Sabuncuoğlu Şerefeddin Amasya Bimarhanesinden Dünyaya Açıldı

Hekimoğlu Dizindeki Minyatürler Neyi Anlatıyor?

Modern tıp alanında yeterince başarımız olmayınca gelin geçmişin gölgesinde ağustos böceği gibi cır cır edip övünelim! Hekimoğlu dizisini izliyorsanız. Delilikle dahilik arasında gidip gelen çatlak doktor Ateş Hekimoğlu’nun odasında çeşitli minyatürler görmektesiniz o minyatürler 1385-1468 yılları arasında Osmanlı döneminde Amasya’da yaşayan ünlü hekim ve cerrah Sabuncuoğlu Şerafettin’e aittir. 

Sabuncuoğlu Şerefettin Kimdir?

Kendisi Amasya'daki tımarhane! Pardon Bimarhane'de Burhaneddin Ahmed’ten tıp eğitimi aldıktan sonra yine burada 17 yaşında hekimlik yapmaya başlamıştır. Ondört yıl boyunca da Bimarhane'de çalışmalarını sürdürmüştür. Yaptığı çalışmalar sonucunda zamanla adı bütün Anadolu'da duyulmuştur.  Öyle bir hekimdir ki Sabuncuoğlu, mesane taşı ameliyatından sonra kanama olursa ne yapılması gerektiğini ayrıntılı bir şekilde anlatmıştır.  Ünlü cerrah İstanbul’a giderek Cerrâhiyye-i İlhâniyye adlı eserini Fâtih Sultan Mehmed’e sunmuştur. Cerrahî müdahalede hayatî tehlikenin çok yüksek olması ve bu tehlikeyi asgariye indirecek bazı teknik imkanların bulunmaması sebebiyle dönemin hekimleri ilaçla tedaviyi tercih ederken Sabuncuoğlu Şerefeddin dönemin hekimlerinin aksine cerrahî tedavi ile ilgilenmiştir. Deney olarak da zaman zaman kendini kullanmıştır. Eserlerinde dönemin yaygın bilim dili olan Arapça yerine Türkçeyi tercih etmiştir.

Ünlü Türk Doktoru Sabuncuoğlu Şerefettin Salgın Önerileri?

Ateş Hekimoğlu'nun arkasında Sabuncuoğlu Minyatürü

Sabuncuoğlu Şerefettin'in Salgın ile ilgili teeeey 15. Yüzyıldan yani orta çağdan kalan tedbirlerini Twitter kuşu Emre Taş yazmış millet coşmuş. Efem ne diyormuş Şerefeddin Sabuncuoğlu salgından korunmakla ilgili:

1    Ellerini onat yu (Ellerini güzelce yıka)  Yani eline su sabun çal be adam!

     Galebeliğe girme ( Kalabalığa girme)  Nerde çokluk orda ..... Heman oradan sıvış! 

     Selamı uzakça vir ( Uzaktan selamlaş) Hade selametle!

     Eyi yi vü eyi iç ( İyi ye iyi iç ) Semiz ol! Yiyen dikilür yemüyen devrülüp yıkulur!

     Haste isen yativir (Hasta isen yat) E-ü ocağu  bostan-ü bakaya çevür! Posta sahip çık! 

     Taşra çıkma (Dışarı çıkma ) Bark-ında taam eyle! Ev-ü bark-u pir-ü pak eyle! 

     Taşrada yüzün ört (Dışarıda yüzünü kapa) Cemal-ül yaşmak yap!

     Bırak debbağhaneler ayn-ı heva olsun (Bırak dabakhaneler boş kalsın) 

Son madde unutulmuştu onu da ben muştuladım oldu. Şimdi minyatürlere fısıldayan Emre Taş'ı bilmiyorsan bir bak kim olduğuna sonra bu tedbirleri şeyr edersin! Bunu yapmaz isen Emre’nin soyadı gibi “Taş”a dönersin. Benden söylemesi! Milliyet, Habertürk gibi kanallar haber yapmış! Vay torpaklar başına!

Yorumlar

Mutlu Eller dedi ki…
Sayende yine öğrenmeye devam ediyoruz Bolat, yazılarını özlemişim:)
Blogger Bolat dedi ki…
Teşekkürler Semi :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hadımköy, İstanbul'un en tuhaf köyü

Vatoz Balığı Yaptım Evde İsyan Çıktı

Blog Yazarının Eşek İstavriti, Azman İstavritle İmtihanı