Seramik, blog, blogger ve Anadolu Medeniyetleri Müzesi
Seramik sever blog yazarının cenneti Anadolu Medeniyetleri Müzesi
Anadolu Medeniyetleri Müzesi Boğazköy Boğaları |
Ankaralı taksicilerin de İstanbullu taksicilerden farkının olmayışı
Şimdi vakit var Anadolu medeniyetler müzesini tekrar ziyaret etme zamanı. Bana göre dünyanın en iyi müzesi Anadolu Medeniyetleri Müzesi! Ulus'tan taksiye bineceğim. Haydut suratlı bir taksici çok yakın olduğu gerekçesiyle "abi 10 TL verirsen götürürüm" diyor. Bu çirkin insanla pazarlık etmeye ne istegim ne de tahammülüm var! Yüzüne karşı olabildiğim en kibar şekli ile sunturlu bir küfür! Nasıl bir küfür diyenlere açayım "sizi taksici yapanı da size taksi esnafı diyeni de....." Sonra arabasının kapısını kafasına çarpıp çıkıyorum. Arkadaki taksici çocuk gerçekten insan evladı "gel abi, tartışma nasip bu işler" diyor. Biniyorum taksiye. "Abi o kadar yolcu getirdim de bir kez gezmedim müzeyi" diyor. Ankara bebesi o kadar sevimli ki nasihat etmek ona günah geldi! 28 yaşındaymış teselli ediyorum bunu itiraf etmen bile güzel gel bilet paranı ödeyeyim gez diyorum. "Sağol abi yevmiyeyi çıkarmam lazım" diyor!
Taksici çocuğa kızdım mı hayır, iki genç polise farkındalık için sordum Kızılay'da müzenin yerini bilmiyorlar. Durakta bekleyen öğrencilere sordum ancak cep telefonlarına bakıp kale içinde bir yerde dediler! Bu milletten 50 yıl içinde Mustafa Kemal Atatürk'ün tahayyül ettiği muassır medeniyetlerin üstüne çıkma becerisinden umudu kesmiş bulunuyorum. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Mansur Başgan'a hayırlı olsun dileklerimle birlikte ilk proje tavsiyemdir. Başkaganım "Ankagara Anadolu Medeniyetlerine akıyor", "Angaralı Anadolu Medeniyetlerini tanıyor", "Angara bebeleri atalarını tanıyor" gibi bir kültür sanat projesi öneriyorum.
Ankara logosunu geri istiyor aga!
Bir de bu Ankara belediye logosunda Melih Gökçek tarafından işlenen logo ayıbının telafisini istiyoruz, Ankara'nın logosu güneş kursudur güzel kardeşim bitti gitti!Şu ayıbı bir sona erdirin yahu! Hititler bu toprakların çocuğudur! Hititler bu ülkenin çıkardığı yeryüzündeki en önemli impatarluklardan biridir! Neyini içinize sindiremiyorsunuz?
Galiba İstanbul'daki taksiler gibi kısa mesafa 10 TL değil Ankara'da. Daha az tutmasına rağmen 10 TL verip ayrılıyorum ben inmeden başka bir müşteri arka kapıyı açıyor. İnsan evladı taksici Angara bebesinin bahsettiği "nasip" böyle bir şey! Bu taksici esnafı hem İstanbul'da hem de Ankara'da yerlerde güzel kardeşim! Yok mu bunları insan edecek biri! Artık kötü taksici esnafı değil, iyi taksiciler istisna! At arabası sürmesine dahi müsade etmeyeceğin kabalıktaki adamları Türkiye'nin başkentinde taksici yaparsan sırtın yerden kalkmaz! Ülkeye bir turist kazandırmak için bu fakir millet milyar dolarlar harcıyor. Bu turist kazandırma işi o kadar maliyetli bir olay ki, sonra gel kolpa bir taksici turisti gezdirsin, çarpsın, hatta İstanbul'daki gibi teröristsin, bombacı mısın, bilmem nesin diye tehdit etsin tokatlasın hatta pusuya yatsın Arap turist avlasın! Bu bir iç güvenlik sorunu, bu bir turist imha işi, bu bir turizm baltalama işi! Bu Türk turizmini katletme girişimi!
Seramik sever blogger'ın cenneti Anadolu Medeniyetleri Müzesi |
Blog yazarının seramik sevgisi
Neyse efem, bu kadar atarlanmak bize yeter! Blogger Bolat insanı olarak Müze Kartıyla Anadolu Medeniyetleri Müzesi'nin bahçesinde. Müze Kart'ı hayatımıza geçiren insanların yedi sülalesine rahmet okunmalı, onlar hep saygı ile anılmayı hak ediyorlar! Harika bir iş yaptılar! Müzenin bahçesindeki eserler dahi Avrupa'daki müzelerin büyük çoğundan daha zengin, envai çeşit pitos, Türkçe deyişi ile çanak çömlek, rölyefler, heykeller, steller insan bakmaya doyamıyor! Bahçede yüzlerce ziyaretçi müze yerine koca kafaları selfie pardon özçekim denen kareye sığdırmaya çalışıyor. Günahlarını almayayım ama onca eseri taş, toprak olarak görüyor olmalılar!
Daha ilk koridoru gezmeden ilk okul gurubu müzeyi basıyor. Evet, basıyor! Gürültü, uğultu bir yana çocuklar eserlere tokunuyor hatta biri, diğerini kovalıyor! Banyo küvetine düşüp bin yıllık eseri kırmasın diye uyarmak zorunda kaldım, güvenlik görevlisi gibi! E be güzel kızım, güzelsin, hoşsun ama selfie uğruna üstüne düşüp kıracağım bu çanak emin ol benim için senden daha değerli be! Öğretmenlere kızamıyorum çünkü susturmaya çalışsalarda onlar birer ergen, müze umurlarında bile değil bir kaç parlak çocuk ise an ve an rehberilerinin ağzından akanları dinliyor biliyorum ki onlar bu ülkenin gelecekte ki taşıyıcı kolonları diğerleri ise zemin taşı yani herkesin bir görevi var toplumda!
Benim de şirazem bozuldu, bari okul gurubunun rehberini takip edeyim dedim, rehberinde morali bozuk 7 veya 8 çocuk 2 öğretmen dışında grup müze içinde uğultu yapmaktan başka bir şey yapmıyor. Müzeye gelmeden önce müze gezme adabı diye bir ders mi verilmeli bir uyarı mı yapılmalı bilemedim. Japon turist kafilesi de bu öğrenci kafilesinin kadrine uğradı! Ne büyük talihsizlik! Evet, tüm iyi nineyimizle öğrencilerimizi müzelere getirelim ama müze gezme adabını da öğretmenlerimiz ile evde ailelerimiz ile bir şekilde çözelim derim ben nasıl olacak ise!
Anadolu Medeniyetler Müzesi tablet ve çivi yazısı
Kişiye özel mektup çivi yazısı tableti |
Ey Angaralı! Obsidyen, pitos, seramik, çanak, çömlek, tablet, heykel ve bilumum eserle dolu bu Anadolu coğrafyasının geçmişini görmeden ölür isen sana çok yazık olur! Ot gibi yaşayıp bu dünyayı saman gibi terki diyar etmiş olursun! Kurbanınız olam şu Anadolu Medeniyeleri Müzesi'ni bir ziyaret edelim, ne dersiniz! Bakın işte resimde bugün elimizdeki tabletlerin aynısı, dışındaki kap ise bir zarf çekiçle vuruyorsun kişiye özel mesajı okuyorsun, ne kadar naif değil mi?
Tüm seramik sanatçılarımızı saygı ile selamlıyorum
Aslanlarıyla oturan kilden yapılmış kibele ana |
Kilden yapılmış şu ana tanrıçaya bir bakın! Düşünün bir zamanlar insanlar kadınlara insanlar tanrı diye tapıyormuş! Çünkü insanlar kadının içinden bir canlı çıkardığını görünce buna inanamamışlar! Bugünün çağdaş insanı kadını öldürüyor! Bu nasıl savrulma ise...
Yorumlar
Okul grupları kabus. Bizde ailelerinden müze kültürünü almayan çocuk sayısı fazla. Okulun götürdüğü çocuklar da müzeye gitmeyi işkence veya tamamen lay lay lom bir zaman dilimi olarak görüyorlar. Çok yazık, benim de karşılaştığım manzara bu. Oysa ki ne büyük zenginliktir müzeye gitmek, tarih öğrenmek, sanata doymak, zamanları karşılaştırmak, görsel ve zihinsel bir zenginlik... Seninle bir gün konuşuruz, burda bu olayı nasıl aktarıyorlar anlatırım sana:)
Senin seramik sevgini bilmeyen mi kaldı Alp:) Evini merak ediyorum, neler var kim bilir:)
Bu arada size mail atmıştım. Malum Google hangoutu da kaldırdı..
Yorum Gönder