Alarm Kelimesinin Kökeni ve İstanbul'da Kar Alarmı

İstanbul Alarma Geçti

İtalyanca’da bir kelime vardır “alla arme” bu kelime “haydi silah” başına demektir. Alarm, tehlikeli bir durumu bildirmek için verilen bir işarettir. Alarm durumunda olmak ise tehlikeli bir durumda tehlikeyi önlemek için önceden planlı, programlı ve devamlı hazır vaziyette uyanık olmak demektir. Nerede görüyoruz alarm durumunu orduda, poliste ve itfaiyede. Bir de Ekrem İmamoğlu dendiğinde bazı medya mensupları, politikacılar alarm durumuna geçiyor!

Alarm kelimesinin kökeni etimolojisi

Bugün Türkçe’de kullandığımız “alarm” kelimesinin kökeni TDK’ya göre Fransızcadan geçtiği yazsa da aslında Fransızcaya’da İtalyancadan geçmiştir. Yani kelimeyi bizim Fransızcadan almış olmamız o kelimenin kökeninin Fransızca olduğunu göstermemektedir. Bildiğimiz üzere ocak ayında İstanbul’a güzel bir kar yağdı ama bu medya bu yağan karı bolluk, bereket olarak görmek yerine “kabus”, “beyaz esaret” doğal afet olarak nitelemeyip, bize böyle sunmayı daha uyun gördü. Yahu bunu bir blog yazarından mı öğreneceğiz be adam derseniz eyvallah derim ben böyle sunulmasına karşıyım!

İstanbul'daki olağan dışı olaylar! Titokçuklara saygım arttı!

Ve başladı bir İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve Ekrem İmamoğlu kavgası! Efem İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu sokakları temizleyemedi, trafik öyle oldu böyle oldu. Olur! Olağan dışında çok güzel bir kar yağdı, tüm İstanbullu olarak tadını çıkarsak ya!  Barajlarımız su doldu, toprak suya doydu, memleket için bolluk oldu/olacak diye düşünsek ya! Olmaz! Politik olarak derhal bölünmemiz lazım. Ve kavga çıkarmamız lazım. Başlıyor bir Ekrem İmamoğlu kavgası! Oradan cumhurbaşkanlığı seçimleri filan tartışması başlattılar ki televizyonları izlemek mümkün olmuyor! İnsanın sinirleri bozuluyor!

Doğa olayından esaret çıkarmak!

Medya sayesinde bu güzel doğa olayını da siyasal olarak kamplaşmak için kullandık! İstanbul Büyükşehir Belediyesi karla yeterince mücadele edebildi mi? Hayır edemedi! Hükûmet karla mücadele edebildi mi! Hayır edemedi! İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu İngiliz büyükelçi ile yemek yemesi o saatte doğru mu? Hayır değil! Keşke ertelese miydi? Evet erteleseydi hatta bana göre hiç görüşmeseydi hiçbir şey kaybetmezdi Ekrem Bey! Olay bu kadar basit ve net. Ekrem İmamoğlu’nun üzerine “alarm” durumu oluşturmak sinir bozucu. Bırakın kardeşim adamı, yönetsin ağız tadıyla 5 yıl, sonrasında bakalım yönetebildi mi yönetemedi mi halk karar verir!

Acayip bir millet olmuşuz! Kendi beceriksizliklerimizi, kendi başarısızlıklarımızı politikacıların sırtına vuruyoruz, herkes çok pak, herkes çok temiz, herkes çok saf, herkes çok vatansever, herkes çok namuslu, herkes çok çalışkan! Ama gel gör ki bu politikacılar yok mu bu politikacılar! Ülen sen nasılsan siyasetçin de, öğretmenin de, polisin de, subayın da, bürokratın da öyle işte! Politikacın, siyasetçin halkın aynası!

Bir kanalı izliyorsun toplanmışlar gamlı baykuşlar gibi memleket ölmüş, memleket batmış, ülke elden gitmiş, ortaçağdan dahi daha geriyiz, hep birlikte memleket nasıl kötü diye birbirleriyle yarışıyorlar, atışıyorlar! Diğer kanala geçiyorsun Almanya bizi kıskanıyor! Te Allahım ortanız yok be kardeşim! 

Bakın çok sinir olduğum tiktokçu ahalisinden bir kız bizim sitenin bahçesine geldi o güzelim karların altında 1001 adet fotoğraf çekti! Fotoğrafları çekerken dudaklar düz, dudaklar yamuk, bir bacak önce, diğeri arkada, bir altan, bir üstten, bir tepeden, bir şapkadan, bir paltodan, bir kaşkolkan saatlerce fotoğraf çekti telefonuyla, o karelerin içinde kar var mıydı bilemem! Ona acayip saygı duydum. "Blogger Bolat kafayı mı yedin" dersen de hak veririm. Dövüşmekten, didişmekten  iyidir o tiktokçu ablaların yaptığı. 

Bırakın bizi İstanbul'un tadını çıkaralım! Bırakın bizi karın, kışın mevsimin tadını çıkaralım! Bırakın bizi çolun çocuk torba boncuk anı yaşayalım! Bu nefret dili, bu düşmanlık dili medyadan başlıyor. Orada seviyeyi medya mensupları iyi korumalı! Memlekette iki meslek grubu çok bozuldu anacım. Hukuk ve medya! Allah kimseyi hukukçunun eline ve Allah kimseyi medyanın diline düşürmesin! Meclisinde bu kadar hukukçu olup da hukuksuzluğun bu kadar tavan yaptığı başka ülke var mola! Siz siz olun karakış, zemheri, soğuk, beyaz esaret filan demeden mevsimin zamanın ve güzel İstanbul’un tadını çıkarın!

Fotoğraf Kaynak: Hakan Arslan

Yorumlar

N.Narda dedi ki…
Bu sözlerin üzerine söz söylenmez.
www.filmgundemi.com dedi ki…
Guzel yağdı vesselam. Kıyıda yaşamama rağmen güneş görmeyen bir duvar dibinde 3 gün kalmayı başardı kar. Kar tarlada bugdaydir barajda şudur... Tekrar tekrar yağsın. Malum medyayı da Arabistan çöllerinde göndersinler haber için.
Blogger Bolat dedi ki…
Teşekkürler :)
Panda dedi ki…
Teşekkürler. Emeğinize sağlık.

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hadımköy, İstanbul'un en tuhaf köyü

Beylikdüzü'nde Yaşamak Nasıldır?

Vatoz Balığı Yaptım Evde İsyan Çıktı