Ben, Can Yücel ve İstanbul Memişhaneleri
İstanbul'da uzun süredir bir uygulama var. Geçen Kadıköy'deyim malum havalar soğuk böbrekler çalışıyor. Starbucks'a gideyim böbrekleri rahatlayatım istedim. Aman bir de ne göreyim, kapıda fiş nosu filan istiyor! Yuh dedim bu kadar olur yani! Bu olay aklıma şu olayı getirdi "Sevgili Can Yücel, Londra`nın en işlek caddelerinden biri olan Strand` ta büyük bir mağazanın kapısına teşaşür ettiğinde yıl 1960 olsa gerek.
Can Ağabeyimiz o gece BBC`nin Türkçe servisinde gece nöbetindedir. Akşam herkes çıkıp gittiğinde Can soluğu her zamanki gibi BBC`nin yabancı yayınlar Merkezi olan Bush House`a en yakın Pub`da soluğu alır. Gecenin geç saatlerine kadar Pub`da kalan Can Yücel, hesabı ödeyip dışarı çıktığında, dehşet şekilde çişinin geldiğinin farkına varır ama Pub kapanmıştır. Yeniden Pub`a dönüp hacetini görmesi söz konusu değildir. Bush House`un memişhanesine yetişmek de çok zor. Can uçkuruna sarılır ve Caddenin en güzel yerindeki meşhur dükkanın önüne Çövdürmeye başlar. Birkaç saniye sonra daha oh bile diyememişken bir polis Can`a yaklaşır ve `Will you accompany me to the police station - Benimle karakola kadar refakat eder misin` çeker. Can ne yapsın, uçkurunu toplamış ve özgür toplumda işeme özgürlüğünden filan bahsettiyse de soluğu karakolda almıştır. Karakol komseri Can`ın BBC Türkçe servisinde çalıştığını öğrenince servis patronu Dr. Andrew Mango ararlar ve karakola gelen servis patronu Mango Can`ı serbest bıraktırır.
Can`ın strand caddesi`ne teşaşürde neredeyse dört yüz yıl geride kaldığı söylenebilir. Zira hiç kuşku yok ki, 1590`larda aynı caddeye çövdürseydi, tutuklanmak şöyle dursun `asaletmeab` diye koltuklanması işten bile olmayacaktı. 1950 diyorum çünkü, İngiliz Sir John Hariston`un, İngiliz sitili water-closet icat tarihi 1596`dır. Max Kemmerich`e göre, `küçük abdest, hatta 19 yüzyılın ortalarına kadar sokaklara edildiği, oturaklar eskisi gibi sokaklara boşaltıldığı için, bunların yaydıkları kokular geçmişi aratmadılar` diyor ve 180`de Paris halkının protestosu üzerine polis oturak kapların sokağa dökülmesini yasak ettiğini` belirtiyor. İşte böyle aslında sevgili Can Yücel feleğini değil yüzyılını şaşırmıştır..."
Can Ağabeyimiz o gece BBC`nin Türkçe servisinde gece nöbetindedir. Akşam herkes çıkıp gittiğinde Can soluğu her zamanki gibi BBC`nin yabancı yayınlar Merkezi olan Bush House`a en yakın Pub`da soluğu alır. Gecenin geç saatlerine kadar Pub`da kalan Can Yücel, hesabı ödeyip dışarı çıktığında, dehşet şekilde çişinin geldiğinin farkına varır ama Pub kapanmıştır. Yeniden Pub`a dönüp hacetini görmesi söz konusu değildir. Bush House`un memişhanesine yetişmek de çok zor. Can uçkuruna sarılır ve Caddenin en güzel yerindeki meşhur dükkanın önüne Çövdürmeye başlar. Birkaç saniye sonra daha oh bile diyememişken bir polis Can`a yaklaşır ve `Will you accompany me to the police station - Benimle karakola kadar refakat eder misin` çeker. Can ne yapsın, uçkurunu toplamış ve özgür toplumda işeme özgürlüğünden filan bahsettiyse de soluğu karakolda almıştır. Karakol komseri Can`ın BBC Türkçe servisinde çalıştığını öğrenince servis patronu Dr. Andrew Mango ararlar ve karakola gelen servis patronu Mango Can`ı serbest bıraktırır.
Can`ın strand caddesi`ne teşaşürde neredeyse dört yüz yıl geride kaldığı söylenebilir. Zira hiç kuşku yok ki, 1590`larda aynı caddeye çövdürseydi, tutuklanmak şöyle dursun `asaletmeab` diye koltuklanması işten bile olmayacaktı. 1950 diyorum çünkü, İngiliz Sir John Hariston`un, İngiliz sitili water-closet icat tarihi 1596`dır. Max Kemmerich`e göre, `küçük abdest, hatta 19 yüzyılın ortalarına kadar sokaklara edildiği, oturaklar eskisi gibi sokaklara boşaltıldığı için, bunların yaydıkları kokular geçmişi aratmadılar` diyor ve 180`de Paris halkının protestosu üzerine polis oturak kapların sokağa dökülmesini yasak ettiğini` belirtiyor. İşte böyle aslında sevgili Can Yücel feleğini değil yüzyılını şaşırmıştır..."
Fotograf kaynak: realbollywood.com : "Kendime, İstanbul`a, kadınlara dair" Boyut, Nisan 1997, sayfa 99...
Yorumlar
Greetings from Spain.
Sis, bence biliyordu, böbrekleri patlatmaktansa bunu yaptı :))ya da intikam aldı
Ehlikeyf, teşekkür ederim. Evet biz erkeklerin literatüründe böyle bir kelime vardır :))Mehmet Girgiç üstadı anmak için yazmıştım Keçe'nin piridir kendisi.
http://istanbulistanbulolali.blogspot.com/2011_01_01_archive.html
Vicen, your welcome :)
Ayrıca yeni yılınızı kutluyorum. Nice güzel yıllara!
Yorumları da iyi ki okumuşum, bak şu zibidi Leam'ın yaptığına :)
Istanbul'u senden dinlemek ayri bir keyif..
senin de keyiflerinin hep artacagi mutlu bir yil olsun
sevgiler
Şeytanın ''Yaz'' Dedikleri, hepimiz için güzel bir yıl diliyorum :)
N.Narda, Mutlu yıllar diliyorum :)
Melange, teşekkür ederim, çok naziksin, hepimiz için mutlu yıllar diliyorum :)
Yorum Gönder