Romanlar Çingeneler Kökenleri Tarihi Gelişimleri
Osmanlı Devleti Döneminde Çingeneler İzmir |
Küçükçekmece Gölü’nün kıyısında bulunan viyadükten
geçerken aşağıda iğreti çadırlarda yaşayan Çingeneler’i sanırım birçok
İstanbullu görmüştür. Minik çadırlarında maruz kaldıkları soğuk ve sıcağı
oradan geçerken hisseder empati kurarım. Çingeneler insanlık ailesinin ayrılmaz
bir parçasıdırlar. En gerçek ve doğru manasıyla Çingeneler göçebe zanaatçı
ataların çocuklarıdır. Bana göre dünyada özgün kalabilmiş yegâne millettir. Anadolu’da
çerçicilik, bohçacılık, kalaycılık gibi meslekler yaparak ayakta kalan bu
toplum, büyük şehirlerde sanat camiasında yer alarak önyargıyı hak etmeyecek
yetenek ve güzelliğe sahiptir.
Çingeneler, Romanlar ayrı haklar mıdır?
Çingeneler daha büyük bir toplumun ismidir. Romanlar ise
Çingenelerin bir topluluğudur. Çingene halkı Hint-Avrupa kökenli bir halktır.
Hindistan’ın kuzey bölgelerinde yaşayan bu maceraperest toplum, Pakistan,
Afganistan üzerinden hemen hemen dünyaya yayılmışlardır. Her coğrafyada ayakta
kalacak bir dirayete sahip olabilmişlerdir. Tek başına bu bile onların
alkışlanması ve saygı görmesi için yeterlidir. Bugün çoğunlukla, Romanya,
Bulgaristan, Yunanistan, Türkiye gibi doğu Avrupa ülkelerinde yaşayan
Romanlar başkalaşım geçirmeden kendi kültürlerini yaşatmaya ve ayakta kalmaya
çalışmaktadırlar. Blogger Bolat insanı onları Türkiye Cumhuriyeti’nin en önemli
zenginliklerinden biri olarak görmekte ve bu ayakta kalma mücadelelerine alkış
tutmaktadır.
Peki bu çingene halkı neden Hindistan’dan ayrılmak zorunda kaldı?
Kanımca Hindistan’ın en düşük sınıf kast sisteminde yer
alan bu insanlar çıkış yolu olarak Hindistan’daki savaşlarda gerek Türk
fatihlerin gerekse Müslüman fetihçilerinin yanında yer alarak bir çıkış
aradılar ve bu toplumların Hindistanda kan kaybetleri ile Hindistan’ı terk
etmek zorunda kalmış olabililer. İşte tek başına bu iki neden bile bizim onları
daha çok sevmemiz için yeterli nedenler arasındadır.
Çingenelere Bizanslılar dokunulmaz anlamına gelen
“athinganoi” adını verdiler. Bizans insanları onlardan o kadar çok
korkmuşlardı ki onlara böylesine bir isim taktılar. Kulaktan kulağa yayıldı bu
isim. Bundan sonra her gittikleri ülkede Gipsy, Zigeuner, Cigani gibi değişik
isimler aldılar. Hep aşağılandılar, hor görüldüler, hor görüldükçe de olay
içinden çıkılmaz bir hal aldı. Onlar da toplumlarla entegre olamayınca çaresiz
kaldılar.
İlle de Roman olsun, ister çamurdan olsun!
Çingeneler bu haksızlıklardan kurtulmak için her yolu
denediler. “Biz yalnızca Çingene değiliz insanız." Dediler. Çingenelerin
konuştuğu dillerden birinde insan “Rom” demekti. Onlar da insanlara biz
“Romanız” dediler yani sizden bir farkımız yok. Bugün iki kavramdan yaygın
olarak kullanılanı “Roman” dır. Kendileri böyle uygun görüyorsa ne ala fakat
Çingene kavramı onları daha net ve iyi ifade ediyor da sırf çağrışımları kötü
olduğu için kullanmaktan imtina ediyorlarsa bu ayıp toplumumuza yeter.
Roman adı Çingene adının yerine kullanılmamalıdır.
Çingene ismi ön yargılar nedeniyle kötü anlamda kullanılsa da bu göçebe toplumu
en iyi şekilde ifade eden isimdir. Çingenelik bir ırkın ismi değildir. Çingen, Çingenelik
geçimlerini göçebe olarak sürdürmekte olan Anadolu, Balkanlar, Ortadoğu gibi
bölgelerde yaşayan insanları nitelemek için kullanılan bir topluluk ismidir.
Romanlar, Romanya'da Romanyalı anlamına gelen Rumen'e çok benzediği için kendilerine Çingene denmesini istiyorlardı ki bunu başardılar Romanya Meclisinde karar aldırdılar. Bazı Roman dernekleri ise bunu ayrımcılık olarak algılıyor.
Bugün kendilerini Roman olarak ifade eden insanlar
Çingene topluluğu içinden çıkmış bir milliyet ismidir. Romanların kendilerine
özgü bir dili ve kültürü vardır. Maalesef tüm dünyada öteki olarak nitelenen bu
toplum Türkiye’de de aynı ön yargıların kurbanı olmuştur. Roman kimliği Çingene kültürü uydurulmuş bir
kimlik ve uydurulmuş bir kültür değildir. Bugün dünyanın dört bir yanında yaşayarak
dünya milletlerinin en önemli renklerinden biri olmayı başarmış bu milletin
evlatlarına hak ettikleri, saygıyı sevgiyi duymak zorundayız.
Ah ah… İspanyol Çingenelerinden oluşan Rumba-Flamenko’nun
kralı Gipsy King’e kim hayran olmadı. Şaban Bayramoviç çıksa gelse kulağımıza kulağımıza
üflese ne yaman olur. Klarnetin önemli ustaları çingene vatandaşlarımız
arasından çıktı. Sibel Can, Kibariye gibi ustalar Türk milletinin kulağını
zenginleştiren çingene, romn vatandaşlarımız arasından çıkmıştır. Orhan Baba’nın
dediği gibi “Mademki insandır saygımız vardır.”
İstanbul çingeneleri nerelerde ağırlıklı olarak yaşarlar?
8 Nisan Dünya Romanlar Günü olarak kutlanmaktadır. Bir
gün bu tarihte renkli bir etkinlik görürseniz, katılmasanız da seyrederek keyif
alın derim. Çingene toplumu göçebedir, mobilizedir, dünyanın en önemli rengidir ve dünyanın her coğrafyasında çok devletle olmayı bilmiştir. Çingene vatandaşlarımız İstanbul'da Şişli, Sarıyer, Beyoğlu, Kağıthane, Beylikdüzü, Avcılar, Eyüp, Gaziosmanpaşa gibi ilçelerdeki bazı mahallelerde kümelenmiş olarak yaşamaktadırlar.
Blogger Bolat tüm Çingeneleri ve Roman vatandaşlarımızı
saygı ile selamlar.
Yorumlar
Yorum Gönder