzmanı Doktorlarımızın Özlük Hakları Sorunları
Öyle anlaşılıyor ki sağlık sistemimizde uygulanan performans sisteminin yan etkileri en çok yanık uzmanlarını etkilemiş. Bunu bana bizzat eski yanıkçı yeni plastik cerrah açıkladı. Olayı şöyle anlatayım: Kızım 1 çay bardağı çayı üstüne devirince İstanbul'da hastane hastane dolaştık! 1 gün boyunca yanık hastanesi bulamadık! Sonunda soluğu Bağcılar Devlet Hastanesi'nde almak zorunda acilde kaldık! Bunu hastane bana bir doktor anlattı kendisi eskiden yanık uzmanıymış ama hasta sirkülasyonu olmadığı yani daha yüksek maaş almak için yanık uzmanlığından, plastik cerrahiye geçmiş! Bu doktorlarımızın en doğal hakkı! Kim 5 yıl lisans eğitimi sonra uzmanlık eğitimi alıp 8 senenin sonunda meslektaşlarından daha az para almak ister! Bağcılardaki eski yanıkçı yeni estetik cerrah olan doktorumuz böyle giderse kimse yanık uzmanı olmak istemez diyerek konuyu en iyi şekilde ifade etti! Yetkililerin dikkatine diyorum başka ne diyebilirim ki!
İstanbul Depreminin Tsunami Etkisi ve Dalga Boyu Ne Olacak?
Yani dostlar marmara denizinin içinde bir canavar uyuyor. Geçmiş yıllarda da böyle olmalı ki bu deniz çukuru oluşmuş olsun değil mi!
Kapalı Deniz Marmara ve Tsunami Çalkalama Etkisi
Depremde Adaların Durumu Sıkıntılı |
İstanbul’a sürekli yeni binalar dikiyoruz bunların olası İstanbul depremini
tetikleme ihtimali var mı? Bilim insanları var diyor! İstanbul depremlerinin
tarihine baktığımızda üzerinde oturduğumuz yer kabuğu yapılarının Marmara
Bölgesi’nde her 100 yılda bir büyük deprem ürettiğini görebiliyoruz. 17 Ağustos
1999 depremi bu yüzyıl içindeki depremlere sayılır mı? Sayılabiir! 1999 depreminde oluşan 2.9 metrelik tsunami Gölcük'ü ne hale getirdi, hatırlayın! Bilimsel veriler
gösteriyor ki Marmara Bölgesi’nde deprem kaynaklı tsunami olma olasılığı her
yüz yıl da bir. Marmara denizinin kapalı bir deniz olduğunu düşündüğümüzde
tsunami etkisinin çalkalanma etkisi de büyük olacak. Peki, kıyıya bu kadar bina
yığıyoruz onlar ne olucak? Örneğin Bakırköy sahiline dikilen binaların durumu
ne olacak? Bakırköy sahilleri zaten kumul üstünde çürük zemin üzerine oturuyor!
Tsunami etkisi en çok Kartal, Maltepe, Zeytinburnu, Bakırköy, Avcılar, Küçükçekmece, Beylikdüzü ve Büyükçekmece sahillerini
etkileyecek! 22 Mayıs 1766 depremi İzmit, Bursa, İstanbul ve Trakya'yı derinden sarsmış ve İstanbul büyük zarar görmüştür. Yedikule bu depremde en büyük zararı görmüştür.
Tsunami sadece deniz kıyısında mı olur? Hayır, sulak alan olan her yerde tsunami riski vardır. Bakınız 1598 Amasya depremi sonrasında Yeşilırmak şehri basmış ve canları, malları yok etmiştir.
İstanbul Depremi Sonrası Tsunaminin İpuçları Neler Olabilir?
İstanbul’un tsunami yaşayabileceği ortada ise depremden
sonra hala aklımız başımızda ise tsunaminin geleceğini nasıl anlayacağız? Öncelikle
şunu belirtelim 6’nın üzerindeki depremler yani 7.4 gibi bir deprem tsunami
riski demek! Tsunamiyi bize devlet duyuracak ancak deprem sırasında bir çok
kaos olacağından açıklama yapılsa dahi siz duyamaya bilirsiniz. İşte o nedenle
İstanbul depreminden sonra tsunamiden kaçabilmek için tsunami belirtilerini
burada yazmak istiyorum. Bilim insanları derki: Tusunaminin İstanbul
sahillerine gelmesi yaklaşık 10 dakika bu süre içinde sahilleri terk etmemiz
gerekiyor.
Tsunami öncesi deniz geri çekilebilir, denizden tuhaf kokular gelebilir, deniz suyu üzerinde çokça kabarcıklar görülebilir, deniz suyu ısınabilir, denizde iseniz bu su cildinizi yakabilir, deniz suyu renk değiştirebilir, denizden ıslık gibi, helikopter gibi uçak sesi gibi sesler duyabilirsiniz. Eğer Dalga yaklaşırken dalganın üst kısmında bir kızıllık görürseniz derhal kıyıları terk etmemiz gerekecek. Bu tsunami etkisi yaklaşık ne kadar sürecek. Bilim insanları bu etkinin bir buçuk ile iki saat olabileceğini belirtiyorlar. Dalga boyu 6.5 metre ile 2.5 metre civarında olacağı için bu dalga boyunun etkisi ve kuvveti çok yıkıcı olacak!
İstanbul'daki Tsunaminin Belirtileri Neler Olacak?
Tsunami öncesi deniz geri çekilebilir, denizden tuhaf kokular gelebilir, deniz suyu üzerinde çokça kabarcıklar görülebilir, deniz suyu ısınabilir, denizde iseniz bu su cildinizi yakabilir, deniz suyu renk değiştirebilir, denizden ıslık gibi, helikopter gibi uçak sesi gibi sesler duyabilirsiniz. Eğer Dalga yaklaşırken dalganın üst kısmında bir kızıllık görürseniz derhal kıyıları terk etmemiz gerekecek. Bu tsunami etkisi yaklaşık ne kadar sürecek. Bilim insanları bu etkinin bir buçuk ile iki saat olabileceğini belirtiyorlar. Dalga boyu 6.5 metre ile 2.5 metre civarında olacağı için bu dalga boyunun etkisi ve kuvveti çok yıkıcı olacak!
Tarihteki İstanbul Depremleri ve İstanbul'a Etkileri
17 Ağustos 1999 Marmara Depremi
Kötü anılarımızda yaşayan 1999 Marmara depremini hatırlayalım. Ben o tarihte Sarıyer'de 5 katlı bir binada oturuyordum. Deprem sırasında sandım ki bir araç bizim apartmana daldı! Dışarı çıkarken arkamdan bir ses duydum ev sahibimin liseye giden kızıydı. Ben 4. kattaydım o 5. katta apartmanın koridorunda kilitlenmiş kalmıştı. Sırtımda dışarı çıkarmıştım. Annesi babası ve ağabeyi arkalarına bakmadan aşağıya inmişlerdir. Tarihler 17 Ağustos 1999 yer sarsılmaya başladı olan oldu resmi rakamlara göre 17.480 kişi öldü. 23.781 kişi yaralandı. 1999 Marmara Depreminden tam 85.211 ev, 42.902 iş yeri yıkıldı. Ne çabuk unuttuk o kötü günleri değil mi? Bireyler, aileler, apartmanlar, muhtarlıklar, belediyeler, valilikler ve merkezi yönetim depreme o kadar hazırlıksız ki! İstanbullunun depremde toplanacak yeri kalmadı. Geçen gün Şişli de depremde toplanma yeri olarak bir tabela gördüm yolu gösteriyordu! Şaka gibi! Belediyeler borç batağında vatandaşa hizmeti bırakın memurun parasını bile ödemekte güçlük çekiyor! Marmara depremi sonrasında yapılan deprem konteynarları içindekilerle birlikte çürüyor!
17 Ağustos 1999 Marmara Depreminden geriye tek gerçekçi çalışma halen devam eden deprem vergileridir. Bak yukarıda Allah var bunu belirtelim o vergileri baya iyi topluyorlar! Ve hepsini de deprem için kullanıyorlardır, e tabi, yerseniz!
10 Temmuz 1894 Tarihi İstanbul Depremi
O zamanlar Osmanlı Devleti tahtında Padişah Sultan II. Abdülhamit vardır! 1894'deki bu deprem öğle saatlerinde meydana gelmiştir. Üç büyük patlama ve üç büyük sarsıntı ile İstanbullular cehennem korkusunu yaşamışlardır! Her 3 sarsıntı 17 saniye civarında sürmüştür! Depremin hızı saniyede 3 kilometre olarak tahmin edilmiştir. Bu depremin ardından Padişah II. Abdülamit bir bilimsel rapor hazırlanması için Atina Rasathane Müdürü Eserinisti efendi ile İstanbul Rasathane Müdürü Kumbari efendiye rapor hazırlatmıştır. İşte buradaki bilgiler bu rapordan alıntıdır.
Devrin padişahı Sultan II. Adülhamit! İstanbul’da deprem oluyordu. Şehir zangır zangır titriyor, mağmanın homurtuları insanların aklını başından alıyordu. O zamanlar şehri İstanbul’umuzun Konstantinopolis’in nüfusu 160.000 kişi olarak sayılmıştır. İşte bu nüfustan 15.000 kişi hayatını kaybediyor, 25.000 kişide yaralanıyordu! Deprem zengin fakir, güzel çirkin tanımıyor.
O deprem gününden iki gün kırlangıç kuşları yuvalarından topluca çıkarak İstanbul semelarında feveran etmişler sürekli çığlık atarak uçmuşlar ve 2 gün yuvalarına dönmemişler, telgraf direklerinde tünemişlerdir. Şehirde kümes hayvanları 2 gün sürekli gürültü çıkararak huzursuzluklarını belli etmişlerdir. Konu ile ilgili yapılan bir araştırmada bu şöyle ifade edilir:
"Bu 'alamet-i şedid tezelzüliitdan evvel arzın hafifce sallanmasından niişi olmağla insan hareket-i 'arzı evvelden keşf edemediği halde kendisinden daha mütehassis olan hayvanlar anı his ederler."
Yine Yeniköy'de denize giren 2 kadının denizin ısındığını mahallelerinde paylaştıkları yazıldır. Deprem sırasında İstanbul'un dalgalı deniz gibi olduğu yine bu rapora yansımıştır.
İstanbul Depremlerinden En Çok Etkilenen İlçeler
Bunları Padişahın emri ile hazırlatılan deprem raporundan öğreniyoruz. Depremde en çok etkilenen yerler Heybeliada, kınalıada ve bugünkü İstanbul açıkları diyebileceğimiz kıyı bölgeleri, Zeytinburnu, Bakırköy, Avcılar, Küçükçekmece, Beylikdüzü ilçelerinin olduğu bölgelerdir. En az etkilenen yerler Boğaziçi ve Beyoğlu'nun arka tarafları. Deprem İstanbul dışında, Yanya, Bükreş, Girit, Yunanistan, Konya ve Anadolu'nun büyük bir kesiminde hissedilmiştir. Depremde ölü ve yaralı sayısının daha fazla olması ihtimali yüksektir. Çünkü o dönemde önemli yerleşim yeri olan Yalova'da ölü ve yaralı sayısı bilinmiyor. 1894 İstanbul depreminde de oluşmuş olan tsunami İstanbul'da etkili olmuştur tarihi kaynaklarda deprem öncesi deniz sularının 50 metreye kadar geri çekildiği yazılıdır. Olası İstanbul depreminin gece olması durumunda kıyılarda az insan olacağından can kaybı riski daha düşün gündüz ise insanlar kıyılarda olduğu için can kaybı riski daha yüksek olacak!
22 Mayıs 1766 Tarihi İstanbul Depremi Büyük Kıyamet
Daha 1509’un yaraları tam iyileşmemişken 22 Mayıs
1766'da İstanbul’da büyük bir deprem daha meydana geldi. Deprem öncesinde İstanbul’da enteresan olaylar
meydana gelmiş ve 22 Mayıs’ta büyük kıyamet dediğimiz deprem korkunç gürültüler
ve yer sarsıntılarıyla kendini göstermiştir. Depremin artçı sarsıntıları
aylarca sürmüştür. Halk uzun süre çadırlarda yaşamak zorunda kalmıştır. Osmanlı
tahtında o günlerde Sultan III. Mustafa vardır. Padişah korkup şehri terk etmiştir.
Bu depremde Birçok cami, han, saray yıkılmış veya hasar görmüştür. Şehrin su
şebekesi zarara uğramıştır. Fatih Cami bu depremde büyük hasar görmüştür.
Tarihi 1509 İstanbul Depremi Küçük Kıyamet
II. Beyazıt dönemi. Tarihteki depremler incelendiğinde 22 Ağustos1509 İstanbul depremini İstanbullular küçük kıyamet diye adlandırır. Çünkü yıkıcı deprem sonrası depremin tsunami oluşturduğu biliniyor. 1509 depremi Küçük Kıyamettir çünkü İstanbul tam 45 gün boyunca beşik gibi sallanmıştır. 1509 Depremi Küçük Kıyamettir çünkü 100.000 İstanbullunun evi yıkılmıştır ve 4000 veya 5000 İstanbullu bu depremde hayatını kaybetmiştir.
Bu depremde İstanbul surları, Galata mahzenleri,
Galata Kulesi, Kız Kulesi, Rumeli ve Anadolu hisarları fenerleri, Çekmece
köprüleri ve Silivri Kalesi gibi önemli eserler zarar görmüştür.
1509 depreminde insanlar sokakta yatmıştır! Ama bugün bu nüfusla sokakta yatmak mümkün mü! Mazallah! O günlerde Türk devleti bugünden daha ileri seviyede bilgi sahibidir deprem için. Bakınız o devirde bilim insanları toplanıyorlar. Mimar Hayreddin'in önerisi ile İstanbul'a zelzele kuyuları açıyorlar! Neden mi? Amaçları yerin dibindeki basıncı azaltabilmek! En azından o yıllarda ileri sayılabilecek bir bilimsel düşünce! Kaderci değiller yani!
Padişah II. Beyazıt Topkapı Sarayı'nın bahçesine kurdurduğu çadırda 15 gün yaşamıştır. Bu depremde tsunami dalgalarının İstanbul surlarını aştığı ve dalganın İstanbul surlarının aşarak şehrin içine doğru yükseldiği biliniyor bu da dalga boyunun 6 metre olduğunu gösteriyor.
Yine büyük bir deprem ve yine II. Beyazıt dönemi. Bu depremde Osmanlı hanedan ailesinden 3 kişi de hayatını kaybediyordu. Vakanüvistlerin yazdıklarına göre zamanın Veziriazamı Mustafa Paşa ve onun emrindeki 360 özel süvari birliği atlarıyla birlikte fay hattının açtığı derin bir çukura düşüp canlı canlı toprağa gömülüyordu. Bu depremde 5.000 kişinin hayatını kaybettiği sanılıyor.
Muhtemel İstanbul Depremine Tarih Verilebiliyor mu?
Tarihi İstanbul Depremlerinden Görüntüler |
Deprem Tsunami Etkisi ve İnsani Travmalar
Tsunami sadece dalga boyu ile mi tehlikelidir. Hayır,
suları kirletir bu kirli suları için insanlar hastalık nedeniyle hayatını
kaybeder. Tsunami vurduğu bölgelerdeki doğal alanları o bölgedeki canlı
hayatını yok eder, tahrip eder. Bu yüzden tsunaminin yıkıcılığını sadece dalga
boyu ile ifade edersek yanılırız. İstanbul’da oluşabilecek Şiddetli bir deprem
ve tsunami bazı kişilerde psikolojik travmalara yol açabilir. Bu konuda da çalışmalar
yapılmalıdır.
Rahmetli hocamız Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara'yı buradan analım! Çünkü kendisi sorumlu bir bilim insanı olarak ülkemizi şehir şehir dolaşarak o güler yüzü ile depremi anlatmıştır.
Blogger Bolat bu blog yazısını muhtemel İstanbul depremine daha bilinçli olalım diye yazmıştır.
Rahmetli hocamız Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara'yı buradan analım! Çünkü kendisi sorumlu bir bilim insanı olarak ülkemizi şehir şehir dolaşarak o güler yüzü ile depremi anlatmıştır.
Blogger Bolat bu blog yazısını muhtemel İstanbul depremine daha bilinçli olalım diye yazmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder