Bir garip kütüphane!

Geçen Estambul’u ziyarete gelen yabancı bir arkadaşım sordu. Şehrin en iyi modern sanat müzeleri hangileri? Bana göre, İstanbul Modern, Santral İstanbul, Proje 4EL ve SALT, bir elin dört parmağı. Özellikle Santral İstanbul çok farklı Osmanlı döneminde elektrik santrali iken  Doğuş, Ciner  ve Kale gibi grupların desteğiyle devasa bir sanat merkezi haline geldi.Bilgi Üniversitesine sanat kompleksi olarak tahsis edildi. Kompleks 118.000 metrekare yani 118 dönüm. Gitmeyenler bu bahar mutlaka Santral İstanbul’u ziyaret etmeli. Manzaranın seyrine doyum olmuyor!  Ben İstanbul 1910-2010 adlı sergiye gitmiş ve sergiyi çok beğenmiştim. Hay Allah neden AVM dikmediler oraya da! Hem eğitim merkezi, hem sanat merkezi kazan dairesi ise Kütüphane. Bu hafta kütüphaneler haftası bunu biliyor musunuz? Neredeyse kütüphaneleri hayatımızdan sildik. O yüzden internet hep copy-paste yazılarla doldu taştı! Asıl derya kütüphanelerde!

Yorumlar

LILA MOONLIGHT dedi ki…
Merhaba Bolat, uzun kayak haftasonu tatilinden dondum, orada internetim yoktu, kacirdigim postlarina simdi bakiyorum : ) " Hay Allah neden AVM dikmediler oraya da! " ignelemesini cok sevdim : ) bu bahar ve yaz bu dort tavsiyeni de gormek icin zaman yaratmak icin elimden geleni yapicam : )
27 Mart 2012 00:25
beijaa vintage dedi ki…
ben hala kütüphaneye girince kendini kaybedenlerdenim.kitaplar beni heyecanlandırıyor..
27 Mart 2012 01:37
Adsız dedi ki…
Çok önemli bir konuya daha değinmişsin osman abi. Bu sene kütüphaneler haftası çok daha aktif geçiyor. Bu konuya dikkat çektiğin için meslektaş adayı olarak ayrıca teşekkür ederim. ( çekirge) :))
27 Mart 2012 02:30
İki Kum Tanesi dedi ki…
"O yüzden internet hep copy-paste yazılarla doldu taştı! Asıl derya kütüphanelerde!" sözüne aynen katılıyorum.

Bir şey fark ettim kendimde geçen gün. İnternette ki bilgilere güvenimin kalmadığını. Kaynağı belli olmayan bir sürü yazı mevcut. Bir çok şeyde yanlış bilgilendiğimizi düşünür oldum. Ve evdeki ansiklopedimi tekrar gözden geçirmeye ve kaynak olarak kullanmaya karar verdim.
27 Mart 2012 02:35
annemahsustan dedi ki…
Ben de hala -çocukluğumdan kalma alışkanlık- kütüphane raflarını koklayarak gezenlerdenim... Orataokulda, lise de dönem ödevleri için, kitap okumak için kütüphaneye koşanlardanım.
Güzel bir yazı olmuş yine...
27 Mart 2012 10:28
Elif Ayvaz dedi ki…
Evet, asıl derya kütüphanelerde. Neler neler keşfediyor insan oralarda.
27 Mart 2012 11:34
dayatmalarda kayboluş dedi ki…
kütüphaneler daha çok olsaydı daha çok okunur muydu? yoksa sınırlı sayıda olduklarından mı keşfedilememişlerdi? bilmiyorum ama yazık oluyor gittikçe azalmaları onu biliyorum.
27 Mart 2012 13:22
Mutlu Eller dedi ki…
Bolat, son cümlen cuk oturmuş konuya:)
İstanbul gibi sınırsız bir şehre mevcut sanat galerileri ne kadar da az aslında...
27 Mart 2012 15:00
gülümse dedi ki…
ben müzeye gitmeyeli nerden baksan 6 yıl oldu:(en son gittiğime de yurtdışında gitmiştim zaten:(
27 Mart 2012 15:42
esensdollsandpuppets dedi ki…
Bende gitmeyenlerdenim Santral İstanbula yapılacaklar listeme
aldım.Kütüphaneye gitmeyi özlemişim ama sayıları çok azaldı maalesef..((
27 Mart 2012 19:52
Blogger Bolat dedi ki…
Pişman olmayacaksın ancak bunu söyleyebilirim :) Özellikle İstanbul Modern ve Santral İstanbul'un manzarası çok güzel :)
27 Mart 2012 20:56
Blogger Bolat dedi ki…
Güzel, halk kütüphanesine ilk gidişimi asla unutmadım :)
27 Mart 2012 20:57
Blogger Bolat dedi ki…
Kitapla internet çok farklı şey, yüzbinlerce yılın internette ayak izi yok! Postlarımı yazman için sık sık evimdeki kütüphaneye başvururum.
27 Mart 2012 20:59
Blogger Bolat dedi ki…
Teşekkür ederim umarım bub alışkanlığınız sona ermemiştir :)
27 Mart 2012 20:59
Blogger Bolat dedi ki…
Çekirge sen özellikle çok vakit harcamalısın özellikle okul kütüphanesinde:)
27 Mart 2012 21:00
Blogger Bolat dedi ki…
Güzel bir Borges yapıtıdır :) Biliyorsun Borges aynı zamanda kütüphane yöneticisiydi bak ne isabetli bir yarım yaptın da bunu da bana söylettirdin :))
27 Mart 2012 21:04
Blogger Bolat dedi ki…
Keşke daha çok gidebilsek benim İstanbulda beğendiğim en güzel kütüphane Atatürk Kitaplığı ve Beyazıt Kütüphanesidir.
27 Mart 2012 21:06
Blogger Bolat dedi ki…
Yavaş yavaş gelişecek umutla bekliyoruz Semi :)
27 Mart 2012 21:07
Blogger Bolat dedi ki…
O zaman gitmeli ilk vakitte :))
27 Mart 2012 21:08
Blogger Bolat dedi ki…
Biz gitmediğimiz için azalıyor!
27 Mart 2012 21:09
Adsız dedi ki…
bi gidelim bakalım. evet ya ben de çok severim kütüphaneleri ama sen söyleyince fark ettim çooookk uzun zaman oldu ki gitmiyorum.
28 Mart 2012 11:52
Klio'nun Şarkısı dedi ki…
Santralistanbul'un atölye çalışmaları da çok iyidir. Ve bahçedeki kafeleri:)
Gittiniz mi bilmiyorum ama arkadaşınıza Perili Köşk'ü de tavsiye edebilirdiniz. Borusan Genel Müdürlüğü. Aynı zamanda müze. Müze-ofis. Çok değişik, çok hoş
29 Mart 2012 01:10
Klio'nun Şarkısı dedi ki…
Dur hatta ben yazayım onu:)
29 Mart 2012 01:35
Blogger Bolat dedi ki…
Çekirgem, senin yorum spam olarak algılamış filtre. Aman güzel geçsin kütüphane haftası, devir Bilgi Yönetimi devri, çağımız Bilgi Çağı size çok ihtiyacımız var :))
29 Mart 2012 11:54
RABİA SERTELİ dedi ki…
Sayın Bolat, yazınızı zevkle okudum ama Osmanlıdan kaldığını belittiğiniz Silahtarağa semtindeki elektrik santralı benim gençliğimde faaliyette idi. Osmanlı zamanında yapılmış olabilir ama yakın zamana-bana göre-kadar çalışıyordu. Kütüphane alışkanlığım yok sayılır. Kitabımı, dergimi evimde okumasını seviyorum. Ancak, bilhassa araştırmacılar için kütüphanelerin önemi büyük.Temennim, Santral İstanbul'u görmek, inşaallah başka bahara kalmaz.:(
29 Mart 2012 14:31

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hadımköy, İstanbul'un en tuhaf köyü

Resim
Hadımköy ismi nereden geliyor? Hadımköy ismini duyanınız var mı,  bilmiyorum. Bildiğin köy ama yolu izi berbat, sanayi taşındığı için mecburen gelişecek. Eee, nerden aklına geldi Hadımköy? Dün gazetelerden okuduğum  hadım edilen 100 İngiliz pedofil(sübyancı) haberini okuyunca ben de İstanbul’un Hadımköy’ünü yazayım istedim. Birkaç kez gittim. Umarım oralarda çalışmak durumunda kalmazsınız .  Hadımköy mü? Hadimköy mü? Hadımköy ismi aslında bir dil kazası ürünüdür ya da bizim cehaletimizin ürettiği garip bir isimdir. Hadımköy’ün gerçek ismi “Hadim Köy” dür yani a’nın üzerinde şapka vardır. Hadim: hizmet eden hizmetliye verilmiş köy anlamında kullanılır.   Kelime hazinemiz pek geniş ve araştırma ve tarihe merakımızla “vay beeaa” dedirtecek bir seviyede olunca orada bir hadım baba varmış işte hadım babanın köyü anlamında “Hadımköy” denmiştir, şeklinde yazıvermişiz. Hadımköy  nerededir? Istıranca dağlarının eteklerinde Sofya çıkışından az beride!...
Devamını göster »

Beylikdüzü'nde Yaşamak Nasıldır?

Beylikdüzü'nde Yaşamak İstanbul'da oturduğum semtleri sıralayacak olursam, Üsküdar-Beylerbeyi, Beşiktaş-Hattat Tahsin, Sarıyer, Başakşehir-4 Etap ve Beylikdüzü gittikçe İstanbul'dan uzaklaştığımın farkıydayım. Şimdi sırada Silivri mi var Bolat? Sonra Kapıkule'den kaçımıza tekmeyi vuracaklar mı! Beylikdüzü sittin tane sitesinin yer aldığı bir İstanbul ilçesidir. Orada yetişen çocuklar karın yatay yağdığını sanır. Şehir merkezinden genellikle 3 derece soğuktur. Eğer işiniz Beylikdüzü dışındaysa ömrünüz yollarda geçecek demektir. Beylikdüzü'nde oturursan İstanbul'u, Boğazı, Beşiktaş'ı, Tarihi Yarımadayı çok özlersin. Mahalle kültürü'nü yaşatan tek şey sokak köpekleri ve kedilerdir. Elimizle besleriz, severiz hayvanları. Ömrümün en çetin en güzel kışını Beylikdüzü'nde yaşadım. Eğer ölmeden önce yapılacak listesi yaparsam İstanbul'da ulaşım deyince ibreti alem için en tepeye koyacağım ilçe Beylikdüzü olurdu. Beylikdüzü İlçesinin Tarihi ...
Devamını göster »

Vatoz Balığı Yaptım Evde İsyan Çıktı

Resim
Zaman akıp gidiyor dur demek olmaz   Zaman hızla akıp gidiyor. Yine geldik bir Ramazan ayının başına. Şimdiden tüm blogger arkadaşlarımın Ramazanını kutluyorum. Ülkemiz, milletimiz, devletimiz ve geleceğimiz için hayırlı olsun. Ramazan gelmeden son balık yemeğimi de yaptım. 5M Migros’a uğradım tezgâhlar boş, av yasağı var, hemen karşısında Real’e uğradım orada da öyle bir akıbete uğradım. Tam balık tezgâhından ayrılacakken buzlara yatırılmış Vatozları gördüm, biri al diğerini alma olmaz ayıp olmasın diye ikisini birden aldım. Vatoz nasıl bir balık türüdür? Sırtlarında mahmuzu olan, kıkırdaksı kemikli, kanat uçları akordeon şeklinde kılçıklı, kalkana benzer tadı olan, kumda yaşayan bir balık türüdür. Ülkemizde pek yenilmediği için Avrupa’da tüketilir. Denizlerimizde vatoz bulunur, hatta 300 kiloluk bir vatoz yakalanıp sergilenmiştir. Duyduk duymadık demeyin. Vatoz aldım evde isyan var! Evet, Vatozları aldım eve geldim. Evde İsyan var arkadaş. Vatoz yenir mi?...
Devamını göster »