istanbul istanbul olalı blog

Google Art Project  Cumartesi bir proje için çok dolaştık, çok gezdik. Eve geldiğimde ayaklarım şişmişti desem yeridir. Baktım ki evde kimsecikler yok radyoyu açıp, müzik eşliğinde dergi okudum. Ne ibiğimizden çekiştiren Teo var, ne evin hatun kişisi var. Ohh hayat böyle güzel. Yalnız, birkaç saatliğine güzel diyor şimşekleri üzerime çekmekten tırsıyorum.  Geçmiş aylardan kalan bir dergide İstanbul Modern’in Google Art Project ’te yer aldığını öğrendim. Hemen Google Art Project’e baktım gerçekten hayranlık verici. Google Art’da sadece İstanbul Modern mi yer alıyor? Hayır. Pera Müzesi , SSM yani Sakıp SabancıMüzesi ’ni de gördüm. Sakıp Sabancı Müzesi, SSM Sitede dolaşırken New York, Jewish Museum’a ait güzel bir Estambul resmini sizinle paylaşayım istedim. 1838 yılı İstanbul’unu gösteren bu eser Moshe Ganbash imzasını taşıyor. Aslında İstanbul'daki Yahudi toplumuna ait bir post yazsam güzel olur diye düşünüyorum. Özellikle Karaim Yahudileri hep ilgimi çekmiştir...

Moralim bozuk, yediğim "kazığın" üstüne soğuk su içtim. Akrep olduğumu yazarak bu "kazık" olayına şimdilik nokta koyuyorum. Dün oğlum Teoman’ın ateşi geçmeyince hastaneyi boyladık sabahın köründe. Her şeyimiz ters gidiyor bu aralar. Neyse ki Teoman hastanede serumla kendine geldi. Şimdi moral depolamam lazım. Videosunu izlediğiniz İspanyol kökenli Romanyalı Gina, namı diğer Delia Matache’nin çıtır çerez videolarını izledim, klip şarkısını Kapadokya’da çektiğini görünce şaşırdım. Orasına burasına başka başka bayrak yapıştıranlara duyurulur. Yapıştırır yapıştırır ya, bana ne alla alla! Milletin keyfinin kahyası mıyım. Gina Matache, Delia Matache kimdir? Değerli dostlar Gina Matache bilinen adıyla Delia Matache ablamıza Kapadokya’da çektiği şu klip hatrı için destek çıkıyoruz. Hem şarkıyı dinleyelim hem de Delia Matache’ye koltuk çıkalım. Bu yıl benim blogda Romanya yılı mıdır nedir arkadaş.   Inna’nın Estambul videsoundan sonra sırada Delia var. ...

Balkan Harbi ve Boşnakların İstanbul Göçü Boşnak arkadaşım bana “Bolat, neden bizim göçümüzü yazmıyorsun? Boşnakların İstanbul’a göçü İstanbul’u hatta Türkiye’yi etkileyen bir olaydır” deyince bu postu yazma gereği hissettim.” Kulakları çınlasın.  Boşnaklar yani Bosnalılar, Hıristiyanlığın Bogomil mezhebine bağlıydılar . Bogomilliğin   İslâm dini ile benzerlik göstermesi onların İslamlaşmasını kolaylaştırdı ve kısa zamanda kendilerini Osmanlı hatta Türk hissetmeye başladılar. İmparatorluğun diğer unsurları ayaklanırken tek ayaklanmayan millet Boşnaklar oldu. Balkanlarda Osmanlılar ile güzel günler yaşayan Boşnaklar ilk defa 1878 Berlin antlaşması ile birlikte göçe başladı. Hatta Türkiye Cumhuriyeti döneminde de Yugoslavya ile yapılan nüfus mübadelesiyle Bosnalı Müslüman nüfus Türkiye’ye gelmeye devam etti. Yine bildiğiniz gibi Balkanlarda yaşanan 90’lı yılların kirli savaşı binlerce Boşnağı yerinden yurdundan etmiştir. Boşnaklar bu göçler sırasın...

Bu neslin diline düşmeyesin arkadaş, vallahi adamı harcarlar benden söylemesi!  Mavranın biri bin parça. Bu nesil sadece Twitter kullanmıyor. Aklını ve parmaklarını da hızlı ve sonuç alıcı şekilde kullanıyor. Noluyor bana yahu! Necati Şaşmaz’ın durumuna düşmeyelim. Aman diyeyim çocuklar ben ettim siz etmeyin! Hem ben daha gencim otuzlardayım, sizden biriyim (küçül de cebime gir, Bolat) Dış ses "Tırsıyorum, korkuyorum desene!" “Eee, bu yazıyla nereye varmak istiyorsun Bolat? Muz nerede kabuk nerede? İnovasyon nerede?” Google Science Fair, Google Bilim Fuarı Ben de şimdi oraya da geliyordum. İşe Google’a aferinle başlayalım . Süper bir iş çıkarmışlar Google Science Fair yani Google Bilim Fuarı . Amaç, 13-18 yaş arası gençlerin bilimsel merakını somut çalışmalara çevirmek. Google, Bilim Yarışması için bu yıl 120’yi aşkın ülkeden binlerce genç başvurmuş. Her yerden başvuru olur da İstanbul’dan olmaz mı? O da olmuş. Elif Bilgin , “muz kabuklarının biy...

Kentleşme sorunu Şiddetle bir yere varılmaz, şiddet kimden gelirse gelsin önemi yok. Şiddete karşıyım! Milleti biz, siz diye ayırmak ayıp! Yüzdelere bölmek çarpanlara katsayılara ayırmak doğru değil! Bağırmak çağırmakla, yakmak yıkmakla ya da azarlamakla bir yere varılamaz! Küfür kime edilirse edilsin ayıp!   Unutulmasın ki habis menfaatler geçici, milletimiz ve onun yüce menfaatleri kalıcıdır. Bitirelim şu eylemleri artık, yenme yenilme duygusu taşımadan yoksa derenin kuşunu derenin taşıyla vurmaya çalışanlar taş aramaya başlar!  Yetkililer şunu anlasın lütfen. Kentsel dönüşüme itirazımız yok ama bu ne kat kat! Estambul ger gün  göğe yükseliyor, arşa değecek başımız. Bu sabah yağmur var İstanbul’da ama toprak kokmuyor dostum bu ne iş. O betonun,  kara asfaltın nemle buluşan kokusu da acayip. Ayamama Deresi Ayamama Deresi taştı onca insan öldü etrafına konut yapılmayacak var olanlar yıkılacak dendi, yapılaşma son gaz devam ...

Cittaslow, Sakin Şehir ve İstanbul Mustafa Kutlu’ya öyküleri dolayısıyla acayip saygım vardır. Kısmet olursa bir gün öykü kitaplarımı imzalatacağım kendisine. Mustafa Kutlu bir yazı yayınladı. İşte budur diyeceğim dediğim türden bir yazı. Citta Slow, Sakin Şehir konusunda bakın ne diyor Mustafa Kutlu: “Sayın Başbakanımız geçenlerde 'yüksek bina yapmayın' dedi. Geç kaldın Sayın Başbakan geç. Atı alan Adapazarı'nı geçti. Bir gazete alın otuz sayfa. On beş sayfası rezidans, gökdelen, site ilanları ile dolu. Maslak'tan Taksim'e doğru bakın bir. Burası İstanbul değil mi, burası 'şehrin silueti' değil mi? Tam tersine tomurcuklanan bir şehir anlayışı daha var: 'Cittaslow'. Kelimeyi hâlâ 'yavaş şehir' diye çevirenler var. Türkçe'ye uymuyor bu. Yavaş dağ, yavaş ağaç gibi. Ben 'sakin şehir' demenin daha doğru olacağını söylüyorum. Modern kentlerin kalabalığından, karmaşasından, pis havasından, gürültüsünden kaçanlar buralara sı...