Bu ne biçim hikaye böyle Bolat Reiz!
Türk’ün
kaderi göçle hercümerçtir! Fatih İstanbul’u fethedince Karamanlı bir aile
İstanbul’a göç ettirilir. Estambul’un trafiğiydi, pahalılığıydı dayanamaz gider
Gelibolu’ya yerleşirler. Hacı Mehmet ailesinin oğlu Muhittin, timsah misali
suda büyür! Kariyeri için amcası Kemal Reis’i örnek almaktadır. Muhittin,
okuryazar bir denizcidir. O zamanlar turizm icat olmadığı için
seyahatlerini savaş gemileriyle yapar. Amcası Kemal Reis bir gün onu yanına
çağırıp “Muhittin’im aslan parçam, nedir sendeki bu kartoğrafya sevgisi” diye
sorar. Muhittin, amcası Kemal Reis’e “Amuca, gün gelecek bu Akdeniz’de
torunlarımızın uçağı düşecek, günlerce bulamayacaklar, bari şimdiden çizeyim
buraları” der.
Günler geçer donanmalar komutanı Kemal Reis bir deniz kazasında
vefat eder. Amcasının
ölümüne çok üzülen Reis, Gelibolu’daki baba ocağında bir süre dinlenir. Gezip
gördüğü yerlerin haritasını çizer. Sultan Süleyman padişah olunca Damat İbrahim
Paşa namı diğer Pargalı İbram Paşa aracılığı ile dünya denizcilerinin ilk
kılavuzu sayılan “Kitab-ı Bahriyesi”ni padişaha sunar ve padişahtan aferin
alır! Gün gelir Mısır Kaptanı olur. Hürmüz kalesini kuşatır. Portekizliler
“Yapma etme Muhittin Reis! Gökten yağmur değil gülle yağıyor! Ayağının türabı
olalım kaldır kuşatmayı üç gemi dolusu hazine verelim Ottoman’a” deyince Reis
düşünür taşınır, hesap makinası elinde çarpar çıkarır, olmadı Excel’de sağlama
yapar veee “tamam ülen” der; anlaşmayı kabul der.
Üç
gemi hazine yükü ile İstanbul yolundadır. Bun duyan tırtıl devlet büyüklerimiz,
mesela Basra valisi Kubat Paşa, Mısır Beylerbeyi Mehmet Paşa hazineden “sakal”
isterler. Bizim Muhittin reis "yok olmaz öyle şey" der.....
Eee, devamı nerde Bolat Reiz?? Efenim devamı yeni açılan Radikal Blog'ta ahanda şuradadır!
Kaligrafi
Kaynak: Mayumi Kobayashi
Yorumlar
Şaka bir yana yine piir-û bilgi bir yazı olmuş.
:)
Hikaye ilginc her zamanki gibi. Günün güzel, okurun bol olsun:)
Yorum Gönder