Şişede İstanbul Masada İstanbul
İnsan bir kere bu şehri
sevmeye görsün kaçmak istese de kaçamıyor. Karadul örümceğinin ağındaki zavallı
canlılar gibiyiz. Nedir bizi bu şehirde tutan? Egzoz gazları mı, şehrin sürekli
horuldayan gürültülü ortamı mı? Neyini severiz İstanbul’un? Karabasan gibi
üzerinize çöken trafiğini mi? Bütün bu soruların cevabı inanın bende de yok!...
“Gidelim buralardan bu şehir
bizi boğmadan” der durursun, lakin bir uyuşukluk sarar bedenini, bu şehir
zehirler insanı yavaş yavaş. Gece uçakla seyahat ettiysen bilirsin kaosa
yukarıdan bakınca her şeyin aslında kendi içinde ne kadar düzenli olduğunu
görürsün ve bir özlem sarar bedenini gideceğin yere varmadan. İstanbul’dan uzakta
bir yerde birkaç gün fazla kalırsan sıtma gibi sarar seni İstanbul ateşi!
Tüm bunlara rağmen bu şehri
neden terk edemiyoruz? Bilen var mı? Ümit Yaşar Oğuzcan Şiiri gibi “Bu ne biçim
su, bu nasıl şehir! Şişede İstanbul, masada İstanbul… İnsan bir kere sevmeye
görsün, anladım. Nereye gidersen git, orada İstanbul.”
Fotoğraf Kaynak:womendergisi.com
Yorumlar
İstanbul'un rüzgarlarına izin vereceğim saçlarımı dağıtsın....
Hani bazı şeyleri sevmenin nedeni yoktur ya? veya çok fazladır. İstanbul aşkını anlatmanın bir yolu yok. Aşk gibi işte.
İstanbul'u sevmeye devam, vazgeçmek yok...
Yorum Gönder