Kayıtlar

Nisan, 2008 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sakıp Sabancı Müzesi SSM, Atlı Köşk

Resim
SSM Müzesi Sakıp Sabancının gönlümüzdeki yeri bir başkadır. Eğer hiç gitmeyen varsa ömründe bir defa da olsun İstanbul'daki SSM 'ye gitmeyen insana acırım. Şimdilerde Louvre Müzesi İslam Sanatları Bölümü’nden seçilmiş yaklaşık 220 eser Türk Telekom’ un katkılarıyla sergilenmek üzere İstanbul’a geldi. SSM Koleksiyonu Louvre Müzesi’nin en önemli koleksiyonlarından İslam Sanatları Bölümü’nde toplanmış ve korunmuş olan hazineler arasında Osmanlılara, Safavilere, Babürlere ait eserler var. Yok ben SSM'ye gidemem eserleri yerinde Louvre Müzesinde görmek istiyorum diyorsanız o ayrı. Eğer ziyaretinizi tamamladıktan sonra karnınız açıktı ise Resteurant manzarası şahane ama  fiyatları akıllara ziyan, niye böyle? Biz orta halli insanlar ezilsin diye mi? İnanın bir fikrim yok. Onu da Sabancı ailesi düzeltir herhalde.  Gerçi Atlı Köşk gibi bir mekânı halka açarak bir büyüklük yapmışlar ama Türkiye'nin durumunu da düşünerek restoran kafe fiyatlarına müdahale etme...

Asmalı Mescit'in incisi Yakup-2

Resim
Yakup-2 Restaurant Yakup 2'in sahibi Yakup Arslan, Refik Restoran'ın sahibi Refik Arslan'ın yeğeni. Yakup'u Rize'den Asmalımescit'e getiren de amcası Refik, 1975'de İstanbul'a gelip amcasının meyhanesinde çalışan Yakup, sonra Yakup 1'i ve ardından 1982'de Yakup 2'yi açıyor. Yakup 1 artık yok... Yakup 2, kimilerine göre entelektüel meyhanesi, kimilerine göre ise eski İstanbul Rum meyhanelerinin devamı. Asmalı Mescit'in Simgesi Yıllardır Estambul Beyoğlu’nun örnek meyhanesi… Asmalı Mescit sokağının simgesi ve “en iyi meyhane ödüllü” Yakup 2, en şeker gibi sarhoş olunan meyhane. Yakup 2’ye her gittiğinizde sevdiğiniz bir sanatçıya, edebiyatçıya rastlamanız mümkün ve zaten mekânın duvarlarını müdavimi olan ünlülerin fotoğrafları kaplıyor. Bir duvar, sonsuzluğa uğurlanan müdavimlerinin fotoğraflarıyla dolu. Hoş bir kadirşinaslık örneği. Entellektüel Mekanı Yakup2 Yazar ve çizer takımının uğrak yeri olmasının dışında ...

Canım Ciğerim Ciğercisi Asmalı Mescit

Resim
İstanbul'un Lezzet Mekanları Arnavut ciğerini çok severim, edirne usulünü de fakat Canım Ciğerim Restaurant'taki ciğer şişi de çok beğendim. Bu restaurant’ı bir  arkadaşım tavsiye etmişti.  Sonra İstanbul Timeout listesinde de görünce gitmeye karar verdim. Canım Ciğerim   iki katlı gayet hoş bir mekân. Ciğerler nefis. Beğeneceğinize düşünüyorum. Eski Amerikan konsolosluğu'nun arkasındaki sokaktaki bu özel mekana sakatat sevenlerin uğraması lazım.  Ciğer Yanında Yenen Mezeler Hizmet ve servis şahane! Mutlaka gitmenizi tavsiye ediyorum. Ciğerin yanında soğan, piyaz ve yeşil salata gayet güzel fakat fazlası mideye zaafiyet veriyor bilesiniz. Mersinli İlhan Özkan Usta 'ya ait olan mekânın beğeneceğinizi umuyorum. Mekân, Asmalımescit Mah. Minare Sk. No: 1 Beyoğlu Estambul şeklinde tarif edebiliriz. Ciğer sevmeyenler kuzu şiş yiyebilir. Fiyatları İstanbul'u düşünürsek makul sayabiliriz. Acılı ezme, közde soğan gibi mezeleri ile ciğerimin köşesi olmuş ca...

İlk Havacımız Vecihi Hürkuş Arnavutköylü'ydü

Resim
İstanbulun İlk Havacısı V ecihi Hürkuş , İstanbul, Arnavutköy'de 1896 tarihinde doğdu. Üç yaşında iken babasını kaybetti. İlkokula Bebek’te  başladı, Üsküdar Paşakapısı İdadi ve Tophane Sanat Okullarında okudu. Balkan Harbi’ne  gönüllü olarak katıldı. Edirne’ye giren kuvvetler içinde yer aldı. Beykoz Serviburun’daki esir kampında kumandan oldu. Tayyareci olmak istiyordu. Yaşı küçük olduğundan makinist mektebine aldılar. Makinist olarak Birinci Dünya Savaşı’na girerek Bağdat cephesine uçak makinisti olarak gönderildi. Orada bir uçak kazasında yaralanarak İstanbul’a döndü.  Yeşilköy Tayyare Mektebi Yeşilköy’deki Tayyare Mektebi ’ne girerek tayyareci oldu. 1917 sonbaharında Kafkas cephesine, 7. Tayyare Bölüğü’ne atandı. Orada bir uçak düşürerek Kafkas Cephesinde uçak düşüren ilk Türk tayyarecisi oldu. Rus’lara esir olarak olarak Hazar Denizi’ndeki Nargin adasına gönderildi. Azeri Türklerinin yardımı ile adadan yüzerek kaçtı.  İlk Türk Sivil Uçağı Kurtul...

İlk telefon hatları ve İstanbul

Telefon olayında artık aştık 3g’deyiz. Ama ilk telefon İstanbul’a nasıl geldi? Kıtalararası telefon konuşmaları 1915 senesinde başlamıştır. İlk konuşma Paris'le Türkiye'de ilk telefon 1908 senesinde uygulanmaya başlandı. Kadıköy ve Beyoğlu santralleri 1911 senesinde hizmete açıldı. İlk otomatik telefon santralı 1926 senesinde Ankara'da kuruldu. Ardından diğer il merkezlerinde de telefon santralları kurulmaya başlandı. Kısa bir süre sonra kurulan santrallar aracılığıyla bütün iller arası telefon haberleşmesi başlamış oldu.  PTT 'nin 1970'lerden sonra yaptığı çalışmalarla telefon, Türkiye'de geç olmakla beraber, süratle yayılmaya başladı. Türkiye’nin milletlerarası telefon santralı İstanbul'daki Tahtakale Telefon Santralıdır.

Cemiyet-i Ticariye'den İstanbul Ticaret Odası'na

Resim
Geleneksel Osmanlı loncaları daha sonra Cemiyet-i Ticariye 'den  İstanbul Ticaret Odası'na dönüştü. Batının hızla gelişmesine ayak uydurmaya çalışan devlet 25 Haziran 1876'da Meclis-i Ticaret ve Ziraat’i kurdu. Bu kurum uzman ve entelektüel danışmanlık hizmeti veriyordu.  1880'de kurulan Dersaadet Ticaret Odası'nın çekirdeğini oluşturuldu amaç devletin çöküş yaşadığı bir dönemde ekonominin kurtarıcısı olması umuluyordu. 1910 yılında İstanbul Ticaret ve Sanayi Odası adını alan Oda; 1923'te Cumhuriyetin ilanıyla birlikte, İzmir İktisat Kongresi'ni izleyen yıllarda çehresi, işlevi, görev ve sorumlulukları hızla değişti. 1925 yılında yayımlanan Ticaret ve Sanayi Odaları Kanunu'nun ardından, Yönetmeliklerin çıkması, Türkiye'deki birçok Oda'ya olduğu gibi İstanbul Ticaret Odası'na da hukuksal altyapı sağlayarak, tüzel kişilik haline getirdi. Odalara tüzel kişilik hakkı sağlamasının yanı sıra, 14 Mayıs 1925'te yürürlüğe giren 655 sayılı Kanu...

İstanbul'un cezaeviydi şimdi lüks otel oldu

Resim
Belki görmüşsünüzdür, geçmişte hapishane olarak düşünülmüş daha sonra 1918'de zamanın modern mimarı tarafından neo klasik sitilde tasarlanmış ve Sultanahmet Cezaevi olarak kullanılmıştır. Sultanahmet ve cezaevi yan yana düşünmek bile ayıp! İstanbul'un tarihi barındıran  bu güzel mekan Sultanahmet'te  1996 yılından bu yana Four Seasons Otel   olarak hizmet vermektedir. Mehmet Gürs sevdiğim şeflerden biridir ve bu otelin Şefidir. Otelde 10'u suit olmak üzere toplam 65 oda bulunuyor. Four Seasons Hotel İstanbul, Travel and Leasure Dergis i tarafından dünyanın en iyi 3'üncü oteli seçilmiştir.

Sevimli İstanbul Otelleri

İstanbul'un Özel, Sıcak ve Samimi Otelleri Benim ilk favorim Nişantaşındaki Sofa Otel, bence tam bir şehir oteli, Sonra Elmadağ Divan Oteli, Point Otel Gayrettepe,  Ahu Aysal'ın sahibi olduğu bu Les Ottomans, otelimiz butik oteller arasında en dikkat çekeni. Otel Kuruçeşmedeki Muhsinzade Yalısı'nın restorasyonu sonunda 2006 yılında açıldı. Otel ülkemizde feng Shui felsefesine göre düzenlenen ilk konaklama merkezidir. Daha otele adım attığınızda  fiyatlarıyla korkutan bir yer izlenimi veriyor. Yemekleri lezzetli. İstanbul sosyetesinin sık sık kullanıdığı mekan Osmanlı tarzındaki kumaşlarla döşenmiştir. Giriş kısmındaki bar ve ordaki koltuklar sıcak bir hava vermiş. Manzarası ve restoranıyla çok güzel butik oteldir Les Ottomans, Estambul'a yakışır bir otel. Abstract Istanbul Les Ottomans Otel Located on the most magnificent section of the Bosphorus, Hôtel Les Ottomans is an oasis of tranquility and harmony amid stunning Turkish surroundings. The first and on...

İstanbul Gravürleri

Resim
Gravür Kelimesinin Kökeni, Etimolojisi Gravür: Fransızca "Gravure" sözcüğünden alınmıştır. Bir baskı tekniği olarak matbacılık ve sanat ürünlerinin yaratımında kullanılan gravür, bir kazıma şekli, çukur baskı veya oyma baskı olarak adlandırılabilir. Grafik sanatların bir kolu olan ve Osmanlıca’da “ hakk “ kelimesi kısaca kazıma yada kabartma sözcüğü ile ifade edilebilir.  Oyma baskı, oyarak çizmek gibi değişik anlamları vardır. Gravür kelimesiyle aynı kökten gelen graffiti kelimesi de yine bir sanat işidir. En azından ben bir hakkak ile Estambul'da tanıştım. En İyi İstanbul Gravürleri 17 ve 18. Yüzyılda gravür sanatı gelişmiş ve  renkli ağaç baskılar dünya üzerinde görülmeye başlamıştır. Türkiye'de II. Abdülhamit devrinde azınlıklar ve daha önceleri Avrupa ülkelerinin elçileri tarafından başlatılan gravür sanatı, saray çevresinde gelişmiştir. Bilinen ilk gravürler, Osman Hamdi Bey'in açtığı Güzel Sanatlar Akademisi’nde taş baskı yöntemiyle yapılmıştır....

İstanbul'da çıt yok Irak Savaşı

Resim
Irak, körfez savaşı Irak'da kitlesel imha silahı var diyerek başlatılan bu kirli savaşa birey olarak yapabileceğimiz bir şey yok. En azından ülkem böyle bir kirli savaşın içinde olmadığı için, milletvekillerine minnetlerimi   sunuyorum. Aslında olması gerekeni yaptılar.  Bu kirli savaş başlayalı beri yaşadığım kentte büyük çaplı savaş karşıtı organizasyonların olmaması İstanbul için çok incitici.  Her milletten ve dinden insana kucak açan İstanbul'da bu uğursuz savaşa karşı çok daha büyük organizasyonlar yapılmalı. İnsanlık için, İnsan için, en azından Amerika'daki duyarlı insanlar kadar sesimizi duyurmamız gerekmez miydi?  Bu gidişle Ortadoğu'da daha çok savaş çıkartırlar. Dün bir film izlerken alt yazıda geçen "Bağdat'ın Güneyinde Toplu Mezar Bulundu" başlığı içimi acıttı. Allah tüm insanları, insanlığı savaş denen bu uğursuzluktan korusun. İyi uykular Estambul.

İstanbul'un Leventleri ve Denizcileri

Resim
Levent kelimesinin Kökeni, Etimolojisi İtalyanca “Levantino (şark ahalisi, doğulu)” kelimesinden gelme bir isimdir. Önceleri genel manada denizcilerin serseri takımına denilmişse de daha sonra iyi manası ile  Osmanlı'nın  deniz askerini anlatmada kullanılmıştır. Leventler deniz ve kara olmak üzere iki kısım idiler. Deniz Leventleri korsan gemilerinde gemici ve  cenkçi  olarak bulunurlardı. Önceleri korsanlık yapan serbest Leventler, Barbaros Hayrettin Paşa zamanında devlet hizmetine girmişlerdir.  Maaşlı olan bu yerli Leventler  İstanbul'daki  hanlarda ikamet ederler ve sulh zamanında çeşitli taşkınlıklar yaparlardı. 18. yy’ da Kaptan-ı Derya Süleyman Paşa bunlar için Galata, Beşiktaş, Hasköy ve Eyüp’te bazı tesisler yaptırıp bu leventlerin  zapturapt altına   alınmalarını  sağlamıştır.  Cezayirli Gazi Hasan Paşa da aynı asrın sonlarına doğru Leventler için Kasımpaşa’daki Bugün Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Karargâhı binas...

İstanbul Şehir İçi Turları ve Rotalar

Resim
Boğaziçi Bosphorus Turu Boğaziçi İDO vapurlarıyla yapılacak çingene vapuru turu hem kesenize uygun hem de çok keyifli bir Boğaz turu alternatfidir. Fakat derseniz ki ben bu Boğazı bir bilenle dolaşayım o zaman özel bir tekne turuna katılmanızı öneririm. Özellikle yaz ayları tercih edilmelidir. Kadıköy, Beşiktaş, Ortaköy, Eminönü'nden kalkan TURYOL tekneleri emrinize amadedir.  Boğaziçi  yalılarını yazan dostum Gazeteci dostum Mehmet Çelik ile gezmek isterdim, kısmet diyelim. Fener Balat Turu Agora Meyhanesi, Fener Rum Erkek Lisesi, Gül Cami, Kanlı Meryem Kilisesi, Patrikhane  ve Anemas zindanları, Fener ve Balat sokakları gibi bir çok dini ve tarihi yapıyı göreceğiniz bir şehir içi tur olup kesinlikle İstanbul'u daha iyi tanımak için mutlaka hayatta bir kez olsun bu rotayı gezmek lazımdır. Haliç, Altın Boynuz Turu Zamanın gelgitleriyle oluşmuş bu muhteşem doğa parçasını dünyada bilmeyen var mı! Yok, varsa da bizim onlarla işimiz olmaz. Haliç'i mutlaka ...

İstanbul'da Kuş Gözlem Yerleri

Resim
Kuş Gözlemi, kuşları gözleyip onların yaşam ve davranış biçimlerini hakkında daha çok bilgi sahibi olmak veya bilgileri kayıt altına almak, haritalamak, fotoğraflamak, davranış ve seslerini kaydetmek gibi değişik dalları olan bir hobidir. Tüm doğaseverlerin kolaylıkla uğraşabileceği bu hobi doğa ile kucaklaşmak için en uygun sebeptir. Kuş gözlem grupları ile ilgili olmayanlar için söylemeliyim ki bu büyük bir şanssızlık. Umarım siz de bir gün kuş gözlemi yapan insanlarla tanışma fırsatı bulursunuz. Hepsi doğayı seven alçak gönüllü ve sevecen insanlar. İlk gözlemimi ülkemize gelen Fransız asıllı Pier adlı bir arkadaşla yapmıştım. Kulakları çınlasın. Daha sonra Tanıştığım gözlemciler: Ömer bey, Berrin Akyıldırım, Taner Bey hepinize selam olsun. Kuş gözlemi yapmak için neler gerekli: genelde tripod ve dürbün ya da fotoğraf makinesi ve teleobjektif taşımak yeterli sanırım. Fotoğraf çekmekten hoşanmayan arkadaşlar daha bilimsel bir uğraşı olan halkalama ve sayım işlemleri yapabilirler. İ...

Tarih Boyunca İstanbul'un Eski İsimleri

Dünden Bugüne İstanbul Ah İstanbul İstanbul olalı dip Paleotik Çağ'dan bu güne ne insanlar gördü! Ne kavimlerle yaşadı! Nice medeniyetler kuruldu ve yıkıldı! Würm denilen Boğazların henüz oluşmadığı o buzul döneminden günümüze kadar İstanbul İstanbul olalı neler gördü neler! Her dönem insanı içinde yaşadığı bu güzel İstanbul coğrafyasına değişik isimler verdi. İstanbul'u gören insanlar şanslı, İstanbul'da yaşayanlar çok daha şanslı. İstanbul tüm isimleriyle bizimdir, İstanbul tüm isimleriyle insanlık tarihinindir. İstanbul'un eski isimleri nelerdir? İstanbul Ansiklopedisinde okumuştum İstanbul'un tarihten bugüne aldığı isimler şunlarmış: Aleksandre, Alma Roma, Aylana, Anthusa, Antonia, Asitane, Beldetü'l-tayyibe, Bizantion, Cezire-i heft, Cebel, Constantinople, Çakdurkan, Çar gorod, Çezar şehri, Darü'l-hilafe, Darü'l-islam, Darü'l-mülk, Darü's-saltana, Der-aliyye, Der-i devlet, Dergah-ı selatin, Dersaadet, El-farruk, Estambul, Escomboli,  Este...

İstanbul'da Erguvan Şenliği

Resim
İstanbul Boğazı'nın Erguvanları İstanbul her mevsim güzeldir fakat baharda bambaşka güzelleşir şehir. Çünkü Baharda Erguvan ağaçları çiçek açar ve İstanbul'un tadına doyum olmaz. Erguvan ağacı nisan, mayıs aylarında açar. Bu naif çiçekleri seyretmek için Estambul Boğaz’ına buyurmak lazımdır. Erguvanlar Boğaziçi’nin sultanıdır.  Erguvan Ağacının Hikayesi Erguvan ağacına Judas Tree denir.  İngilizcede Bizans İmparatorluğunun sembol ağacıdır.  Judas Tree yani "Yahuda Ağacı" denir. Hristiyanlar   tarafından kutsal sayılan bir ağaçtır. İlginç de bir hikayesi vardır. Erguvan ağacının ismi almasının sebebi: Efsaneye göre erguvan ağacı, mor değil beyaz çiçekli bir ağaçtır.  Fakat Hz. İsa'ya ihanet eden 13. havâri Yahuda İşkariot,  ihanetinin  utancı ve pişmanlığı içinde günlerce çok büyük bir vicdan azabı çeker. Nihayetinde bu ızdıraba dayanamayarak kendini asarak bir erguvan ağacına asar. Yani intihar eder! Bu günahkar insanın günahına ...

İstanbul Tavşanadası ve Yalnızlık

Resim
Bir Blogger'ın İstanbul yalnızlığı O kadar çok kafam şişmiş, o kadar dünya işlerine dalmışım ki, kaçıp uzaklaşasım var. Mesela şimdi küçük bir teknem olsa Tavşanadasi’na kapağı atsam. Dört yanım deniz meskûn mahalde kafamı dinlesem. Adaların en uzağı olan bu yerde bırakıp dünya işlerini, kendi âlemime seyre dalsam. İstanbul Tavşanadası, Balıkçı Adası Tavşan adası dedikte biraz açalım isterseniz: Eni boyu 90 metredir. Ağaçsız, çıplak, kayalık bir kara parçasıdır. Üzerinde, 40 metre yüksekliğinde bir tepe bulunmaktadır. Haritalardaki resmi adı “Balıkçı Adası”dır. Tavşanı bol olduğu için Tavşanadası adı verilmiştir. Adada günümüzde de tavşan vardır. Meskun değildir. Öteki Hayırsız Adalar gibi Tavşan adası yani Neandros'ta da adatavşanı çok olduğu için halk bu adaya Tavşan Adası ismini takmıştır. Balıkçı Adası,Neandros Adası Estambul'a en uzak olanıdır, (İstanbul limanına mesafesi 13,5 deniz mili). Kaşıkadası'ndan biraz büyükçedir. İnsan bazen İstan...

Fatih Sultan Mehmet'in Karalama Defteri

Resim
Fatih Sultan Mehmet'in Karalama Defteri Ortaçağı kapatıp Yeniçağı başlatan Türklere çığır açan genç Padişah Sultan II.Mehmet ve onun çocukluğuna dair pek çok araştırma yapılmıştır. Örneğin 2004 yılında konuyla ilgili olarak bir haber okuduğumda için rahatlamıştır. Bunun akabinde yine güzel bir Yaşar İliksiz çalışması var ki ellerine sağlık "Fatih'in karalama detferi ismini taşıyor" şimdi sırasıyla bu haberlere bakalım. Fatih'in karalama defteri,1453 İstanbul Kültür Sanat Dergisi'nde yayınlandı. Derginin ilk sayısı'nı Beyoğlundaki İBB Kültür A.Ş'ye bağlı İstanbul Kitaplığı'ndan satın alabilirsiniz. 1453 İstanbul Kültür ve Sanat Dergisi Ne yazık ki 1453 İstanbul Kültür Sanat Dergisi ile kafamda büyük soru işaretleri var, İstanbul Büyükşehir Belediye'sine İBB'ye bağlı Kültür A.Ş tarafından çıkarılan bu dergi uzun ömürlü olabilecek mi bilemiyorum. Emin değilim bunu tarih gösterecek. Maalesef belediyenin bu konuda istikrarlı ...

Kaçıp Gidesim Var İstanbuldan

Resim
İstanbul'un Ekonomik Krizleri Yahu niye durup durup her 10 yılda şöyle ya da böyle darbe olur. Büyük Ananemin harika bir oğuz halk deyimi vardı "Ağrımaz başıma marama sarmak" diye. Kısaca bizim oğuz bölgesinde bu deyimin manası şudur: Durup dururken kafaya havlu ile sarıp başını zorla ağrıtmak.  Evet, gözümüz gönlümüz aydın dün 1000 doları olan vatandaşlar bugün kalktılar ki dolar suni olarak doğurmuş 150 ytl kazandılar. Oh ne ala ya 100.000 doları olan ne kazandı? ya 1.000.000 doları olan ne kazandı? Şimdi burada matematik hesabı yapmayalım. Heykeltıraş  Funda Gülay Günaydın Bugün röportaj için Funda Gülay Günaydın'a Şişli'ye gidilecek ama mecalim yok isteğim yok bir şey yapasım yok.  Halbuki  kendisi ile çok tanışmak isterdim. Geçici körlük yaşıyorum Allah sonumuzu hayır etsin. Kötümser günümdeyim bu kötümserliğimi böyle güzel bir sanat insanına bulaştırmak istemiyorum. Yazımın konusu olan Funda Gülay Günaydın: Marmara Üniversitesi Güzel Sanatl...