Afyon, Kaymak ve İstanbul
Kaymakçı Pando
Bugünlerde şaftım kaydı, geceyi gündüzü karıştırdım arkadaş. Nasıl mı? Saat altıya kadar ayaktayım iki gündür. Şuan saat altıya geliyor, radyoda Fatih Erkoç şarkısı. Estambul’da gün ağarıyor. Canım bal kaymak çekiyor. Aş mı eriyorum nedir, tatlıya mı ihtiyacım var.
Şimdi, bu mübarek Ramazan
ayında böyle post mu olur Bolat diyebilirsiniz, haklısınız. Bal-Kaymak ikilisi
nedir arkadaş. Ah şimdi Beşiktaş’ta olmak vardı. Huysuz Pando’nun mekânına
damlayacaksın abanacaksın bala kaymağa of ki ne of.
Bulgar Sütçüler
Pando deyince akan sular durulur. Uzun zaman oldu gitmeyeli ama değişen bir şey yoktur emin olun! Değişime direnmenin adı Bulgar Pando’dur. Olsun be, yine de çekilir o ekşi suratı. Valla iyi tutturmuş işi Bulgar Pando, gözümde bir "sürdürülebilir dükkân" abidesidir. Bakınız, Kaymakçı Pando since 1895'ten bu yana ayaktadır. O yüzden Ömer abi Kaymakçı Pando'yu 100 Yıllık Markalar Derneği'ne alalım lütfen. O Beşiktaş’ın gediklisi, köyiçi'nin 5 numarasıdır. Kaybolmuş Bulgar sütçülerin sonuncusudur. Hastasıyım o mavi renkli dükkanının ah ah. Beşiktaş'ta oturmuştum 90'lı yıllarda Hattat Tahsin sokakta. Ne günlerdi. Özlüyor muyum, zaman zaman evet.
Biz de gidelim mi Kaymakçı Pando'ya Bolat? Gidin de diyemem gitmeyin de çünkü Pando'nun ruh hali nasıl olur bilemediğimden bana saydırma ihtimaliniz yüksektir. Ama giderim ben salaş malaş farketmez damak tadıma düşkünüm diyorsanız sorun yok.
Afyonum patlamadı deyiminin hikayesi
Ne yapıyorum ben Ramazan Ramazan. Afyonum patlamadı herhalde! Çok özür dileyerek huzurlarınızdan ayrılıyorum. Herkese hayırlı Ramazanlar. Eh böylece bir ramazan postu da yazmış olduk iyi mi.
Etimoloji severe not: “Afyonunu
patlamak” deyimini bugün kendine gelmek, ayılmak olarak kullanırız. Peki,
hikayesi nedir? Buyurun: Eskiden hali vakti yerinde olan esnaf ve devlet erbabı
insanlar Ramazan ayı gelince açlığa ve bunun ortaya çıkardığı sinirliliğe çare
olsun diye İmsak vakti girince kat kat hayvan bağırsağına bağladığı afyon
kapsülünü löp löp mideye indirir ve öğleden sonraya doğru mide asitlerine
dayanamayan kapsülün patlamasını beklerdi. Kapsülden önce Kaymakçı Pando gibi
meymenetsiz suratlar birden oo lala, hayat ne güzel ülen şekline döner. Yüzlerde
güller açardı. Eğer abi hala sinirliyse afyonun patlamadığını belirtmek için
henüz “afyonu patlamamış” deyimi kullanılırdı. Tütünde böyle değil miydi,
Osmanlı döneminde her derde deva ilaç diye satılmıştır.
Fotoğraf Kaynak:spicycocoa
Yorumlar
yaz günü kabul etmek gerekir biraz ağır kaçar bal- kaymak :)
ama Pando'nun tereyağlı omletini -balkaymağını bilmeyenlere hala hayattayken Mim olsun.. O mavi minicik dükkani BEşiktaş Çarşı, esnaf ömre bedel !
Benimde postlarım arasında yerini bekliyor..
Ne büyük başarı. Bir işi yaptın mı tam yapacaksın türünden. Elbet namı yürüyor işte. :)
İstanbul'un süt ve süt ürünleri bir zamanlar Bulgar'lardan sorulurmuş. Ben de bir kaçına yetiştim.
Allah için! adamlar ciddi çalışırlardı :)
Bal - kaymağa bayılırım. Abartılı tüketirim hatta. Ama olsun, ayuyum sonuçta :)
hayırlı ramazanlar..
Yorum Gönder