Gördüler Hanya'yı Konya'yı!
Çanakkale denizaltı savaşları
Bugün 18 Mart 2013. Savaş, acı gözyaşı. Savaşı yüceltecek değilim ama yine de vatanını savunan askerlerimizin hatıraları için iki satır yazayım istedim. Sürç-i lisan edersek af ola! Çanakkale Deniz Zaferi'mizi kutluyorum. Bir daha böyle savaşlar yaşamamak dileğiyle.
Şimdi bunu İstanbul’a nasıl bağlayacaksın Bolat Efendi?
Çanakkale’yi karadan geçemeyen İngiliz, Fransız orduları
şanslarını bir de denizden yani denizin altından deneyince İstanbul’a kadar
ulaştılar. Marmara denizine 13 Müttefik
denizaltısı girmiş, İstanbul Boğazı yol geçen hanına dönmüştür.
Bu nasıl olurdu, büyük savaşı kazanan Osmanlı Devleti,
Marmara’daki kıytırık denizaltılara mı yenilecek! Talat Paşa muadilini arar “ Aloo kanka wie
geht?... wir den Krieg gewonnen aber hier….” Kısaca Talat Paşa denizaltı
istemiştir Alman müttefikinden.
U-21 ve Otto Hersing
O sıralar bir Alman U-botu İskoçya sahillerinde güneşlenmektedir. Yüzbaşı Otto Hersing’in telefonu çalar “ililiililili ililili ja sir, ja sir, Ich bin nach Istanbul gehen sofort…” Kısaca komutan "Otto var git İstanbul’a müttefikize destek çık oğlum, burası yan gelip yatma yeri değildir" babında bir emir vermiştir. Gözünü sevdimin U-21'i hemen yola çıkmıştır.
İngiliz istihbaratı bunu duyar, çok uyuz olurlar yapma
etme, gelme deseler de Otto kafayı kırmıştır bir kere U-21 Çanakkale'ye gelir çayda çıra niyetine HMS Majestic ve HMS Triump adlı iki savaş
gemisini yakar! Talat Paşanın hoş geldin partisine katılır. Sonra
sırasıyla teker teker avlanır Boğazdaki denizaltılar. Kaçan canını kurtarmış kaçamayan mevta olmuştur. İstanbul’da deniz
kirliği pardon denizaltı kirliliği de böylece son bulmuştur.
Denizaltılar İstanbulu bombalıyor
Ama bela bu biter mi? Bitmeeeez bu sefer hava kirliği başlar! Nasıl yani! Denizden İstanbul'u düşüremeyen itilaf devletleri havadan İstanbul'a bomba yağdırırlar. Hedefleri şu resimde görmüş olduğunuz Yavuz zırhlısıdır. Çünkü Yavuz'un Çanakkale Boğazından çıkarak kendi üstlerini bombalayacağı düşünüyorlardı. İmroz ve Limni’den kalkan uçaklar, Şarköy üzerinden İstanbul’a ulaşır, Zeytinburnu Silah Fabrikası ile Yeşilköy uçak hangarlarını, Haydarpaşa İstasyonu’nu, Selimiye ve Davutpaşa Kışlası’nı, Haliç’i, Gülhane Parkı’nı, Hasköy Askeri Tesislerini, Yeşilköy Havaalanı’nı, İstanbul Elektrik Fabrikasını, Galata Köprüsü’nü ve Galata’daki balon birliğimizi bombalarlar.
Bizimkiler bakar bu sivrisinek istilasından kurtuluş
yok. Resimdeki Yavuz, kardeşi Midilli, Numune-i Hamiyet,
Muaveneti Milliye ile, Basra ve Samsun muhriplerinden çevik bir filo ile İmroza baskına giderler. Baskın basanındır deyimi burada gerçeğe
dönüşmüştür bam güm ortalık barut İmroz vızıltısı biter. Yavuz ve Midilli yara almalarına rağmen sağ
salim Estambul'a dönerler.
İmroz baskını da kafi gelmedi, İngilizlerin o dönem
fiyakaları yerindeydi. Uçak gemileri bile vardı. Ben My Chree denen o uçak gemisinden daha sonra kalkan tayyareler
yine vızıltı yapıyordu.
Limon Van Sanders Paşa telefonu çevirir “ Mustafa, wir
haben ein problem… sind sie noch da? Konuşanın altyazısı kısaca şöyle: Mustafa
Ertuğrul, derhal bu gemiyi imha etmemiz lazım oğlum… Emri alan Mustafa Ertuğrul
birkaç alelade topla Kaş’a gider soteye yatar, geminin iyice yaklaşmasını beklerler, kullandıkları topun menzili kısadır. O da ne! Beklenen an gelmiştir. HMS Ben
My Chree topun ağzındadır artık.
Mülazım(teğmen) Mustafa Ertuğrul nişancı Konyalı askere
“kalk ordan yavrım kalk kalk der”
şaşıran askere dönerek “ben şu HMS Ben
My Chree şey gemisine Konya yerine
Hanya’yı öğreteyim” der. Evet, Mustafa Ertuğrul Aker, bloglar sultanı Özlemaki’nin
akrabasıdır Hanya'lıdır, yani Giritli.
Mustafa Ertuğrul dediğini yapar nişangâhı ayarlayıp boooooomm 4 dakikada işlem tamam kraliyetin uçak gemisi sizlere ömür.
Yorumlar
Simdi konuyu baska bir noktaya getirecem ben de (bu etimoloji
merakimiz ne olacaksa artik:)) )emperyalizm böyle birsey iste,önce savas cikartirtiyor,sonrada o savaslari yasamayanlar daha iyi anlasin diye sinema yapip yine kazanc sagliyor???????
Sevgiyle ve Dostca kal Bolat
HAYIRLI AKŞAMLAR
Yine çok güzel bir post olmuş Bolat. Senin bloga girince okumaya öyle dalıyorum ki...
Not: Etiketlere girdiğin Breslau`ın konuyla bağlantısı ne? (sadece merak, Polonya`da benim yaşadığım yer orası. Yani Wrocław)
Demek düğüne çağırdı, pek sıcak kanlı oldukları söylenemez aslında. Sizi sevmiş demek ki:))
Not: Ben o 'Hanya' yı hayali bir yer sanıyordum :)
Hürmetler efenim :)
Konya'daki Yeniçeri ocağından Hanya'ya gönderilen dedelerimin toprağıyla bir kez daha kucaklaşmanın heyecanı içindeyim. Yol arkadaşı kabul ediyorum efenim =) Hem Ayfer (Yavi) de gelecek FYI.
"Otto var git İstanbul’a müttefikize destek çık oğlum, burası yan gelip yatma yeri değildir" babında bir emir vermiştir. Gözünü sevdimin U-21'i hemen yola çıkmıştır."
:D:D
Bizim büyük dede de zamanında bacağında şarapnel yarası, yanında da pek güzel bir Çerkez kızı ile çıkıp gelmiş Çanakkale'den. Yaa işte öyle.. Nene seçimini o zaman yapmış bizim dedecik :D
Yorum Gönder