Saint Esprit Katolik Katedrali ve yeraltı mezarlığı
Chedrale Saint Esprit - İstanbul Kutsal Ruh Katedrali
Hoyratça içine ettiğimiz İstanbul! |
Betondan kazıklar diken dikene!
Betondan insan mezarlığı İstanbul
İstanbul’un kendisi kocaman bir insan mezarlığı haline gelmeye başladı. İstanbul insanları mutsuz ediyor. Ulaşım ve mimari sorunlar başta olmak üzere şehir boğucu sanat fakirliğinin de merkezi haline geldi. Hiç biliyor muydunuz Harbiye’de bir yeraltı mezarlığı var? Peki nerede Blogger Bolat dediğini duyar gibiyim?
Saint Esprit Katolik Kilisesi, diğer adıyla İstanbul Kutsal Ruh Katedrali Harbiye Cumhuriyet
Caddesi üzerinde Notre Dame de Sion Lisesi’nin arkasındadır. Birçok insan Dame
de Sion’u da bilmeyebilir. Onuda şöyle tarif edelim Harbiye’deki TRT binasının
tam karşıdır. Saint Esprit Katolik Kilisesi İstanbul'da Papa'nın temsilcisi olarak
İstanbul’da bulunan Monsenyör Hillereau tarafından ünlü mimar Gaspard
Fossati'ye yaptırılmıştır, kilise 1846'da ibadete açılmıştır. Bu katedral aslında İstanbul'da yaşayan katolikler için en önemli mabettir.
Katedralin caddeye bakan cephesi Notre Dame de Sion Fransız
Lisesi tarafından kapatılmış durumdadır. Monsenyör Hillereau tarafından kilise
inşa ettirilirken, aynı zamanda rahibelerin ve Saint Esprit inananlarının defni
için bir yer altı mezarlığı da hazırlanmıştır. 1927'ye kadar defin işlemi devam
eden yeraltı mezarlığında, Sarayın meşhur müzisyeni Giuseppe Donizetti Paşa’nın
mezarı, kilisenin kurucusu Monsenyör Hillereau'nın ve diğer ailelerin mezarı
bulunmaktadır. Din şehidi Aziz Crispino’nun kemiklerinin olduğu yeraltı mezarlığında kutsal emanetler bir merasimle “Yedi Kederli Meryem Ana”
sunağının altına yerleştirilmiştir. Osmanlı’daki eczacılığın öncülerinden
Francesco della Sudda Faik Paşa, katedralin kurucu başepiskoposları, Bab-ı
Ali’de görev yapmış ve diplomatik görev almış olan Latin Katolik cemaati üyesi
tercümanlar, hayırsever Katolik aileler ile İstanbul’da görev yapan Diyosezen,
Cizvit, Dame de Sion Rahibeleri gibi ruhanilerin anıt mezarları bulunmaktadır.
Bırakalım yer altı yer üstü mezarlarını İstanbul’u betondan
bir açık mezarlığa dönüştürdük. Yukarıdaki fotoğrafa bir bakın! İnsanın içi
acıyor. Sanat yoksunu, sanat fakiri, kültür yoksunu yerel yönetimler, merkezi
yönetimler ve goygoycu, şark kurnazı fakir ruhlu politikacılar taifesinin yağma alanı oldu İstanbul toprakları.
İstanbul’un hiçbir ilçesinde depremde afette toplanma alanı
kalmadı! Geçmiş olsun!
Yorumlar
Yorum Gönder